Sana nah baklava...
Alışveriş merkezinden içeriye girdiğimizde açıkçası gerilmiştim. Çünkü bir çok ergen erkek çocuklar pis gözlerlerini üzerimde gezdiyorlardi. Rüzgar ise onlara öldürücü bakışlar atıyordu. Hayır yani ne vardı üzerimde tamam birazcık açık olabilirdi ama yani bu kadarda bakılmazki.
"Derin git şurdan bi pantolon al valla parasını ben verce... Ne bakıyon lan dön önüne" Rüzgar bir çocuğa doğru yürüyünce hemen arkasından koştum ve kolundan yakaladım. "Rüzgar giymem bidaha gerginlik çıkmasın gel hadi şu mağazaya girelim." çatık kaşlarıyla bana bakarken cevap vermeden gösterdiğim mağazaya girdi. Koşar adımlarla arkasından ilerledim çünkü çok hızlı yürüyordu. Etrafta gözlerini gezdirdikten sonra "Bu mu yani?"diye sordu anlamsız gözlerle ona bakarken " Derin çok gezemem bu mağazadan bişey alabileceğimizimi düşünüyosun yani. " Cevap vermemi beklemeden mağazadan çıkınca şaşkın suratımı düzeltip her zamanki gibi arkasından koştum. Emin adımlarla başka bir mağazaya girdiğinde şaşırmıştım. Ne yani Rüzgar bu mağazayı biliyormuydu? Yoksa burdan abiye elbise felan mı alıyor? Mağazaya girdiğimde kısaca etraftaki elbiseleri incelerken büyülenmiştim sanki."Derin gelicekmisin artık. " Rüzgar'ın surat ifadesine bakılırsa bayadır sesleniyormuş gibiydi. yanına gittiğimde bir kapının önünde durduk. Kapıyı açtığında erkek bölümünün olduğunu fark ettim. Göt olmuştum sanki biraz. Rüzgar burdan alışveriş yapıyordu. " Sen şimdi burdan bana bişeyler bak bende sana bakmaya gidiyorum. Seni çaldırdığımda şu kabinin oraya gel." işaret parmağıyla gösterdiği yeri anlayınca kafamla onayladım. Kendimi bir an gizli bir iş çeviriyormuş gibi hissetim. içeri girdiğimde "çabuk ol özletme kendini." diye ekledi. Dediği şey suratımı gülümsetirken içeri girip birşeyler bakmaya başladım. Bana ne bakacağını gerçekten merak ediyordum. Ya benim aldığım şeyi beğenmesse. Ya o güzel şey seçmesse beğenmediğimi nasıl söyleyebilirdimki.Kıyafetlerin arasında gezinirken elime üç beş tane takım aldım. Zevkime güveniyorum gerçekten güzel şeyler almıştım. Aldığım şeylerin yeterli olduğunu fark edip gösterdiği kabine doğru ilerledim. Ama beyfendi ortada yoktu. Napıyodu bu şapşal? Ya benim aldığım şeyler onunkinin yanında az kalırsa ? Ya kötü şeyler alırsa? Beğenmediğimi söyleyemem ki ben. O ise öküz pat pat söylerdi.
*
Canım git gide sıkılmıştı nerdeyse bir saattir bekliyordum. Birde bana demişti özletme diye hayvan. Daha fazla beklememeye karar verip telefonumu elime aldım. Rehberden KIYMETLİM'i bulup arama tuşuna bastım. Dört beş defa çaldıktan sonra meşgule attı. Tam bir öküz .
"Geldim geldim çatlama. "
Arkama döndüğümde elinde nerdeyse bir ton kıyafet olan Rüzgar'la karşılaştım.
" Birincisi beni neden meşgule atıyosun ikincisi o elindekilerin hepsini hayatta giymem üçüncüsü hmmm neyse üçüncüsü yok. " En iyisi telefonu meşgule atması bahanesiyle trip atıp o kıyafetleri giymemekti. Ciddi derecede üşenmemiş nerdeyse tüm mağazadaki kıyafetleri toplamış birde ayakkabı çantayla kombin yapmış . Yok yok hayatta giymem, giyemem yani.
"Alıyım kıyafetlerimi ufaklık. "
Aha yine başladı ufaklık lafına ama bu benim ciddi derecede hoşuma gitmiyodu. Sinirle elimdekileri ona doğru uzattım. Tamam birazcık fırlatmış olabilirim ama fark etmez. Oda elindekileri bana uzatığında geriye doğru çekildim. Şuan küçük bir çocuktan farkım yoktu ve en kötüsü bunu biliyordum."Derin şunları alırmısın. " Her zamanki çocukluğuma devam edip omuzlarımı kaldırıp 'banane' işareti yaptım. "Noldu şimdi? "diye sorduğunda bir an duraksadım. Hiç bir şey olmadı gayet mutluyum. "Beni meşgule attın." Ahh gerçekten bunu söylemismiydim? Neyim vardı benim böyle? Neden saçma sapan mızmızlanıyordum? " Al işte ufaklık olduğunu her yerde belli ediyosun." Haklıydı ilk defa haklıydı. Elinden üç beş tane elbiseyi alıp kabine doğru ilerledim. "Bunlarıda al!" Hayır ya hayır ne güzel alıp gidiyodum ben "Sana nah baklava. Hayatta almam" bu neydi simdi hayır yani sana nah baklavada neyin nesi. " baklava bende yeterince var zaten şimdi al şunları. " (cevap verilemedi) elimdeki diğer elbiseleride aldığımda kabine girdim. Elbiseler hiç fena değildi tam benim istediğim gibi sade ve şıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
RomansaNOT: itiraf etmeliyimki kitabım 4. Bölüme kadar çok sıkıcı ama asıl olarak tüm güzellikleri 4. Bölümden sonra :) Annesinin yeni kocasının Derin'e nyaptığı tacizler nedeniyle üç yaşından beri görmediği babasının yanına gider. Babası zengin,umursamaz...