✦
Yumuşak, geniş kanepenin bir ucuna yerleşmiş elime tutuşturulmuş tabakla sessizce bekliyordum. Onlarca hissi aynı anda yaşıyor olmanın verdiği gariplikle öylesi meşguldüm ki bir tepki vermeyi dahi başaramıyordum. Çilli elindeki tepsiyi önümdeki sehpaya bırakıp bana döndüğünde kendimi zorladım fakat yine tepki veremedim. Vücudum tamamen uyuşmuş gibiydi.
"Tabağı elinde tutmana gerek yok."
Kurduğu cümle bir aptalla konuşuyormuş izlenimi yaratsa bile o tam da bu şekilde düşünmemem için dikkatli bir ses tonu kullanıyordu.
"Ah... evet." diyebildim sadece. Tek elimle alnımdaki saçları iterken diğer elimde tuttuğum tabağın öteki ucunu minik parmaklarıyla kavradı.
Ona tabağı alması için izin verdim. Felix onu sehpaya koyup bana nazik bir gülüş sundu. Sanki kafamdan geçen her şeyin farkındaydı ve bana zaman tanıyor gibiydi.
"Filmi koyuyorum."
"Tabii."
Basit cevaplarımın oldukça can sıkıcı olduğunu düşünüp onun moralini bozma ihtimaliyle kasıldım. Burada olmamalıydım. Bu zamana kadar her şeyi mahvetmiştim. Şimdi Felix ile de her şeyi mahvedecektim. Aksini düşünmemiştim bile. Siktiğimin şansı daha önce bana hiç gülmemişti ki! Mutlu olmak, istediğin şeye kavuşmak nedir bilmiyordum.
İmkansızdı. Lee Felix'in de beni sevmesi, ailemin ve toplumun bizim birlikte olduğumuzu kabul etmesi, mutlu olabilmemiz... bunlar sadece imkansızdı.
Açılıp kapanan çekmece sesiyle başımı yerden kaldırdım. Mırıltılar eşliğinde aradığı filmi keyifli bir şekilde oynatıcıya yerleştirdi. Filmin giriş müziği kısık bir sesle çalmaya başladığında eline aldığı kumandayla sesi açarak koltuğa adımlıyordu.
Yeterince yüksek sesli olduğuna karar verince tam önümde yavaşça eğilip kumandayı sehpaya bıraktı. Görüş açımı tamamen kaplayan zayıf, şortun çıplak bıraktığı bacaklarından gözlerimi almam mümkün değildi. Eğildiği için aşağı doğru dökümlenip belinin inceliğini ortaya koyan tişörtü ise canıma kast ediyordu. Dudaklarımı dişlerken başımı yere eğdim zorlukla. Gereğinden fazla süre önümde eğilmesine sebep olan kahve bardakları ile koskoca koltukta hemen yanıma yerleşti.
"Şeker koymadım." dedi kahveyi nasıl içtiğimi bildiğini de hatırlatarak.
Bana doğru uzattığı kupayı elinden aldığımda bacaklarını koltuğun üzerinde bağdaş yaptı. Adeta bilinçli yapılan bu hareket her şeyi daha da zorlaştırıyordu. Bomboş koltuğun bir ucunda bağdaş kurduğu bacaklarından biri neredeyse tamamen benim bacaklarımın üzerindeyken o sakince televizyon ekranını seyrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
izleri kalırdı öpüşlerimin | chanlix
FanfictionBang Chan onu seviyordu. Felix ise görmezden geldi. chanlix, changjin