23🍁

6K 59 13
                                    

Bana küfür etmeyin😄 burayı okumayacağınızı biliyorum. Sabırsız şekilde bölümü okumak istediğiniz için bölüm sonuna sakladım kelamlarımı😇 O halde İYİ OKUMALAR YARRAKLARIMMMM 🐖🐖


Yorulan ihtiyar pürüzlü bir kayaya oturduğunda bacaklarında hissettiği o tatlı sızı şimdi benim yüreğimde idi.
Çöken yüzüm bir anda dinçleşmiş yavaşta olsa renklerimi yeniden kazanmaya başlamıştım.
Nefes almak şimdilik ciğerlerimi yaksa da onun kokusu fazlası ile yardımcı oluyordu bana.
Sıcak ve iri bedeni bana dört duvar olmuştu.

Kabul etmiştim işte. Onu içime buyur etmiştim. Beraberdik...bizdik.
O yanımdayken ben oluyordum. Eksik yanım bir anda tamamlanıyordu.
Onsuzluk bir daha uğramayacaktı bana. Eğer tersi olursa ben kuru bir ağaca dönecektim.
Küsecektim kaderime. Ama hepsi gerideydi. Bu kokuşmuş hissiyatlar bizim cehremize uzak düşüyordu.

Dağlar arasında batmaya yüz veren bir güneş nasıl olursa öyleydi çirkin duygularımız. Bizi ebediyen terk etmemek üzere gidiyordu hüzün. Acı ve mutsuzluk kirpiklerimizde narince taşıyacağımız şeyler olsa da kucağımızdan asla bırakmayacağımız şeydi huzur.
Mutluluk omuzlarimızdan tırmanarak yerleşiyordu gogusumuze.

Nefesi bedenime rüzgar gibi carptikca ben de toprağında baş kaldırmaya devam edecektim.
Onsuz yaşamak nedir biliyordum...
Şimdi onunla yaşamayı oğretecekti hayat bana. Zor olanı sevecektim ben.
Küçük ve kolay şeylere mahal vermeyen ruhumdu beni mavi yapan.
Ben onu en zor haliyle sevecektim.

Hayatın bu dik dağlarında tek başına koşuşturan ceylan değildim artık. Yanımda bana eşlik edecek o vardı. Dağların kızgın topraklarında beraber adımlar atacak serin sularında beraber yudum yudum kaybolacaktık. Yeşillikler ruhumuzda filizlenirken ellerimiz ile sonbaharı salacaktık ağaçlara.
Çünkü bize her mevsim hüznün yakışması gibi yakışırdı.

Parmaklarım arasından tuttuğum topu bahçenin köşesine doğru fırlatırken küçük yavru köpeğim topun peşinden dilini sallayarak koşmaya başladı. Gülerek onu izlediğim sırada bahçenin geniş kapısı açıldı ve ceketi sırtında Atlas giriş yaptı.
Beni gören gözleri parladığı vakit yüzünde ki sert silüet kayboldu ve genişçe gülümsedi. Güneşin altında inci gibi parlayan dişleri ruhumu aydınlattı.

Ağzında ki topla koşarak gelen küçük köpeğim topu bıraktığı gibi üstüme atlamaya çalışırken Atlas'ın az önce ki gulen yüzü bir anda düştü.
-Bu hayvan hâlâ gitmedi mi?
Somurtan yuzumle ona döndüm.
-Rahatsiz oluyorsan sen gidebilirsin!
-Ceylan cocuklaşma sokakta bulduğumuz köpeği eve almak mantıklı değil!
-Çok pinpiriklendiysen veterinere götürürüz!
Durdum ve bize bakarak oturan köpeğin başını okşadım.
-Hem...bana çok iyi geliyor.
Ceketini yere attıktan sonra gömleğinin kollarını sivayarak yanımıza doğru geldi.
-Peki...dediğin gibi ilk önce veterinere götürelim...sonra bakarız.
Sevinçle zıpladığım gibi boynuna atladım ve bacaklarım ile bir kuala gibi bacaklarına sarıldım.
-Teşekkür ederim!

Atlas somurtarak direksiyon başında otururken bende ona şirin tebessümler atarak köpeğimi arka koltuğa oturtturuyordum.
Arabaya kendi tabiri ile bu kirli köpeği bindirmek pek bir zoruna gidiyordu.
Bok gibi parası vardı ve bu arabayı temizletmesi dakikalarını almayacakken diğer her erkek gibi arabasını daha çok onemsiyordu.
Üstelik garajda bulunan tek araba bu değildi. Boş yere yaygara çıkarıyordu o kadar.
Yanına oturup kemerimi hemen taktım.
-Hazırız!!
Arabayı çalıştırdığı gibi hemen yola çıktık.

Çok bir süre geçmemişti ki telefonun sesi arabayı doldurdu. Merakla ona baktığımda telefonunu açarak kulağına götürdü.
Normalde yanımda telefonla çok az konuşurdu. Konuştuğu meseleler genellikle de önemli olurdu. Bu yüzdendir ki merakım arttıkça artmıştı.
-Peki...saat kaçta? Anladım. Tabiki de geleceğiz. İyi günler.
Telefonu kapatır kapatmaz bu sefer ben açtım çenemi.
-Kimdi o? Nereye gideceğiz?
Bana bakıp gülerek önüne döndü.
-Veteriner planını değiştiriyoruz güzelim. O pasaklıyı korumalar halleder. Biz seninle alışverişe çıkacağız.
-Niye?!
-Bir fabrikanın on beşinci yılına davetliyizde ondan! Akşam saat yedide orada olmamız gerekiyor.
Yutkunarak önüme döndüm.

KONSOMATRİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin