Kingdom Of The Jeon -Kooktae-

Her Şeyim Senin

İyi okumalar💜💜💜

Taehyung'un ağzından;

Kral Jeon daha doğrusu Jungkook, ona artık Jungkook dememi istemişti ancak ilişkimizi daha kimseye söylemeyecektik bunu ben istemiştim çünkü daha çok yeniydi birbirimize alışmalıydık bir anda söylediğimizde çoğu şey değişicekti. Önce alışmak gerekiyordu. O da beni anlayışla karşılamıştı. Her ne kadar istemese de benim dediğime uyacaktı.

Mutlu bir şekilde aşağı indim ve sofrayı hazırlayan hizmetlilere yardım ettim. Akşam yemeği vaktiydi.

Yemekleri masaya yerleştirdik bugün güzel yemekler pişirilmişti açıkçası canım çekmişti. Masa tamamlandığında herkes salona geldi ve yerlerine geçti. Bende tek tek herkese şaraplarını doldurmaya başladım. Tek tek herksinkini doldurduktan sonra sıra Jungkook'a gelmişti. Derin bir nefes alıp yanına yaklaştım. Şarabını doldururken eteğmin altında bacağımda hissettiğim elle şaşırırken az kalsın şarabı döküyordum ki son dakika toparladım bu sırada teyzesi Jimin'e bir soru yöneltti.

"Jimin uzun zamandır evlisin bebeğiniz olmasını istemiyor musun?"

"Hayır teyze daha düşünmüyoruz." Jimin konuştuğunda Jungkook'un eli hala bacağımdaydı ve aşağı yukarı okşuyordu. Tanrım bayılacağım şimdi!

"Hmm anladım peki Jungkook sen ne zaman evleneceksin oğlum. Artık vakit gelmedi mi sence de?"

Bu kadın her zaman her şeye burnunu sokmak isterdi. Bayılıyordu maydanoz olmaya ama bu sefer beni kurtarmıştı çünkü onun sorusuyla Jungkook elini bacağımdan çekmişti. Rahat bir nefes verirken geri çekildim.

" Evet düşünüyorum ama şuan değil."diyip konuyu kapattı. Şuan yemek saatiydi ve herkes yemek yiyordu. Jungkook gitmemi de söylememişti. Öyleyse yiyemeyecektim. Yemek boyunca bekledim. Herkes yemeğini yiyip odasına çıktı. Bir tek Jungkook kalmıştı ve karnım onları izlerken daha da acıkmıştı.

Garipti ki Hyerin ve kızı hala ortalığı karıştırmamıştı. Dikkat çekmemeye çalışıyor olabilirlerdi.

"Taehyung." Jungkook'un bana seslenmesiyle ona baktım.

"Buyrun Kralım." burada hala muhafızlar vardı. Bu yüzden resmi olmam şarttı.

"Birazdan odama gel." diyip salondan çıktığında önümdeki sofrayı toplamaya başladım. Neden çağırmıştı ki? En azından yemekten sonra bir şeyler yerdim diye düşünüyordum.

"Taehyung sen Kral Jeon'un odasına çıkacakmışsın bu yüzden biz toplayacağız. Yanıma gelen hizmetliyi onayladım ve kolay gelsin diyip odadan çıktım ve en üst kata çıktığım sırada Jimin ile karşılaştık.

" Taehyung hiçbir şey anlatmadın. Noldu aranızda? Zaten alanda da çok garipti. Odama gidelim de anlat."

"Jimin yarın konuşalım olur mu? Kral Jeon beni çağırdı yarın anlatırım." dediğimde yüzünde bir sırıtma oldu.

"Demek yine seni çağırdı bu sefer ki fanteziniz ne?" dediğinde koluna yavaşça vurdum.

"Jimin!"

"Of tamam tamam sustum hadi git sen alfana." dediğinde bir şey diyemeden odasına kaçtı. Bende daha fazla orada durmayıp Jungkook'un odasının önüne geldim ve kapıyı çalıp içeri girdim.

Her zamanki gibi çalışma masasında oturup elindeki kağıtlarla ilgileniyordu. Beni görünce arkasına yaslandı ve bacaklarını araladı.

"Gel güzelim." gülümseyip yanına gittim ve kucağına yan bir şekilde oturdum. O da elini belime sarıp bana baktı.