4.BÖLÜM

738 21 2
                                    

Multimediada : Rüzgar ve Derin var.

AŞK LAZIM...

3 haftadır baya baya konuşuyoruz Rüzgarla. Telefondan konuşurken acayip derecede yavsıyo ama okuldayken yüzüme bipe bakmıyo. Amacı ne? Neden böyle bişey yapıyo?
Ondan galiba hoşlanıyorum. Tam emin değilim ama telefonda mesajlaşırken çok tatlı. Çıktım okuldan eve ilerlerken dar ve sessiz sokaklardan gidiyodum. Sorun şu ki ben bu sokakları daha önce hiç görmedim. Görünüşe göre kayboldom. Korkak adımlarla ilerlerken karşıdan gelen dört kişi ellerinde gazete kağıdına sarılı içki yada bira bilmem böle şeyleri dikkatimi çekti. Mini etegimi biraz aşağı çektim ve kırmızı hırkamın önünü kapatıp kapşonumu kafama geçirdim. Hızlı sert ve titrek adımlarla yoluma devam ettim. Sorun yok diye düşünürken arkamdan gelen sese kulak verdim
-sana kırmızı çok yakışıyor bebek.
Heh boku yedim hiç cevap vermeden yola devam ettim ama nafile kolumdaki sıcak kolu hissettim.
- Bırak kolumu pis ergen.
Iğrenç bir gülüş yaptılar hep birlikte. Migdemi bulandıran bi gülücük yada kahkaha.
- Hadi gidelim bebek.
-Bırak kolumu
Çantamdan çıkardığım biber gazını suratına sıkmaya çalıştım. Ama arkamdan başka bir el tuttu. Heh gitti işte kızlığım kesin gitti burdan kurtulmam imkansız. Kollarımdan çekiştirerek götürmeye başladılar. Burda çığlık atıp bağırsamda hiç bişey degişmicek in cin top oynuyor. Kolumdan cekistirmeye devam ederken gelen sese yöneldim.
- Bırakıp o kızı
Sesin sahibi yakınlaştıkça suratını çıkarmaya çalıştım. Ama tanımıyorum - Bırakın dedim.
-Hahahah çok korktuk nolur bırakmassak öldürmüsün görünen o ki bizi öldürcek arkadaşlar hadi gidelim.
Diye bi tepki verdi alaylı bi ses tonuyla.
Tanımadığım çocuk daha çok sinirlendi elini yumruk yapip.
- Dikkatli bak belki o görünen ebenin amıdır.
Kafasını ergen çocuklardan birine geçirdi. Hepsi birlikte tanımadığım çocukla kavga etmeyi çalıştı.
Çocuk bana "git burdan, kaç" diye bağırsada gitmemem gerektiği gerçeğiyle yüzleştim. Hemen polisi aramış numarası yapıp onları korkuttum. Hemen topukladılar. Elimle yerde yatan tanımadığım çocuğu kaldırdım ellerime tutunarak kalkmaya çalıştığında ben yere düştüm küçük değil gayette büyük bir kahkaha patlattım. Oda kikirdeyerek.
- Ben Mehmet Emir
Kikirdememi devam ettirirken" Mehmet Emir mi?"
-Noldu beğenemedin mi?
"Sende dünyada ki diğer erkekler gibi isimden şansız olanlardanmısın?"
-Aaa aynen ama ben birazdaha şanslıyım benim kuzenlerimden adı Şakir olan var en komiğide murtican var. Yeni doğan bi kuzenim var adını Muharrem koydular 2 aylık bebeğin elini öpesim geliyo. Yani aralarında en iyisi benim. Benim adımada iki dedemde kendi ismini konulması isteyince babamlarda olay çıkmasın diye ikisini koymuşlar. Ama Emiri kullanıyorum. Sadece Emir'de yani.
Kikirdemeyi hala sürdürürken.
- Bende Derin ozaman memnun oldum.
- Neyse seni evine bırakmamı istermisin?
-İsterim ama zahmet olmasın gerçi ne zahmeti şurda evim.
Gülümseyerek yürümeye başladık. Sevdim ben bu çocuğu. Yakışıklıda ama benim Rüzgarım var ne kadar beni okulda takmasada çok tatlı konuşuyo benimle arada görünce göz kırpıyo ama nafile. Yolda yürümeye devam ederken birden armut çöpüne basıp yere düştüm. Hayır yani ne salak kızım yok bikerede normal normal yolda yürüsem olmaz illaha bişey olcak ya.
- Sakın gülme vallaha vururum.
Anırarak gülmeye devam ederken.
- Yok canım hiç gülermiyim. Aaa ne demek.
Elini bana uzatığında sinirli şekilde tutarken. Geldiğimizi fark ettim. Elimi ona doğru uzatıp.
- Tekrar teşekkür ederim bıraktıgın için .
Elindeki telofonu alıp kendi numarımı kaydettim.
- İstediğin zaman arayabilirsin.
Göz kırpıp "tamam " dedikten sonra hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Eve girdiğimde çok şaşırdım ne bir hizmetçi nede bi şoför. Kap karanlıktı ev. Babam olacak adamı aradığımda kapalı olduğunu anladıktan sonra telefonu kapadım. Merdivenlerden yavaş adımlarla çıkarken içeriden gelen kikirdeme seslerine kulak verdim. Sesin geldiği yöne doğru yavaş ve korkak adımlarla ilerlerken babamın yatak odasının yarım açık olan kapısından baktığımda gördüklerime inanamadım. Bir iki dakka kendime gelemedim ve hızlı adımlarla evden çıkarken kapının yanındaki vazoyu düşürdüm. Koşarak evden çıktım. Yoldan geçen bi taksiyi durdururdum. Evde gördüklerim beni şok etti. Babamın bir sevgilisi olduğu zaten tahmin edilebilcek bişeydi ama bu kadını eve getirip üstelik benimde kaldığım eve atması. Yahu hadi onuda anladım ama okulun müdürüyle yapma bari. Ya Rüzgar'ın annesi o. Bu adam beni deli edecek. Düşüncelerimi bozan telefon sesiyle irkildim. Ekrandaki isim şaşırtıcı değil aslında arayan kişi "NECATİ BEY!" Bi insanın babasını Necati bey diye kaydetmesindeki saçmalık. Nasıl babaysa kızının okul müdürüyle sevgili bide üstüne kızının kaldığı eve atıyo. Daha fazla beklemeden açtım telefonu. - Ne var
-Nerdesin kızım
-Arkadaşlar çağırdı onlarda kalcam bugün bekleme gerçi niye bekleyesinki saçmaladım pardon.
- He tamam kızım bişey sorucam sen eve geldinmi hiç.
"Hayır" diye cevap verdikten sonra telefonu yüzüne kapadım. Bana kızım demesi beni deli ediyo. Telefonuma gelen mesaja bakmak için tıkladığımda ekrandaki isim beni hem şaşırttı hemde heycanlandırdı.
Gönderen kişi: UYUZ
Sist ufaklık özledim.
Bu mesaj benim yüzümü gülümsetirken evde babamın yatağında yatan karının onun annesi olması beni sinirlendirdi.
Şuan sokakta kalamazdim napıcağımı düşünürken Sare'yi aradım.
-Sare nerdesin
-Bursa'ya geldik annemlerle noldu sakar.
-Bana "sakar" deme . Hıms burda değilsiniz yani. Yarın gelcenmi okula?
-Gelcem nolduki.
Telefonu yüzüne kapadim. Bi banka oturdum. Başka çarem olmadığından istemeye istemeye numarayı tuşladım.
- Şey uyuz ben sokakta kaldım beni alırmasın korkuyorum.
-Nerdesin sen
-Bilmiyorum işte burda bi ağaç var bide yol var.
-heh anladım hemen geliyorum.
- heh tamam
-ya ufaklık kafayımı yedin nasıl bulcam seni etrafta tabela falan yokmu.
- Immm bakiyim bi Karaoke bar var bi tane.
- Tamam geliyorum.
Kaldırımın üstüne oturup bacağımdaki çamur lekelerini temizledim. Rüzgar gelince napmam gerektiğini bilmiyorum annesinin bizim evde olduğunu söylemem lazım bu sır sadece beni ilgilenendirmiyo onunda bilmesi lazım evet evet emindim söylicektim. Arabasıyla almaya geldiğinde kapıyı açıp bindim.
-Ufaklık iğrenç gözüküyosun.
- Çok sağol ya.
- Allahtan düşünceli akıllı çocuğum. Sana annemin küçük elbiselerinden getirdim.
Ooo ne güzel şuanda bizim evdeki babamın koynunda olan kadının oğlu bana annesinin elbisesinden getirmiş ne mutlu bana. Elinle gösterdiği poşeti aldım ve elbiseye baktım gayet şık ve güzeldi. Ama o elbise değil tulumdu.
-Eee ufaklık napıyoruz.
- Karaokeye götür beni.
-Sen öyle diyosan tamam.
Bardan içeri girdiğimizde hemen tuvalete gidip bana getirdiği siyah kısa şortlu straplez ve üzerinde taşları olan bi tulum. Çantamdan makyaj malzemelerini alıp ağır şekilde makyaj yaptım. Saçlarımı salıp ellerimle karıştırdıktan poşetin içinden çıkan siyah açık topuklu ayakkabıyı giydim. Bu çocuk harbiden zevkli biriydi. Bunları nerden buldu bilmiyorum ama düşünmicem. Eşyaları arabaya bırakıp Rüzgar'ın yanına gittim. Baya on beş saniye felan beni sürdükten sonra kendine geldi.
- Ufaklığa bak sen güzellik olmuş.
İçimden ona sarılmak geldi ama yapmadım.
- Eee şarkı söylemicekmiyiz.
- Ufaklık önden.
Sahneye çıkıp mikrofonu elime aldım şarkı seçmeye çalıştım. Tamam mütevazi olamicam sesim çok güzeldir. Bir önceki okulumda yarışmada birinci olmuştum. Şarkıyı heycanla söylemeye başladığımda gözlerimi Rüzgar'ınkilerle buluşturdum.

UFAKLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin