KY - 14

19 9 0
                                    


"Yani zehirli ilişkilerin insanısın." dedim olayı alaya alır gibi.

"Bir ilişkide erkek genelde daha korumacıdır." dedi Serhat. "Ve askeri alan tehlikeden ibarettir. Yanında olamayacak. Güvende olup olmadığından emin olamayacak. Neden iyi karşılasın? Kesinlikle karşı çıkacak."

"Kavga ederim." dedim kendimden emin bir tavırla. "Benim hayatım. İstediğim kararları vermekte özgür olmalıyım."

"Pardon, anlamama yardımcı ol. Bir adamla ilişkiye başlayıp iki kişi yaşamayı kabul ediyorsun. Ama kendi hayatını tek başına yaşaman gerektiğini mi söylüyorsun?" Konuşurken dudağının bir kenarı kıvrılmış, alaycı bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirmişti.

"İlişki demek ipleri karşıya vermek demek değil." dedim. İstemsizce kaşlarım çatıldı.

"Sen gerçek bir ilişkide olup olmadığından emin ol bence." dedi Serhat. Bu sözleri beni sinirlendirmek için yeterliydi. Sakin kalmaya çabalayarak ayağa kalktım.

"Gidip Koral'la konuşayım. Bakalım hangimiz haklı çıkacak."

"Gidemezsin."

"Nedenmiş?" dediğimde sağ eliyle yürüyüş bandını işaret etti.

"Kendi hayatın için istediğin kararları verdikten sonra bazı sorumlulukların olur. Çalışacaksın."

Göz devirdim. Aklımda Koral'la yapacağımız konuşma senaryoları oluşturmaya başladım. Koral'ın bu olayı olgunlukla karşılaması hiçbir problem yaratmazdı. Ama.. Serhat haklı çıkarsa ve Koral benim askeri alanda uzmanlaşmama sonuna kadar karşı çıkarsa ne yapmalıydım?

Bazı zamanlar kendimi kontrol edemeyerek istemediğim kadar kötü cümleler kurmaya başlamıştım. Öyle bir ana denk gelirsek, Koral'ı kırmaktan çekiniyordum. Aramızın kötüleşmesi fikri bile içimi parçalıyordu.

"Sen de onunkini sor." dedi Serhat düşüncelerimin arasına girerek.

"Anlamadım?" dedim soru sorar gibi bir tonlamayla.

"O hangi alanda uzmanlaşmayı seçmiş? Bu soruyu üste çıkmak için kullanabilirsin." Hafifçe güldükten sonra konuşmaya devam etti. "Eğer senin askeri alanda ilerlemene karşı çıkarsa, sen de onunkine karşı çık. Senden vazgeçmeni isterse sen de ondan vazgeçmesini iste."

"İyi fikir.." diye mırıldandım. Ancak bu olayları daha da kötüleştirmez miydi?

Spor yaptığım süre boyunca kafamda farklı senaryolar yazıp çizdim. Tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak Koral'ın söyleyebileceği her bir cümleye karşı savunma cümlesi kurdum. 

Ta ki güzel bir duş alıp yumuşacık yatağıma oturana kadar.

"Koral'ı görmek istiyorum." diye mırıldandım Berrin'e bakarak. Berrin, okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp bana baktı.

"Git o zaman." dedi bıkkınlık içeren ses tonuyla.

"Kaldığı yurdun yerini bilsem, gideceğim."

"Sormadın mı?" Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "O zaman onu beklemekten başka bir çaren yok sanırım."

"Bana biraz kızgın olmalı. Hemen geleceğini sanmıyorum." derken hala mırıldanıyordum.

"Neden kızgın olsun?"

"Serhat'la beni gördüğünde kıskandı." diyerek kısa bir açıklama yaptım. Berrin ağzını eliyle kapatarak kıkırdadı.

"Çok tatlı. Kıskanması, sana verdiği değerdir."

"İnan bana, hiç tatlı değil. Bana güvensizlik gibi geldi." dedim.

Karanlığımın YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin