Kolye

7K 579 357
                                    

İyi okumalar💜💜💜

Taehyung'un ağzından;

Sabahın erken saatinde Kral Jeon'u uyandırmak için odasındaydım. Her zamanki gibi perdeleri ve kapıyı açtım ve temiz havanın girmesini sağladım. Ardından banyoya gidip suyu, sabunları ve havluları hazırladım.

Tekrar odaya döndüğümde Kral Jeon uyanmıştı ve öylece tavanı izliyordu.

"Bulamadım. Acaba nereye gitti?" diye kendine kendine konuştu.

"Günaydın efendim." diyip eğildim.

Bana dönüp yatakta doğruldu. "Günaydın." sesi oldukça sakindi. Dalgın görünüyordu. Sonra bir anda bana baktı.

"Dünkü mor elbiseli o güzel omegayı gördün mü? Yeşil gözleri vardı. Sarı kıvırcık saçları da vardı. Biraz tanıdıkta geliyordu gerçi ama maskeden seçemedim tam yüzünü."

Gülmemek için zor duruyordum. Beni arıyordu ama o kişinin ben olduğumuda anlamamıştı.

"Hayır efendim. İşlerle ilgilendiğim için balo salonunda bulunmadım."

"Peki." diyip ayağa kalktı ve banyoya girip kapıyı kapattı. Yüzümde büyük bir gülümseme olurken dolabı açtım. Kralın dolabında sadece siyah, lacivert ve beyaz takımlar vardı. Renkli giyinmeyi sevmiyordu. Bugün içinde siyah bir takım çıkardım. Takımda kırmızı uzun bir pelerin olduğunu fark ettiğimde şaşırdım. İlk renkli şey buydu sanırım!

Onları çıkarıp paravana astım. Her sabah tacını kendi seçip takıyordu. Ancak bu sabah ben bakmak istemiştim. Kızmazdı sanırım?

Dolabın diğer kısmını açtığımda beni bir sürü taç karşıladı. Bugün üstünde kırmızı rengi de vardı belki de kırmızı taşları olan bir taç takmalıydı?

Kırmızı taşları olan ve çok asil duran tacı aldım. Aynalı masanın üstüne dikkatlice koydum. Kapı açıldığında kenara geçtim ve başımı eğdim.

"Efendim kıyafetleriniz hazır bir de eğer sizin içinde uygunsa bir taç seçtim. Kıyafetinizle oldukça uyumlu."

Taca ardından bana baktı. "Tamam. Sağol." diyip paravanın arkasına geçip giyinmeye başladı. Derin bir nefes verirken gülümsedim. Zamanla aramız daha iyi oluyor gibiydi. O beni arıyordu ben olduğumu bilmeden. Öğrenirse ne olacaktı? Hiçbir bir fikrim yoktu.

Paravandan giyinip çıktığında ona yaklaştım ve düğmelerini ilikleyip, omuzlarındaki pelerini düzelttim.

"Efendim, saçlarınızı da yapmamı ister misiniz?" diyip ona baktığımda biraz düşündü ardından başını salladı.

Aynalı masanın önündeki sandalyeye oturdu. Saçları hala biraz ıslaktı. Çekmeceden aldığım havluyla yavaşça saçlarını kuruladım. Yeterince kuruduğunda tarağını alıp saçlarını yumuşak hareketlerle taradım. Açıkçası saçları çok güzeldi.

Yumuşacık olmakla beraber çok güzel kokuyordu. Saçlarını dikkatlice iki yana ayırdım ve geriye taradım. İstediğim gibi olduğunda tacını aldım ce dikkatlice başına yerleştirdim. Aynadan göz göze geldiğimizde bana baktığını anlayıp başımı eğdim ve geri çekildim. Çok ihtişamlı gözüküyordu.

"Teşekkürler Taehyung." diyip ayağa kalktı. "Bugün Jimin ve Yoongi ile çarşıya gideceğiz. Sende geleceksin. Birazdan yola çıkıcağız ancak çarşıya böyle gelemezsin, daha düzgün bir kıyafetin yok mu?"

"Hizmetliler bu tarz kıyafetler giyiyor kralım, saraydan çıkmadığım için uygun kıyafetim yok."

Bu kötü hissettirmişti ama başka ne diyebilirdim ki? Yoktu. Hiç olmamıştı.

Kingdom Of The Jeon -Kooktae-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin