Bölüm 6

351 47 11
                                    

                     Love and War- Fleurie

       Aradan günler geçmişti. Sirius'un sandığının aksine başka ajan ortaya çıkmamıştı. Bu en azından aralarında bir rahatlamaya sebep olmuştu. Colin arkadaşlarının da desteğiyle kendine gelmiş, kendine inandırmayı başarmıştı.

     Harry bir Pazar sabahı kahvaltıdan sonra Teddy'le vakit geçirmeye başlamıştı. Başlarındaki sorunlar yüzünden vaftiz oğluna ilgi gösteremiyordu ve en azından telafi etmeye çalışıyordu. Remus, Sirius ve diğerleriyle çıkamadığı toplantılardan dolayı da ilgilenemediğinden bir nevi Tonks'a yardımcı oluyordu.

     Harry kısa bir süreliğine Teddy'i odada bırakıp çıktı. Birkaç dakika sonra geri döndüğünde Teddy orada değildi. Odanın köşelerine bakındı. Odadaki lavaboya, koridora baktı. ''Teddy? Neredesin?'' Harry soğukkanlılıkla koridorda dolaştı.

     Mutfağın olduğu kapıya geldiğinde mavi saçlı çocuğun bir yere baktığını gördü. Mutfağa girdi ve yanında durup onun baktığı yere baktı.

     Draco Malfoy.

     ''Aman ne sürpriz!'' diye geçirdi içinden Harry. Draco elinde kahvesi, camın önünde oturmuş dışarıyı izliyordu. Teddy ise parmak uçları ucunda yükselip, inip ona bakıyordu. Harry ne yapmaya çalıştığını anladığında gülümsedi ve yanına yaklaştı.

      ''Teddy? Sorun ne?'' Anladığı halde sormaya karar vermişti. Teddy ona bakmadan cevapladı.

      ''Onun dayım olduğu doğru mu, Hawwy?'' Harry gülümsedi. Masumca sorduğu soruyu başını Draco'ya döndürerek yanıtladı.

      ''Yani... Biyolojik olarak. Evet. Neden?''

      ''Onunla konuşmak istiyorum.'' Teddy dudaklarını birbirine bastırırken Harry, Teddy'nin ayaklarıyla yaptığı hareketi Draco'nun dikkatini çekmek için mi yaptığından bahsetmek istedi ama vazgeçti. Onun yerine onu cesaretlendirmeye karar verdi.

     ''Hadi git o zaman.''

     Teddy başını hayır olarak salladı. ''Sinirli görünüyor. Bana bağırır mı?''

     ''Hayır tabii ki. Yani... Yapmaz herhalde. Onunla tanışmak ister misin?''

     ''Evet!'' Teddy ayaklarını durdurdu ve kocaman gülümsedi.

     ''E hadi git o zaman.''

      ''Bekle.'' Teddy küçük ayaklarıyla odadan koşarak çıktı ve koridorda koşmaya başladı. Harry ne yaptığını anlamaz halde onu beklemeye karar verdi.

      Birkaç dakika sonra Teddy gülümseyerek odaya geri döndü. Ellerinde papatyalarla.

      Yavaşça yürüyerek Draco'nun yanına geldiğinde Draco sonunda sesleri duymuş olacak ki ona döndü. İki elinde duran fincanı bırakarak Teddy'e döndü ve gülümsedi. Teddy'nin ona söylediği şeylerle gülümsemesi büyürken elindeki çiçekleri aldı ve yanındaki sandalyeyi çekerek Teddy'i oturttu. İkili konuşmaya başladığında Draco'nun gözü arkadaki Harry'e takıldı. Ona zaten gülümseyen Harry'e garip bir şekilde gülümseyerek karşılık verme isteği duyan Draco buna engel olmadı ve ona gülümsedi. Sonra Teddy'le konuşmasına geri döndü.

     İkili iyi anlaşmışa benziyordu.

               • • •

    ''Hepsini öldüremezler. Bakanlık zaten biliyor ama bulaşmak istemiyor gibi duruyor. Bizden çok ama çok daha fazlalar.'' Derin bir toplantının içinde bulunan seherbazlar ve yoldaşlık üyeleri ortak bir karar verme çabasındaydı hala. Eğer yakalarlarsa ne yapacaklardı?

the dragon's sanctuary || drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin