16💮

4.6K 83 17
                                    

Önceki bölümü o sahnede bıraktığım için bana çok mu küfür ettiniz kepwosnxmxn
Kulağım çınladı da 😉
Şerefsiz olduğumu da kanıtladığıma göre size yeni bir bölüm aşklarım❤️

Gece ihtiyar bir adam gibiydi. Bir huysuzluk, bir kaygı ve bir memnuniyetsizlik bıyık sayılan bulutlarında geziyordu. Yalnız bunlar değil, yalnız günah da vardır. Günah... Kokusu keskin, çehreli yüzü şeytan gibi. Karanlık şüphesiz burada ki insanların içlerinden daha aydınlıktır!
Üstelik bu insanların içleri beşerden uzak, yabani hayvanların beslendiği ve asılsız köpeklerin gezdiği ormanların gök sahibesi gibidir.
Bu insanlar yamyamdır. Taze kan kokusu onların içlerinde büyüttüğü hayvanları uyandırır. Korkumun kökünde büyük bir öfke filiz veriyor. Benim de içim kararıyor. Gündüzüm geceye dönüyor sadece bir kişinin ayak bastığı topraklarıma şimdi o ağzı kanlı hayvanlar giriyor. Av arıyorlar kendilerine. Masum bir yaratık fakat eti tatlı olanı seçiyorlar.
Korkutuyor beni içimde büyüyen öfke. Bu insanların simalarına bürünüyor çünkü. Çevremde görmek istemediğim insanlar içimde yeşermiş oluyor birden bire.

Göğüsü al gezen kimse yok bu mekanda. Mekan dediğim kumarhane değil.. dünyadır! Kumarhanede parlak alınlı birini görmek korkunç bir komiklik olacaktır. Şimdi kendimi bu insanlardan aykırı hissetmiyorum. Ruhumda yer yer siyah lekeler olduğunu biliyorum. Gözükür...insanın gözünden kalbi gözükür. Pekâlâ kalp insanın aynası değil midir?
Benim alçak gözlerim bana bakınca onu görüyor. Hemen yanı başında dikildiğim adamı.
İçimde ki karanlığın kaynağını. Bilse buna sebebiyet verdiğini geniş göğüsü her zaman olduğu gibi gururla havalanır mı?

Şimdi memnuniyetle ışıldayan yüzü yine parlar mı?
Mesela açsa yüreğimi...ya da hissetse ruhumda ki sızının en küçük halini... Böyle yapmaya devam eder mi?
Kıyamam... Ben aşkıma ruhumda ki sızıyı emanet olarak bile veremem. Ben onun kirpiğine dünya tozu konsun istemem.
Kıyar mı insan sevdiğine... Öldürür mü elinde ki tüm güçle?
Ben kendime kıydım da ona kıyamadım.
Ben annemi bıraktım... Bu adamı bırakamadım.

Niçin? Haysiyetsiz ve fevakalede namert olan bu dünyada onun bir tebessümünde huzur bulduğum için..
Masumluğumu gömdüğüm dudakları kıvrıldığında biraz daha göğe yaklaştığım için...
Ben en güzel onun yanında hissettiğim için...

Tanrıya yemin ederim ki elimde bir şans olsaydı ilk baş bu adamı sevmekten vazgeçerdim. Bu adam parmak uçlarından başlayarak beni esir alan bir zehirli sarmaşık gibidir çünkü.
Ama...ama yine de güzel. Bu adamın her şeyi güzel.
Yakışıklı değil... güzel.
Saçları.. geniş alnı, yay gibi gerilen kaşları... Kıvrılmış dudakları... Kırmızı...

Yanındayım... Omzundayım.. kokusu geliyor. Fakat dokunamıyorum. Bir zamanlar dokunduğum saçlarına, dudaklarına şimdi pek uzaktan değilse bile bakıyorum. Büyük bir mesafe var aramızda. Yaninda olduğum halde uzun yolların, geniş dağların, sonsuz derelerin geçirmediği mesafeler. Yürek mesafeleri.
Göğe çıkmak lazım onu görmek için... Göğe uzanan bir merdiven yapmak lazım. Basamakları umuttan olan... Uzun bir merdiven..
Yorulmam... Erinmem... Bu adamın mesafelerini bitirmek için aşktan şekillenen merdiveni çıkarım. Aşkın dikeni olsa basarım.
Kanımdan dikene gül yapar yüreğimde ki karanlığı da bir serceye çevirir göğe salarım.

Sonra...merdivenin en tepesinde otururum..onun topraklarını izlerim. Zebanilerine bakarım. Nasıl hüküm sürüyor duvarlarını nasıl örmeye devam ediyor sessizce izlerim.
Göğe bir salıncak asar onun rüzgarını kokuma katarak sallanırım. Ve eğer beni topraklarından sınır dışı etmeye çalışırsa Salıncağı darağacına çeviririm. Ben her şeyi yapabilirim. Ben artık her. şeyi. Yapabilirim.

KONSOMATRİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin