*Bölümü böyle geç attığım için herkesten özür diliyorum. Yazma hevesim nereye gitti, emin değilim. Muhtemelen 'Karanlığımın Yıldızı'na da 'Bence de Zor'a da bir süre ara vereceğim. Moral ve motivasyonunu düzeltmeden pek başarılı şeyler yapabileceğime inanmıyorum. Anlayış göstereceğinize eminim. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum..*
"Özür dilerim." diyerek masaya yaklaşan Koral, masada dönen gergin konuşmayı bölmüştü. "Gitmem gerekiyor."
"Nereye?" dedim hızla.
"Bir hastamızın durumu kötüleşmiş. Benim sorumluluğumdaydı." Göz ucuyla Ata'ya baktıktan sonra konuşmaya devam etti. "Özür dilerim. Güzel bir şekilde telafi edeceğim güzelim." Eğilip alnımı öptükten sonra başıyla doktorlara selam verip koşar adımlarla mekanı terk etti.
"Harika." diyerek kendi kendime söylendim. Tüm vaktimi Koral'la geçirmek istiyordum. Ancak henüz bedenim tamamen kendini toplamamışken karşımda iki emir verenimle bakışmak zorunda kalmıştım.
"Askerlerin kalması için özel binalarımız var. İnsanlardan biraz uzakta." diyerek söze girdi Asuman. "Senin de oraya yerleşmeni istiyorum."
"Şart mı?" derken kaşlarımı kaldırdım.
"Değil." dedi Ata hızlıca. "Beril'le aynı odada kalmaya devam edebilirsin. Senin tercihin."
"Ama askerler için özel olarak tasarlandı bu binalar. Orada kalmalısın." Asuman konuşmadan önce Ata'ya ters bir bakış attı.
"Beril'le kalmaya devam edeceğim." dedim yavaşça.
"Güvenli olmayacak." dedi Asuman.
"Karar vermesine izin verelim." dedi Ata sakince.
"Seninle ayrıca konuşmamız gerekecek." dedi Asuman, Ata'yı azarlar gibi.
"Bence de." diyerek Asuman'ı onayladı.
Yemekler tek tek masaya dizilirken kimse konuşmadı. Asker masaya son bir kez baktıktan sonra "Afiyet olsun komutanım." deyip selam vererek yanımızdan ayrıldı.
Önümde duran çatalı alarak ete batırdım.
"Yanıma birini istiyorum." dedim eti parçalara ayırırken. "Herhalde beş aylık meseleyi tek başıma çözmemi istemeyecek kadar vicdanlısınızdır. Bana olayları detaylıca anlatacak birine ihtiyacım var."
"Tabii ki." dedi Asuman. O da benim gibi önünde duran eti parçalara ayırıyordu. "Birkaç gün içinde üst kademedeki askerlerle tamamen tanışmış olursun. O zaman, istediğin kişilerden bir grup kurabilirsin. Ata'ya isimlerini bildirmen yeterli olur."
"Gerek yok." dedim sakince. "Merkan'ı istiyorum. Geri kalanlar pek umurumda değil."
"Bir kişi." derken kaşlarını kaldırdı Ata. "Sana yetmez."
"Güvendiğin biriyse yeter." Asuman'la aynı anda aynı cümleyi kurduğumuzda duraksayarak birbirimize baktık.
"Haklı." dedi Asuman.
"Tabii ki iki kişi çalışmayacağız. İstediğimde birkaç askeri alırım. Ancak yanımda ayrılmaz kişinin yalnızca Merkan olmasını istiyorum." dedim.
"Merkan görevde." dedi Ata.
"Kabul." Asuman, Ata'yı duymazdan gelerek konuştuğunda Ata'nın gerildiğini boynundaki kasların kasılmasından anlamıştım.
"Merkan görevde." dedi Ata tekrar. Bakışlarının hedefinde Asuman vardı. Ancak Asuman, Ata'yı görmezden gelerek önündeki etten bir parça alıp ağzına attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımın Yıldızı
Science FictionBence engel tanımaz gerçek bir aşkla Sevmiş olanlar. Aşk demem aşka Değişik durumlarda değişip duruyorsa, Ya da meyil duyuyorsa bırakmaya ilk fırsatta. Aşk dediğin fırtınaya bakar ve titremez asla; Ah, hayır! Her daim duracak bir işarettir, Bir yıld...