§Git(me) Burdan

37 4 27
                                    

Bismillah sağ ayakla

Bu bölüm birazcık Kun ve Ten ağırlıklı olup sonraki bölümlerde ana çiftimiz geçiş yapacağız.

°°°°°

Gecenin bir saati rüzgar yok ve sakince öten kuşlar harici hiçbir ses duylmuyordu. Evlerin ışıkları kapalı, Haechan'ın önünde durduğu evin bir odasının ışığı açık gerisi de kapalıydı ve o ışığın neden açık olduğunu biliyordu, öğrenmişti nedenini. Renjun'un durumunu...

Normalde de uyuyan birisi olmasa da iki gündür evin kapısında nöbet tutmaktan yorulmuştu ve her yeri ağırıyordu, uykusu vardı azıcık. Ama gitmeyi aklından bile geçirmedi çünkü belki giderse Renjun uyanırdı yani bilinmez bir duruma girseler de kulak misafiri olduğu için Jaehyun birkaç gün demişti ve bir gün sonra öğrendiğini var sayarsak üç güne yaklaşmıştı. "Mimik tilki kendisine iyi bakamıyor ki. Başımın belası." Kendi dediği şeylere gülümsedi daha sonra eline aldığı otu parçalarken pencereyi izlemeye devam etti.

Renjun hep deli dolu bir insan olmuştu, çocukluğunu hatırlıyordu da hep yara olan dizleri vardı hatta o kadar çok yara oluyordu ki bir süre Renjun ile oynamıştı, Jeno'ya hafızasını silmesini söylediği için şanslıydı. Güldü, başını iki yana salladı ve o sırada ışık kapandı.

Renju 'un görme fırsatını yakalamışken kaybetmeyi göze alamazdı o nedenle hızla yerinden kıpırdayıp sessiz bir şekilde ikinci kattaki odanın camına atladı. Renjun' un camı her zaman kapalı olurdu babası ve abisi ona her zaman kapatmasını söylediği için ama bu sefer şans eseri açıktı sanki evren ona oynuyordu. Odadan gelen lavanta kokusunu içine çekip açık camı biraz daha itti, başını içeri soktu. İşte orada mışıl mışıl uyuyordu Renjun.

"Ne vardı ki ayağa kalksa beni gördüğü için çığlık atsa daha çok hoşuma giderdi."

İçinden geçirip gülümsedi ve içeriye ayak basmadan öylece Pencere kenarına oturdu. Üçüncü güne girdiğini biliyordu, Jeno zaten Jaemin'i oyalamaya çalışıyordu. Okul ve arkadaşlarını babası halletmişti Haechan ise umutsuzca yapacak bir şeyi olmadan onu bekliyordu. Her saniyesi onunla beraberken bir anda kopup uykuya dalması açıkça dengesini sarsmıştı.

Abisini sinir ettiği için attığı çığlıklar, Jaemin onunla uğraşınca atılmış kaşları ile onca laf söylemesi gibi birden fazla şey sayabilirdi Renjun'un günlük hayatında olan şeylerden. Ev içi dışında her yerde vardı Haechan, attığı adımı bırakın sevdiği her şeyi bilirdi. Renjun onun için ölmesini engelleyen kan kadar önemliydi.

"Şuraya bak nasıl güzel uyuyor. Sence de biraz fazla uyumadın mı?"

Aklından düşünse de onun zihnine girmeyi ve bu düşünceyi aktarmaya çalıştı. O sırada Renjun uykusunda ilk defa kıpırdadı, dudakları yanlara kıvrılıp gülümsedi ve bu olay Haechan'ı şok etmişti.

°°°°°
" Haechan sence vampirler gerçekten var mı? Biliyorum çok saçma bir soru ancak teslayı araştırırken gözüme başka şeyler de ilişti. Hala var olduklarını söylüyorlar. Sence bizler de olabilir miyiz?"

°°°°°°

Haechan projenin bitimine yakın Renjun hastalık izninden hemen sonra döndüğü zaman konuştuklarını hatırladı ve bir anlığına onun her şeyi çözdüğümüz düşünüp korkudan yarasaya bile dönüşeceğini düşünmüştü. Kendi kendine gülümsedi. Ayrıca aklından geçen düşüncelerden hemen sonra gülümsemesi çok güzeldi, özeldi. Ama ikinci merak ettiği şey ise... Renjun onu nasıl duymuştu? Sessizlik dolu dakikalar sonrası yanıp sönen telefonuna baktığında vaktin geldiğini anlayıp bu olayı sonra düşünmesi gerektiğini kendisine hatırlatıp aşağı atladı.

𝙄𝙣 𝙏𝙝𝙚 𝙈𝙤𝙤𝙣 𝙊𝙛 𝙉𝙞𝙜𝙝𝙩 § 𝖱𝖾𝗇𝖧𝗒𝗎𝖼𝗄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin