6| Masalsı

49 4 0
                                    

6.bölüm sizlerle, teşekkürler.

-

"Nasılda koşuşurduk bahçelerde
Şarkı söylerdik mehtaplı gecelerde
Sen bana ben sana komşu evlerde
Kök sarmaşıklar gibi sarıldık o yaz"

**

Ayaz odasında oturuyordu. Emre içeriye girdi ve elindeki dosyayı masaya koydu. Koltuklardan birine oturdu ve dosyayı Ayaz'a doğru uzattı.

"Fotoğraf çekimleri, iç mekan tasarımlarıyla ilgili."

"Hayırdır bu tip ne Emre?" dedi Ayaz onun bu tavırlarını şaşkın şaşkın izlerken. Emre ellerini birbirine kenetlemiş, karnının üzerine koymuş; ayaklarını da kenetleyip sehpanın üzerine koymuş oturuyordu.

"Fotoğrafları getirdim abicim" dedi Emre sırıtarak.

"Seni bir daha uyarmayacağım, o ayaklarını indir."

"Oğlum ya sen hala bunlara takıntılı mısın? Biraz rahat ol ya." dedi Emre ve ayaklarını masadan indirdi.

"Seninki gevşeklik oluyor lan, ne rahatlığı?"

"Her neyse abicim bakalım şu tasarım fotoğraflarına, beğenmezsen başka fotoğrafçıları da deneriz." dedi Emre masanın üzerindeki siyah dosyayı gösterirken. Ayaz dosyayı açtı ve tüm fotoğrafları inceledi.

"Bence ilk olarak tasarımcı değişsin, psikolojisi bozuk bunun belli. Tüm mobilyalar siyah. Ayrıca fotoğrafçı da kadrajı iyi oturtamamış, beğenmedim. Başka fotoğraflar var mı?"

Ayaz elindeki dosyayı masanın üzerine doğru hafifçe fırlattı. Parmaklarıyla masanın üzerinde ritim tutuyordu.

"Ya sanki bu sabah biri daha göndermişti ama dur bakalım, geliyorum ben" dedi Emre ve ayağa kalktı.

"Hiiş dur dur gitme şey soracağım ben sana şu benim ofisin onarımı ne halde?"

"Dün uğradım, yavaş yavaş onarıyorlar; bir yandan yanan eşyaların yenisi tasarlanıyor, senin verdiğin çizimlere uygun olarak. Diğer yandan duvarlar falan baya mahvolmuş bir de sen yeni bir tasarı verince ustaların eline iş baya uzadı yani. Yaklaşık bir buçuk bilemedin iki aya anca tamamlanırmış. Biliyorsun ustalar sadece ofisi onarmıyorlar. Bir çok yerden iş almışlar."

"Anladım, neyse ya ben bugün bir uğrarım yine de tamam."

-

Eylül ve Selim koridorda konuşuyorlardı.

"Yarın pazar, beraber bir şeyler yapalım mı?"

"Üzgünüm ama ben pazar günleri de çalışıyorum. Hiç fark etmedin mi?"

"Aa yok hayır, tamam o zaman bir dahaki sefere denerim şansımı." dedi Selim gülerek. Eylül bu davranışlara anlam veremiyordu. Daha tanışmalarının üzerinden bir ay bile geçmemişken bu kadar ileriye gidilmesi anlamsızdı. Selim'e bakarak gülümsedi. Ardından odasına doğru ilerledi. Selim neden böyle davrandığının farkında değildi. Buraya geldiği ilk günle birlikte Eylül'ün çekim alanına girmişti. Ve bu durumdan çok hoşlanıyordu. Her saniye Eylül ile olabilme hissi güzeldi. Henüz Eylül'e aşık değildi, bunu biliyordu; onunlayken mutluydu.

Eylül yazdıklarına göz gezdiriyordu. Kapı çaldı ve içeriye Ozan girdi. Eylül onun odaya girdiğini fark ederek diz üstü bilgisayarını ekranını kapattı.

"Hala küs müyüz?" dedi Ozan mağrur bakışlarıyla. Eylül'ü çok seviyordu ve bu durumda olmak çok üzücüydü.

"Sence de biraz geç kalmadın mı? dedi Eylül Ozan'a bakarak ellerini birbirine kenetleyip masanın üzerine koydu. Ozan'ın gerçekten üzüldüğünü fark ettiğinde konuşmaya başladı.

Şarkılardan EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin