8. ZAMANIN ÖNCÜSÜ

132 13 35
                                    

Ruelle- Madness

Mor ve Ötesi- Daha Mutlu Olamam

KENDİME NOT:Sessizce ağladığın geceleri unutma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KENDİME NOT:
Sessizce ağladığın geceleri unutma.

¤

Rüyalar bana hep yalnızca bilinçaltımızın ulaşabildiği başka bir evren gibi gelmişti.

Uyku haliyle zihinsel bir forma geçiş yaptığımızı düşünürsek, her rüya gördüğümüzde başka bir evrende başka hayatlar yaşıyor olabilirdik. Gözlerimizi açtığımızda hiçbir şey hatırlamayışımız, zaman zaman bunu rüyamda görmüştüm demelerimiz, en basiti gün içinde yaşanan dejavular... Hepsi rüya evreninden bize kalan bir deformasyon olabilir miydi?

Evrenin sırlarına kafa yoran biri değildim ama evrenin beni sürüklediği bu sır, artık bir şeyleri sorgulamama neden oluyordu.

Yağmur.

Bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurun altındaydım.

İlk başta bir şeyleri idrak etmek güçtü ama artık bu hissi tanıyordum ve ne anlama geldiğini biliyordum. Yüzüme sertçe vuran yağmur damlalarının altında ellerimi kaldırıp ileri uzattım ve sadece baktım. Tenime düşen yağmurun ıslaklığını öyle gerçekçi bir şekilde hissediyordum ki bir an rüyada olduğumu kabullenemedim. Bu kadar gerçek hissettiriyor olması mucizeviydi. Etrafıma bakındım, bir otobüs durağının yanındaydım ve durak tıklım tıklım insan doluydu. Sabah saatleri olmalıydı ama sanki gökyüzündeki alacakaranlığı bir tek ben görüyordum. Gökyüzü yağmurlu bir havaya göre oldukça berrak ve kesinlikle garipti.

Sertçe yutkundum. Kirpiklerimi kısarak yolda ileriye atıldığımda arkamdan birkaç şaşkın nida yükselmiş ve geri gelmemi bağırmışlardı ama akıldışı bir hisle çevrelenmiştim. Yağmurdan dolayı sileceklerini hızla çalıştıran arabalar sertçe kornaya basarak zikzak yapmaya başladılar ama durmadım. Koşarak yolun karşısına geçtiğimde ve bir binanın oluklarının altına saklanarak kendimi yağmurdan koruduğumda sırtımı duvara yaslayıp sertçe nefes alıp vermeye başladım.

Üzerimde beyaz tulumum yoktu. Şapkası başımda olan siyah bir yağmurluk, kot pantolon ve yine siyah deri botlar vardı. Nerede olduğumu veya burada ne yaptığımı bilmiyordum ama hep böyle olmaz mıydı zaten? Bir rüyanın başlangıcını asla hatırlamazdık. Her şeyin ortasında bulurduk kendimizi ve sanki öncesini biliyormuşuz gibi devam ederdik.

Ama durum bu sefer farklıydı.

Normalde rüyalarda ağırlımızı neredeyse hissetmezdik. Dokunma hissi yoktu, sadece görüp duyardık. Ama şu an sanki bilincimle birlikte maddesel bedenim de buradaydı. Yağmurun kokusunu alabiliyordum, sırtımı yasladığım duvar sert ve çıkıntılıydı.

Her şey çok gerçekti.

Yavaşça titrek bir nefes verdim ve gözlerimi uzunca bir süre kapalı tuttum. Şakır şakır yağan yağmuru dinledim. Bir anda gök ortadan iki olurcasına gürlediğinde gözlerim hızla açıldı, içimi sarsıldığını hissettim. Yutkunarak elimi yüzüme götürdüm ve gözlerime yapışan ıslak saçlarımı geri ittim.

RÜYA ÇANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin