Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Onun yüreğiyle benim yüreğim sanki bir bağla birbirine sımsıkı bağlanmış gibi hissediyorum. Onun kalbi atınca, benimkini de hareket ettiriyor sanki."
Geçmişin izleri silindiğinde veyahut da geçmişi çok fazla düşünmemeye başladığımızda, şimdiye odaklandığımızda hayatımızın ne derece değiştiğini fark etmemiz çok uzun sürmezdi. Min Yoongi uzun zamandır hayatının değiştiğini, kaygılarından kurtulduğunu farkındaydı ve bu onu yeni bir insan haline getirmişti. En azında eskiye kıyasla çok daha farklıydı.
Gece yarısı evin şifresini olabildiğinde sessizce girmeye çalışarak arkasında, Jimin'in kucağında uyuyan Yuna'yı uyandırmamaya çalışmıştı. Genelde dışarıya çıktıklarında çok fazla geçe kalmazlardı ama bu akşam kurulun da olduğu önemli bir akşam yemeği için istisnai bir durumdu. Kızları buna alışkın olmadığı için yemeğin sonuna doğru uyuyakalmıştı.
"Ben alayım mı?" diye ellerini uzattı ancak Jimin ona sessizce itiraz etti "Huzursuzlandı gibi, ben yatırıp gelirim sen geç."
Yoongi omega babasının boynuna sarılmış minik ellere gülümseyerek koridorun öteki ucundan karanlıkta kaybolana kadar baktı onlara ve kendi odalarına yürüyüp doğruca beyaz gömleğinin düğmelerini çözdü. Sıyırdığı gömlekle elleri pantolonunun kumaşına gittiğinde şöyle bir duraksadı ve yutkundu. Yemekten beri kendinde bir farklılık hissediyordu, ara sıra terliyor, elleriyle terini silip sakinleşmeye çalışıyordu. Kızgınlığı için erken olduğunu düşünüyordu ama yılda bir iki kere de olsa aksadığı oluyordu ve bunun Yuna evdeyken gerçekleşmesi en son isteyeceği şeydi çünkü yıllar geçtikçe Jimin'le olan sevişmeleri daha şiddetli bir hale gelmişti. Bazen kokularını bile kontrol etmekte zorlanıyorlardı hatta sırf bu yüzden Yoongi evin, özellikle de odalarının koku için havalandırma sistemini güçlendirmişti.
Derince bir nefes alıp odalarından çıkarak mutfağa ilerleyerek buz gibi bir su içmekte buldu çareyi Yoongi fakat, pek de çare olduğu söylenemezdi. İçtikçe daha da artan harareti kasıklarına bir sızlama bırakmış, üzerine değen her şeyi sıcaklıktan dolayı parçalayarak atma isteğiyle dolmuştu. Bununla birlikte de uzun süredir içinde sessizlikle bekleyen kurdu sanki bu anı bekliyormuş gibi kontrolünü kaybettirmek ister gibi mağarasından çıkmıştı.
Yoongi bedeninden yayılan baskın kokuyu kontrol altına almak için bardağı tezgaha hızla çarpıp dişlerini sıkarak hızla mutfaktan odalarına geçti ve beklemeden tuvalete girdi. Kurdu, Jimin'i arıyordu, kurdu, dişlerini geçirebileceği, kokusunu ciğerlerine çekebileceği biricik ruh eşini arıyordu ve bulamadığı için de dakikalar geçtikçe onu çıldırtacak derecede arzulamaya devam ediyordu.
