Yorum yapmayı unutmayın~
---
Renjun, dün gece eve döndüğünde odasına vardığı andan itibaren hissettiği o kötü aura ile başa çıkamamış korkunç bir rüya görmüştü, olaylı saatlerden sonra zar zor uyuyabilmiş onu da düzgün bir şekilde gerçekleştirememişti. Sürekli sağa ve sola dönmüş ara ara uyanmıştı. Bunları da gece uyuyamadığı için yanına yatan abisini rahatsız etmeden yapmaya çalışmış ayrıca gergin anlar yaşamıştı, uyuyamıyor ve bunun nedenini anlamadığı için içindeki tedirginlik büyürken aklına sürekli bayılıp durması yüzünden acaba daha büyük bir hastalığım mı var diye düşünüyordu.
Anlayacağınız Renjun kendisini berbat hissediyordu. Ailesine bir şey belli etmek istememiş o nedenle okula erkenden gelmişti, uykusuzluk ve korkudan ne yapacağını bilemez halde arkadaşını bekliyordu.
Elinde sıkıca tuttuğu mendil ve küçük anahtarlığa bakıyor iç çekiyordu. İçindeki küçük huzursuzluğu nedeni olmayan bir şekilde ellerinde bulunan bu iki eşya azaltıp onu rahatlatıyordu. Sabah odadan ayrılmadan önce komodinin yanı başında bulmuştu ve bu eşyaları evde daha öncesinde görmemişti.
Boşverip okulundaki dersinin başlama saatine dek burada oturup kara kara düşünecekti. "İnjunnie... Yarım saattir sana sesleniyorum, neyin var senin?"
Renjun kafasını kaldırarak şaşkın bir şekilde arkadaşına baktı. Onu nasıl görmemiş ya da farketmemişti bunu anlamamıştı. Kafasını hafifçe iki yana sallayıp dikkatini önündeki arkadaşına vermeye çalıştı. "Jae... Üzgünüm farketmedim."
"Yüzün kireç gibi zaten. Birkaç haftadır kendinde değilsin yüzün gülmüyor. Anlat bana." Jaemin elini onun elinin üzerine koyduğu zaman Renjun bir anda derin nefes alarak gözlerini kapatmıştı. Tüm vücudu elektrik çarpmışa dönmüş hızla geri çekilmişti.
"Jaemin? Sen... S-Sen Jeno ile mi çıkıyorsun!?" Renjun, arkadaşı elini tuttuğu anda onun ve Jeno adındaki o sessiz ve her zaman birlikte takılan grupta bulunan çocuğun öpüştüğünü görmüştü. Bu nasıl olabilir?! "N-Nerden çıktı o?!"
Jaemin şüpheli bir şekilde inkar ettiğinde Renjun kaşlarını çattı. Bu olayın nasıl olduğunu daha sonra sorgulayacaktı şuanda Jaemin'in olayı anlatması gerekiyordu. "Bana yalan mı söyleyeceksin yani?"
"Bak Renjunnie... Hayır ben of daha yeni tamam mı hatta dün gece yanıma gelerek kendisi itiraf etti ve beni öptü. Daha ne olduğunu bile anlamadım ve ondan zaman istedim tanrım sen bunu nerden bildin?" Jaemin ellerini sallayarak bir şeyler anlatmaya çalışırken Renjun gözlerinin önüne gelen o görüntüyü düşünüyordu.
"Bilmiyorum... Neyse. Sen bunu bana ayrıntılı bir şekilde hemen anlat." geçiştirmeyi daha uygun bulmuştu.
"Senin gelmediğin iki gün var ya... Tek başıma oturuyordum bahçede ve bir anda yanıma gelerek oturdu. Biliyorsun ondan hoşlanıyorum ve bunu sana sürekli söyledim. Yanıma oturunca bir anda şok oldum ve ne yapacağımı bilemediğim için ona şokla bakıp hızla uzaklaştım yanından." Jaemin anlatırken onu şaşkınlıkla dinleyen Renjun sonda ki söylediği şeyler ile kahkaha atmıştı.
"Gülme işte... Ertesi gün yine tek başıma otururken pat diye geldi yine yanıma oturdu. Bak tamam mı ben çok sosyal bir insan değilim hele ki aylardır aşık olduğum çocuk yanıma bir anda gelip neden yokken oturuyorsa bunu normal karşılayamam. Gülme Renjun... Renjun gülme dedim sana." Renjun kafasını sallayarak kıkırdamaya devam ederken Jaemin kızaran yanaklarını saklamak için ellerini yanaklarına koymuştu.
"Tam gidecektim elimi tutup numaramı istedi. Ben de kağıda yazıp önüne koydum ve hızla uzaklaştım. O günden sonra sürekli mesajlaştık yani düne kadar. Dün de evimin olduğu yere gelip benimle konuşmak istediğini söyleyince kıramadım onu indim aşağı." Jaemin utandığı zaman gerçekten çok tatlı oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙄𝙣 𝙏𝙝𝙚 𝙈𝙤𝙤𝙣 𝙊𝙛 𝙉𝙞𝙜𝙝𝙩 § 𝖱𝖾𝗇𝖧𝗒𝗎𝖼𝗄
FanfictionBen sadece senin korumanım, yıllardır seninleyim. Bebekliğin, çocukluğun ve ergenliğin her zaman yanındaydım... Majestemin emaneti sensin ve sana bakmak zorundayım. Ama bu hissettiğim aşk mı yoksa sana karşı edindiğim bir koruma duygusu mu? °Düzenle...