11: inadına

341 49 99
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Uçurumun dibindeydim. Hayatımın ayaklarımın altından kayıp gittiğini hissederken sessiz yardım çığlıklarımı birinin duymasını çaresizce bekliyordum. Çok erken yaşta gelmiştim ben hayatın kıyısına. Açık konuşmak gerekirse pes etmeye de epey niyetliydim. Diyorum ya, ayağımın altından kayıyordu artık dünya. Yıllardır, beni ayakta tutan birkaç güzel anının üstündeydi tüm ağırlığım. Onlar da artık kuaför salonunun sehpası üzerindeki eskimiş dergilere dönmüştü. Yıpranmışlardı. Eh, açıkçası bana çok bile dayandıklarını düşünüyordum. Ruhumun kütlesi her gün yeni bir yarayla ağırlaşırken daha fazlasını beklemek yalnızca bencillik olurdu.

Sonra bir telefon geldi. Bir iş teklifi. Detayları bırakın beni arayan şirkete ne zaman başvurduğumu bile hatırlamıyordum. Hatta adı dahil hiçbir detayı. Evet, itiraf ediyorum. Ama şimdi bunlar çok da önemli değildi. Önemli olan tüm hücrelerimle tekrar yaşadığımı hissediyor olmamdı.

Meğer beni hayata geri bağlamak bu kadar kolaymış. Yüzlerce problemimden yalnızca birinin çözülmesinin ihtimali. Meğer ben aslında gerçekten yaşamak istiyormuşum diye düşünmeden edemedim. Berbat haldeydim. Biraz önce yıllar süren bir komadan ayaklanmış gibi olduğum dahi söylenebilirdi. Ayaklarımın yere basışı bile mucizevi gelirken yaşadığım yoğun hislerle titreyerek gerçek dünyaya yıllar sonra yeniden dönmüştüm. Tamam, belki hala cıvıl cıvıl gelmiyor bu şehir ama köhne binalarla dolu terkedilmiş bir şehirde yaşamaya bile enerjim vardı. Beni berbat hale getiren de buydu. Bir anda böyle bir enerjiyi hissetmek kesinlikle çok ağırdı.

"N'oldu lan sana? Cinlenmiş gibi duruyorsun kardeşim." Karşı binadan yükselen bağırış ile odanın ortasında öylece dikildiğimi ancak fark edebildim. Birbirine giren adımlarımla şükürler olsun ki pencereye vardığımda içime dolup taşan o garip hisle "İş buldum ulan!" diye bağırdım. Tüm sokağın dikkatini çekmek elbette istediğim şey değildi ama çok geç kalmıştım. Changbin yakmak üzere olduğu sigarasını mermere bırakırken "Hasiktir lan!" diye eşlik etti sevincime yüzünde büyük bir gülümsemeyle. Adını bilmediğim birkaç oğlan çocuğu da "Hayırlı olsun abi." dediğinde kendimi hayatımda hiç böylesine gururlu hissetmediğimi fark ettim. Belki kimileri için büyük bir şey değildi bu ama benim için öyleydi.

"Bu gürültü ne, savaş mı çıktı amına koduklarım?" Üst katın penceresinden dağınık saçları ve zorla açtığı gözleriyle Hyunjin sarktığında Changbin hızla boynunu yukarıya uzattı. Yüzündeki o garip ifadeyi yakalamak beni daha çok güldürürken "İş buldum!" diye bağırdım sevinçle.

"Size de günaydın.." Hyunjin her zaman ki gibi huysuzluk yapıyordu ama şu an buna zamanım yoktu. Hızlıca açılan kapım ve bana bakan meraklı 3 çift göze de mutlu haberi vermeliydim.

izleri kalırdı öpüşlerimin | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin