Nişan günü

325 34 6
                                    

FLASHBACK (2 ay önce )
Hangi cesaretle yaptım. Bilmiyorum ama Kyu'yu öpmüştüm. O ise hem karşılık vermemiş hemde bir şey demeden çekip gitmişti. Ertesi güne kadar geldi. Daha sonra geldiğinde hiç bir şey olmamış gibi davrandı.
FLASHBACK END
2 AY SONRA (So Ra'nın ağzından)
O gün Kyu-ssi'yi öptükten sonra hiç bir şey demeden gitmişti. Şimdi ise nişanımıza bir gün vardı. Yani olayın üstünden 2 ay geçmişti. Ten rengi üst kısmı taşlı kabarık bir elbise giyip saçlarımı toplatacaktım. Umarım sahte de olsa nişanımda mutlu olabilirim. Uyumalıyım bu kadar iç sesimle konuşmak yeterliydi.
NİŞAN GÜNÜ (Sj ve Kyuhyun )
"Umarım bugün So Ra'ya iyi davranırsın"dedi Sungmin hyung. "Tabi ki de sahtede olsa bu onun en mutlu günü hem yeterince acı çektirdim. Bugün iyi olacağım hatta ona sıkı bir demet gül yaptırdım. Umarım mutlu olur" Dedim. "Vayy düşünebilmişsin. Bence So bundan da etkilenebilir yani düşünüyor olmandan" dedi hafif kızgınlıkla Heenim hyung. "Üstüne gitmeyin. Sen onları takma" dedi. "Ben kendi kendime stres yapıyorum ne olur yapmayın. Bugün laf sokacak hava da değilim" dedim. Hazırlandık bizimkilerle beraber So Ra'ların evine doğru yola çıktık. Yolda bizimkilerle konuştuk. Onlarda So Ra'lardaydı. Sonunda So Ra'ların evine varmıştık. Bizimkileri buldum onlarla görüştük. So'nun ailesiyle görüştüm izin isteyerek So Ra'nın yanına çıktım. Kapının önünde tereddütle beklerken So Ra kapıya çıktı. Bana baktı ve gülümsedi. "Ah çok yakışıklı olmuşsun. Şey bana yardım eder misin? Odama gidelim ayakkabılarımı orda unutmuşum da" dedi. Bende "Ta.. tabi ki de" dedim. Eteğinden tuttum. Ve odasına geçtik. Yatağının üstüne oturdu. Ayakkabı kutusunu eline aldı ayakkabıları giydi. "Aman Tanrım bunlar ölüm tuzağı gibi nasıl yürüyorsun" dedim. Minik bir kahkaha attı ve "Tatlım biz her gün bunlarla yürüyoruz. Şimdi elimden tutta kalkayım" dedi. Elinden tuttum ve kaldırdım güldü. "Bugün çok poztifim sarilabilir miyim? " dedi yanakları kızardı. Imm şey derken odanın kapısı çalındı gittim kapıyı açtım. Sungmin hyung gülleri getirmişti elinden aldım çiçekleri o da arkamdan içeri girdi. So Ra'yı tebrik edip çıktı. Gülleri arkama saklamıştım. "Soruma cevap vermedin? Çok şey istedim dimi olsun. Gülümseyişini görmekte güzel" dedi kendi gülümsemesi soldu. Yanına gittim ve belinden tutup sarıldım ve çiçekleri eline uzattım. Tam o arada So Ra'nın kuzeni içeri daldı fotoğrafçıydı. "Sakın pozunuzu bozmayın çekiyorum çektim" dedi. So Ra yatağa eğilip yastığı aldı kuzenine fırlattı. "Bir daha insanların odasına dan diye dalma defol şimdi ve gelirken de kapıyı çal bir daha" dedi kuzeni çıkınca arkasından güldü. Şaşkınca ona bakıyordum. "Nee yaptığı ayıp ama" deyip kahkaha attı. Bu kızı ben nasıl üzmüştüm aglatmıştım. Elim