3: akışına bıraktım, akmadı

412 57 33
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Akşam üzeri ılık, tatlı bir rüzgar kollarını kıvırdığım gömleğimin çıplak bıraktığı kolumu okşuyordu. İki elim arasında annemin kapıda tutuşturduğu cam saklama kabıyla ilerlemeye devam ettim.

Ellerimde bir kaşıntı vardı. Yorgundum. Bir sigara içsem geçecekti belki ama mâlum şahıs kokusundan hiç hoşlanmadığı için içemiyordum. Sanki çok umrundayım. Kusura bakmayın, biraz asabiyim. Geçen yıl bana veda bile etmeden gidişini yutmak benim gibi bir aptal için bile zor.

Neden gidiyordum? Beni görmeyi o mu istemişti? Sanmıyorum. Minho'nun işleri.

Aslında bakarsanız neden gittiğimi biliyorum. Tanrı'm...

Siktiğimin gözleri onu görmeden bir gün daha geçirirse sanki görmeyi bırakacak gibi, ciğerlerimden içeri bir daha oksijen girmeyecek, kolum başka bir şeye dokunmak için kalkamayacak falan işte. Sanki ona kavuşmassam ölecekmişim gibi.

Oysa bunlar hep ağır romantizm. Kavuşmak iki taraflıdır, biliyorum. Hayal dünyam öyle genişlemiş, kavuşuyoruz sanıyorum. Kendimi de uyarıp duruyorum 'yerinde dur amına çaktığımın delisi' diye. Dinleyen kim.

Ne diyeyim. Dünya'nız bir adamın etrafında dönmeye başladığında anlarsınız belki beni. Ya da umarım anlamazsınız. Duygularımın sağlıklı olduğunu sanmıyorum.

İnsan düşlediği gerçekleri sever ve gerçeklikten tam da bu yüzden kaçar ya, öyle bir şey benim sancılarım.

Bir hayal kurdum. Lee Felix bana başarabileceğimi söylüyor. Sessiz hıçkırıklarımı duyuyor, omzumu okşuyor. Gece yarısı kalkıp üzerimden attığım örtüyü geri örtüyor. Ben bir hayal kurdum, Lee Felix beni seviyor.

Anlamıyorum. Bir insan neden böyle sever? Niçin kendisine bu acıyı çektirir? Ben kendimi anlamıyorum.

Kararmış gökyüzünde yeni yeni beliren yıldızlara bir göz atıp Lee ailesinin kilitlenmemiş bahçe kapısından içeri girdim. İçeride bir gürültü kopuyordu. Bizim çocukların sesleri, Hyunjin'in yine drama yaptığını belli eden huysuz bağrışları, onun gülüşü. Gülüyor. Yutkundum. Çimenlerin ortasında donup kaldığımı ancak Bayan Lee mutfağın bahçeyle birleştiği balkona çıkıp bana seslenmesiyle fark ettim.

"Chan? Niye dikiliyorsun orada? Gelsene oğlum içeri, kapı açık."

Yalancı gülücük. "Dalmışım bir an. Geliyorum."

O balkondan içeri girerken kapıya yaklaştım. Fakat ben elimi atmadan kapı içeriden açıldı. Bayan Lee olduğunu sanmıştım fakat Bay Lee idi.

izleri kalırdı öpüşlerimin | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin