1🥀

44.7K 424 106
                                    

Ankara'nın meşhur pavyonlarından birinde az önce yanımdan kalkıp giden adamların arkasından bakıyordum. İkisi de göbekli ikisi de keltoş olan bu adamların sikini kaldiramamis olmalıyım ki memnuniyetsiz duruyorlardı.

Yarım kalan rakı bardaklarına bakarken bu hayatın daha ne kadar böyle devam edeceğini sorgulayıp duruyordum..
Tanrım...bu zordu. Bu çok zordu! Konsomatristim ben..psikopat bir annenin yanında yaşıyordum.

Genellikle olanın aksine olmayan babam değil annem zorluyordu bu iş için beni. Eve -Ben olmasam- para gireceği yoktu. Ağzımız açlıktan kokarken anneme göre en kolay yoldan para kazanmak da buydu. Hoş şuan annem sayesinde bu adamların altına yatmiyordum orası ayrı.

Ancak...bilmiyorum hayalim yoktu benim. Beş yasinda babamla birlikte toprağa gommustum onları. Üniversite okumak ya da evlenmek her ikisi de hayal değildi. Hayalini kuracak bir hayatım olmadığı için di belki de.
Beni bu pavyonda tutan şey kapıda bekleyen izbandut gibi adamlar dışında orospu olarak kullanilmadigim di. Ancak adım kadar emindim ki ben elbet bir gün bu iş için kullanılacaktım.

Hande'den sonra ben meshurdum bu pavyonda. Güzelliğim herkesin dikkatini çekerdi. Bir gerçek vardı ki guzldim. Hiç istemediğim istemeyecegim kadar güzel. Mavi gökyüzü gözlerim kahverengi uzun saçlarım ve uzun boyum vardı.
Minik yüz seklim pavyonda ki diğer hatunlar aksine oldukça dikkat cekiciydi.

Ancak ben gittiğim masada asla konuşmaz asla dinlemez ve asla temasta bulunmazdım. Geldiğimden beri sırf bu yüzden çok dayak yiyordum patrondan. Ancak iyi para kazandırdığım bir gercekti ve beni kaybetmek istememesi de gayet yeterliydi.
Siktir! Bu kadar yeterde artardı! Artık şu lanet olası sessiz ve sakin odaya geçmek istiyordum.

Tek başıma oturduğum masadan kalktım. Mor ve kırmızı renklerle isiklandirilan pavyonda etrafa kızlardan birini görmek umuduyla bakınıyordum.
İçli titrek bir nefes çektim ciğerlerime. İçki ve sigara kokusu alışık olduğum halde ilk kez tiksinmemi sağladı.
Alnimi kasiyarak masalar arasından geçerken genç bir adamın cebinden sarkan sigara kutusunu aldığım gibi çıktım.

Pavyon arkasında sessiz bir yerde uzaktan gelen müziği dinlerken dudaklarım arasına yerleştirdigim sigarayı daha sıkı tuttum. Paketi kapatıp sütyen askima kistirirken uzun tül corabimin içinden kibrit kutusunu çıkardım. Sessizce ateşi yakıp sigaranın ucuna tutarken gözlerim yanıyordu.

Elimde ki kibriti sallayarak söndürdüm ve yere attım. Kutuyu çıkardığım yere sokarken sigaradan derin bir nefes alıp parmaklarım arasında çektim. Dumanı karanlık havaya verdim.
Bahçede topuklu ayakkabılarım ile ilerlerken bu karanlıkta sadece sigaramın ucunda ki ışığa güveniyordum.
Işığım yoktu...ben yandığım ateşe sığınıyordum.

Küçük çenem büyük bir kuvvetle titremeye başladı. Dolan gözlerim usulca kapanmaya hazırlanmıştı ki...duyduğum silah sesi ölüm soğukluğu ile beni kendime getirdi.
İrkildim, korktum. Kafamı sağıma doğru çevirerek teller arasından kuytu köşeye baktım. Sarı ışığın vurduğu eski bina duvarında elinde silahla dikilen bir adamın gölgesi korkuttu beni.

Bir gölge...ışık sönse...yok olacak bir gölge damagimi kurutup tuzlu bir yaş bıraktı ruhumda.
Ben karanlıktan korkmam..ben yalnızlıktan korkmam...ben ottan boktan böcekten korkmam...ama ben gölgelerden korkarım...çok korkarım.
Sahibi belli olmayan gölgeler beni boğarak öldürürler...babama yaptıkları gibi!!

Tuttuğum nefesimi usulca bıraktım. Sessiz havada nefesimin sesi dünya göğüsünde yankılandı. Tanrım...
Hızla pavyona doğru koşarken elimde ki sigara ne ara düştü bilmiyorum. Ancak ucunda ki ateş artık beni korkutuyordu.
Işıklar gölge oluştururlar...ben karanlığı seviyorum!
Ve o sahibi belli olmayan gölge...bundan sonra enseme yerleşen bir şeytan olacaktı...bunu hissediyorum.

∆∆∆

Sadece bu sikik herife sıktığım kurşuna üzülüyordum. Yerde alnından akan kanla boylu boyunca yatan adam benim öz amcamdı.
Orospu çocuğu yapma dedigim ne sikim iş varsa yapmıştı.
Herşeyin bir bedeli vardır ve onun bedeli de kesinlikle buydu.
Elimde ki silahı yanımda ki adama verirken Murat'a döndüm.
-Bizi izleyen kızı bul.
Usulca kafasını sallarken gömleğimin koluna bulaşan kan lekesine tiksinerek baktım.
Murat yumuşak sesiyle konuştu.
-Abi... karşısı pavyon...kız da oraya girdi zaten istediğin...

Arkamı dönüp pavyona baktım. Sessiz yolda pavyona doğru ilerlerken arkadan adamlar ceseti kaldırıyordu. Pavyondan içeri girdim.
Uzaktan etrafı izleyen pavyon sahibi beni görmesiyle şaşkınlıkla bakarken hızla kendine çeki düzen verdi ve koşarak yanıma geldi.
-sizi görmek büyük şeref Atlas bey. Keşke haber verseydiniz hazırlık yapardık.
Onun suratına bakmadan ilerlerken adam en büyük masayı hazırlattırıyordu.

Muratla yan yana oturduk. Önüme konan bira dan büyük bir yudum alırken aklımda amcamın yaptığı son işler vardı.
İyi mafya yoktur...Uyuşturucu ve kaçak silah satıcılığı yapıyordum. Bir kaç yerde küçük kumarhanelerim vardı.
Kısa zamanda işleri büyüttüğüm için nam salmıştım o kadar.
Babamdan gelen zenginlikte olunca işim kolay olmuştu.

Masamıza yaklaşan kadınlar ile Murat'a baktım. O eliyle kadınları gönderirken üstümde ki ceketi çıkardım. Yanı başımda dikilen garson biten bardağımı dolduruyordu.
Murat'a baktım dikkatle etrafa bakıyordu.
-Birini mi istiyorsun?!
Alaylı sorum ile murat bana döndü.
-Az önce ki kızı ariyorum. Mavi gözleri vardı ancak şimdi belli olmuyor. Burada mı çalışıyor yoksa müşteri mi anlamaya çalışıyorum. Adamlar da uğraşıyor.
Kolumu koltuğa atarak arkama yaslandim.

Murat bulurdu. O benim kuzenimden çok kardeşim sayılırdı. Az önce babasını öldürürken bile tek kelime etmemiş benimle içmek için buraya gelmişti.
Çünkü o da biliyordu ki babası bunu hak etmişti!

Ensemi kasiyarak kafamı çevirdim. Carpraz masada bacak üstüne atmış elinde ki şarap bardağını çeviren uzun saçlı bir kadın ve onunla konuşmaya çalışan bir adam vardı.
Kadın suratına asla bakmıyor asla temas etmiyordu. Kasların catildi. Daha dikkatli baktım. Yavuklusu felan miydi acaba diye düşünürken bu kadının burada çalıştığını üstünde ki kıyafetlerden anladım.
Garipti...

Saçlarını yüzünden çekerek ona yaklaşan adam mavi gözlerini dikti. Küçük kırmızı dudakları ile bir şeyler söylüyordu.
Onu suzerken dudaklarım kurumuştu. Oysa bugün cinsel açlık hissetmiyordum. Daha sabah...
Neyse.

Kızı süzdüm. Oldukça genc duruyordu. Üstünde parlak mini lacivert bir kıyafet vardı. Topuklu ayakkabılar bacaklarını daha zarif ve seksi gösteriyor idi. Uzun saçları bacaklarının açık yerlerine çarpıp duruyor içimi karıncalandırıyordu.
Yanıma gelen pavyon sahibine bakıp elimle kızı gösterdim.
-Onu istiyorum!
Adam şaşkınlıkla bana bakıyordu. Masa da oturan bir kadını kendi masama cagirmam sorun cikarabilirdi ama kahretsin sikimde bile değildi.

Murat adamın kararsızlığıni fark etmiş olmalı ki silahını gösterdi. Adam kafasını salladı.
-Ta..tabi efendim hemen
Masaya doğru ürkek adimlar atıyordu. Muratla gülerek arkasından bakıyorduk.
Adam masada ki herife eğilip bizi göstererek birşeyler derken kızın bakışları da bizi bulmuştu. Ona asla bakmıyordum.
Herif söylenerek arkasını döndü. Beni görmesiyle rengi atarken elimi havaya kaldırıp selam verdim.

Yutkundu ve kafasını salladı. Patron kızı alarak yanımıza doğru geliyordu. Kızın bacaklarına bakıp kafamı çevirdim.
Kız yanıma otururken patron memnuniyetle gülümsedi.
-Başka bir arzunuz?
Murat'a baktım. O kafasını sallayarak gitmesini işaret ederken patron kıza bakarak gitti.
Kıza döndüm. Mavi gözleri sanki biz yanında yokmuş gibi etrafı tarıyor idi.

Sinirlerimi bozduğu bir gerçekti! Murat'a baktım. Murat bağırdı.
-Siktir abi bu o kız! Gören!
Kafamı yavaşça çevirdim ve ilk kez bize bakan kızın mavi gözlerine baktım. Onun bakışları kolumda ki kan lekesine degerken sertçe yutkunduğuna şahit oldum.
İşte iş şimdi farklı yere gelmişti...

🌹Bok gibi olan kitabımızın ikincisi🌹
🍓 Biraz daha ciddi galiba...ilerleyen zamanlarda açılırız herhalde ldhsoshspzla🍓
🔴Kitap için cringe kapak önerisi varsa alayım🔴
♥️ Yorum yapmayı unutmayın
Yarraklıyorum sizi♥️

KONSOMATRİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin