-FINAL-
"Hikaye asla bitmez, asla."
Jimin;
Kötü anılar zihnin derinliklerine ne kadar çok itilirse itilsin bir çatlaktan sızmayı başaran izlerdi. Bu izler tam unuttum, sildim derken bir ses, bir koku hatta anlık bir görüntüyle çıkıverirdi karşımıza ve sizi olanca azmiyle bir kez daha yaralamayı başarırdı. Ve ben uzunca bir süredir o kadar çok kötü anıyla dolmuştum ki neredeyse aklımı yitirecektim, Yoongi olmasaydı eğer çoktan yitirmiştim zaten de. Bana tüm bu kötü anıları unutturmamı sağlayan da ona olan ve asla kimsenin kıramayacağı, ki buna kendisi de dahildi, bağımızdı. Bunu, ruhumuzun artık neredeyse toparlanmaya ve yeniden bir bütün olmaya başladığı bu sabah, ben arabanın içinde neredeyse ağlayacak kıvamdayken Yoongi'nin elimi tutuşuyla çok net anlamıştım.
Sıcaklığını hissediyor olmak, her zaman yanımda olduğunu ve olacağını bilmek dünyanın en güzel hissiydi. Dünya üzerindeki her şeyden şüphe duyabilirdim ama artık onun beni bırakıp gitmeyeceğinden adım kadar emindim. Biz birbirimize aitken aksi gibi bir durum söz konusu olamazdı.
Yoongi'nin dakikalardır ellerimin arasında olan elini kucağımda biraz daha sıkıca tutarak nefeslendim. Varlığından güç almaya, kokusuyla duygularımı dengelemeye çalışıyordum. İyi geliyordu fakat bir noktada sonuçta insani duygulara sahiptim, beni derinden yaralayan bir şeye sabretmek sınırlıydı.
"Jimin-ah," derken gözlerim kapalıydı ve sessizce arabanın koltuğunda bana doğru döndü, gözlerini tam üzerimde hissetim. Baktığı yerler yavaş yavaş karıncalandığında ise devam etti cümlesi "Hazır değilsen gitmek zorunda değilsin."
Aldığım nefesi titrekçe geri verirken zorlanmıştım, kendimi karanlıktan kurtarıp araladım gözlerimi ve başımı kaldırmadan konuştum "Görmek istiyorum. Çok uzun zamandır bugünü bekledim."
"Tamam o zaman, cesaretini toplayana kadar bekleyelim."
Oturduğu yerden içimi sıcacık yapan, bir ömre bedel, hayatıma anlam katan, bazen deli eden, bazen de insan olduğumu yüzüme vuran gülümsemesini izledim. Karlarla kaplı bir dağın tepesinde gökyüzündeki bulutların arasından aniden beliren güneş gibi içimi ısıtmıştı adeta. Evime ilk gelişinde kıkırtısının beni etkilemesiyle şu an ona bakarkenki benim etkileyişi arasında öyle büyük bir fark vardı ki... Önceleri sadece gülüşü, bakışı, dokunuşu ve diğer şeyleri sadece ona muhtaç olduğun için yaptığımı sanırken şimdi bana hissettirdikleri bunların çok daha ötesinde, yuva gibiydi. Hayatım boyunca asla sahip olmadığım yuvanın sıcaklığını bile oturduğu yerden bana bakarken verebiliyordu, elini tutmasam, bana baksa bile bunu başarıyordu, en çok da bu beni etkiliyordu zaten. Çünkü benim tek ailem ondan başkası değildi artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Counterclockwise | Yoonmin
FanfictionBir kum saatinin içindeki kum aksa da tükenmez, tükenmediği gibi size geri döner. - Yoonmin x Omegaverse 19.06.2021