8🌹

20K 221 41
                                    

7. Bölümde ki şarkı: Eurielle- city of the dead
Dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum
Yorum🐖

Elimi duvarlara sürerek sessiz evde salonun etrafında dolanıyordum. Tırnaklarımın duvara sürtünmesi ile çıkan cızırtılı ses hoşuma gidiyordu. Durdum. Karşımda ki boydan camda ki yansimama baktım. Perdeyi kenarından tutarak yavaşça kenara çekerken bakışlarım mehtaba değdi. Dolu gözlerimden bir damla yaş sinsi bir yılan gibi tenime zehirlerini saçarak aktı.

Saatler öncesi inlemelerime nakış olan adam şimdi yanımda değildi. Bu kocaman evde yalnızdım. Sadece Murat'ın kapıyı kiracakmis gibi çalması ve Atlasın ardından yüzüme bile bakmadan gidişi geliyordu aklıma.
Yavaşça camın önüne çöktüm. Kafamı duvara yaslayıp ıslak gözlerle karanlığa bakarken içim titriyordu.

Bir insanın içi titrer miydi? Benim içimde zelzeleler kopuyordu!

Bu karamsar halime son veren çalan kapı oldu. İçimde ki endişe başını gösterirken yavaşça ayağa kalktım. Yanaklarımı silerken çıplak ayaklarım ile kapıya doğru anlamsız bir hızla gittim. Derin nefes alarak açtım. Karşımda patronum duruyordu.

Kaşlarım catildi. Onun kirli yüzüne anlamsız şekilde baktım. Ruhunda ki pislik yüzüne işlemişti. Bu adam bana yakışıklı gelmiyordu. Aksine mehtap altında parlayan yüzü kirliydi bana göre!
-Annen...
Dedi sadece. Catilan kaşlarım yavaşça duzelirken sanki iple kontrol ediyorlar gibiydi.
Hava usulca dudaklarım arasından içime sizarken derin bir nefes aldım boğazımı yakarak. Yutkundum. Boğuk sesimle konuştum
-A..annem?

Elini her an kapanacakmis gibi duran kapıya koydu ve bir adım atarak içeriye girdi.
-O burada değilken benimle gel! Annen delirdi! Seni istiyor! Kimse durduramıyor. O adam bile!
Dudaklarımı konuşmak için araladım. Kafamı iki yana sallayarak sustum. Boş salona baktım. Mavi gözlerim buluta dönerken bir karar vermiştim.
O ardına bakmadan gidiyorsa..ben de elbet gidebilirdim.

Hızla merdivenleri çıkıp dolaptan ceket ve ayakkabı alarak çıktım. Kapıyı kapatmadan önce son kez bomboş eve bakıp az önceki sahneleri burada bırakacağıma dair yemin ettim.
Ve ben..verilen yeminleri unutan günahkar bir kızdım

Önümde ki arabaya attım kendimi. Araba hızla yola çıkarken camları sonuna kadar açıp derin derin nefes alıyordum.
Patrona baktım.
-Ona ne oldu?
Sigarasını parmakları arasında tutarak direksiyonu çevirirken mırıldandı
-Senin bir adamın evinde kaldığını duydu. Buna sevineceğini düşünmüştüm. Söylesene sizin ailede ki kadınlar neden böyle...
Durdu. Bir şey yakıştırmaya çalıştı cümlesine. Camdan dışarıya bakarken mırıldandım.
-Garip.
-Ahaa evet garip! Tanrı sizin eve uğramamış gibi. O evdeki tek hükümdar para!

Kollarımı birbirine dolayarak arkama yaslandım.
-Sen de bir imamın sperminden çıkmadın mi? Böyle pezevenk olmaya kim itti seni?! Ha!!!
Bağırışım arabanın içinde çalan İspanyolca şarkıyı bastırmıştı.
Dudağının kenarı kivrilirken dumanı havaya vermişti.
Beni umursamadan sesi biraz daha açtı. Uyumsuz sesi ile eşlik ederken direksiyonda ki eliyle de ritim tutuyordu.

Dolu gözlerimle arkama yaslandım. Mavi gözlerimi yavaşça karanlık gökyüzüne diktim.
Tanrı sizin eve uğramamış gibi...
Gözyaşlarım şişen dudaklarıma doğru kayarken sinirle öne doğru eğilip sigara paketini ve çakmağı alarak yerime geçtim. Sigarayı dudaklarım arasına yerleştirip titreyen ellerimle yaktım. Ateşe uzun uzun bakarken onun sesini duydum
-Tüpu bitecek!
Sinirle kapattım ve onun kafasına doğru fırlattım. O refleks olarak eğilirken araba yolda iki yana doğru sallandı.
-Kaza yaptıracaksın ulan manyak!!
Onu umursamadan ayaklarımı uzattım ve sigarayı dudaklarımdan uzaklaştırarak dumanı havaya verdim.

KONSOMATRİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin