Chan dükkanı açarak içeri girdi. Güzel kokuyu içine çekerek saksıları ve eşyaları geri yerine koydu.
Çiçeklerini sulamaya başladığında bir kız içeri girdi.
Istediği çiçeği ona verdiğinde telefonunu açıp Seungmin'e mesaj attı.
Ama Seungminin pek enerjisi yoktu. Son olaylardan sonra parçalanmıştı.
Telefonu kapattı."Sadece iyiyim diye mesajlar atıp duruyorsun Seungmin. Öyle olmadığını biliyorum. Yanında olamadığım için çok kötü hissediyorum."
Tezgahın arkasına oturarak gözünden yaşlarının akmasına izin vermişti.
Daha yüzünü bilmediği bir çocuk için nasıl böyle hissediyordu? Onu görmemesine rağmen ona çok bağlıydı.
Kapının çınlaması ile göz yaşlarını silip oraya baktı. Bu geçen gelen çocuktu. Ismini bilmediği ama çok etkilendiği.
"Hoş geldiniz." Eğildi. "Bu sefer ne almak istersiniz?" Çocuk çok üzgün görünüyordu. Göz altları morarmıştı. Rengi biraz soluktu.
"Iyi misiniz efendim?"
"Hmhm. Bana baktığınızda ne hissediyorsunuz?" Chan biraz düşündü. "Neşe... fakat çok az. Daha fazla hüzün hissediyorum." Chan hemen sarı karanfillere uzandı ve bir buket hazırladı. "Sarı karanfiller, hem çok özellerdir hem de hüzün anlamları vardır." Uzattı.Genç, üzgün bir gülümseme ile çiçeği aldı. "Gerçekten insanların hislerinden anlıyorsunuz ha?" Parayı çıkararak uzattı.
Gülümseyerek aldı. "Lütfen iyi hissetmeye çalışın!" Arkasından el salladı.
"Ahh, yine ismini sormayı unuttum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thank you // chanmin
Teen Fictionneredeyse her gece rüyamda seni görüyorum, umarım bu sefer uyanmam. [angst, düz yazı, texting] #199 angst tamamlandı-10102021