Babasının yerine geçen bir kadın ne kadar ileri gidebilir. Karanlık dünya onu en derinlerine aldıysa nasıl kurtulur?
"Ben bu masada sürtük bir kadın kabul etmem!" adam elini masaya vurdu ve ayağa kalktı. Babamdan ilk öğrendiğim şeyi yapacaktım.
Lide...
Selam sevgili okuyucularım. Bu benim yayınladığım ilk kurgum. Bu yüzden hatalarım veya eksiklerim olabilir. Benim bu kitapta anlatmak istediğim birkaç şey var. Çoğu kitapta kadınlar sanki birine muhtaçmış gibi anlatılıyor. Her türlü aşağılama ve şiddet var. Tabi gerçek hayatta bunlar var diyeceksin ama benim görmek istediğim şey kendi ayaklarının üzerinde durabilen güçlü kadınlar. Kadınların hiçbir erkeğin gücüne ihtiyaçları yok. Hatta çok beğendiğim bir söz var.
Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; Kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derim.
Cemal Süreya
Kırıcı ve argo yorumlarınızı kendinize saklayın. Fikrinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
✨Sol alttaki yıldıza basarsanız ve bana destek olursanız çok sevinirim. Yeni bölümlerde görüşmek üzere..✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1.BÖLÜM "KARANLIĞA İLK ADIMLAR"
"Zaman, mutluluğun katilidir."
İnsanların kendi menfaatleri için başkalarının hayatlarını kararttıklarına şahit oldum. İnsan vicdanının sesini nasıl duymazdan geliyordu? Oyunlarla dönen ve kiminin iyi kiminin kötü olduğu dünyada ben kötüydüm. Sen kötüsün ve buna mahkûmsun.
Benliğim, bulunduğum mezarlık gibi ölüm kokuyordu. Yaşamını yitirenlerin evi olmuş bu mezarlıklar ailemi almıştı. Hayatta en sevdiklerim toprağın altındaydı. Soğuktan sızlayan parmaklarımla duran soğuk mezar taşlarını okşadım. Bir kez daha acıyı kalbimde hissettim. Çaresizliğin acısı en derinlerde kanayan yaramı alevlendirdi. Toprağı elime aldım ve sıktım, çaresizliğim ve acizliğim canımı yakıyordu. Sevdiklerimin bedenini örten toprağın üzerindeki çiçeklere bakmak kanayan yaralarımı oluk oluk kanatıyordu.
Ne kadar çabalasam da işlerin değişmediğini fark ettiğimde anlamıştım böyle olacağını. Göz yaşlarım yanaklarımdan toprağa süzüldü. Vedalaşmaları hiç sevmemiştim ama onları son kez görmek için, seslerini duymak için her şeyimi verirdim. Mezar taşlarına bakarken aynı çaresizlik hâkimdi üzerimde.