hala belindeydi öteki elimi kaldırıp yüzüne dokundum. "Harika olmuşsun" dedim yanağına içten ve şevkatli bir öpücük kondurdum. "Ben aşağı iniyorum konuklara bakayım zamanı geldiğinde inersin" dedim ve çıktım. Bana ne oluyordu böyle amanınnnn bugün evil yanım yok olmuştu. Neyse bugün herşey So Ra içindi. Aşağı indim ve konuklarla ilgilenmeye başladım. Benim gülümseyen halimi gören hyunglarım şaşkındı. Bu gün onları da takmıyordum. Çok mutluydum ama nedenini bilmiyordum. Ve So Ra'ya bir süprizim daha vardı ama bunu başbaşayken vercektim. Zaman geldi So Ra aşağı inecekti. Merdivenlerin ucunda onu bekliyordum. Aman Tanrım dediklerini duyduğum da kafamı kaldırdım. Gerçekten de aman tanrım demek gerekiyordu saçı ve makyaji tamamlanınca melek gibi olmuştu. Merdivenleri in in bitmiyordu sanki yanıma gelmemişti hala ayrıca göz gözeydik. Sonunda yanıma geldi kolumu uzattım ve çıktık. "Çok güzelsin" diye fısıldadım kulağına. "Teveccühünüz bayım sizde çok yakışıklısınız"dedi ve bana minik bir kıkırdama sundu. Ailelerimizin yanına gittik. İkimizin de annesi ağlıyordu ne ironi ama bizi zor durumlara düşürürken acımıyorlardı. Şimdi ise ağlamak pufff çok sıkıcı. Her neyse ailelerimiz tüm konuklar bizi görecek şekilde ortaya geldik. Sonra yüzüklerimiz geldi. Babam yüzüklerimizi taktı ve "Umarım ömür boyu mutlu olursunuz"dedi. So Ra'yı alnından öptü. Benle de tokalaştı. Daha sonra bizim çocuklarla gülüştük eğlendik fotoğraflarımız çekildi basın bir iki soru sordu. İnsanlar eğlenmeye devam ederken bizim çocuklar sahneye çıkıp onları oyalamaya uğraşırken So Ra'nın Kolundan tuttuğum gibi bahçeden çıkardım. Çıkarken hyunglarım bana göz kırptı. "Yaaa nereye gidiyoruz ben yoruldum" diye bir bebek gibi mızmızlandı So Ra. "Hişşştt sessiz ol bin arabaya süpriz" dedim. "Tamam" dedi güldü ve bindi. Bende binince yola koyulduk. Han nehrine yaklaşınca durdum arabayı park ettim. So Ra'yı arabadan indirip biraz yürüttüm tekneye gelmiştik. So Ra şaşırdı süslü güzel bir tekne ve romantik bir Kyuhyun. Sonra onu tekneye bindirdim. Nehre açıldık. İkimize birer bardak şarap koydum. Ve yanına çıktım içkiyi uzattım aldı. Ayakkabılarını bir köşeye koymuştu. Güldüm ayakkabılarıyla dalga falan geçtim bayağı eğlendik. Sonra boğazımı temizledim cebimden yüzük kutusunu çıkardım ve hediyemi ona sundum. Çok beğenmişti gözleri doldu kalktı bana sarıldı bende hafifçe belini kavradım. Bir süre sonra geri çekildi ve yanına oturttu. Tekrar boğazımı temizler gibi yaptım. " Biz pek iyi şeyler yaşamadık hatta nefret dolu bir başlangıç yaptık. Keşke Sulliden önce seninle tanışsaydık. Keşke farklı...." dedim ama susturdu. "Keşkeleri ve geçmişi boşver eee ne demişler anı yaşa" dedi ve dudaklarıma uzandı. Önce karşılık vermedim ama öpüşünde beni çeken bir şey vardı dayanamadım bende karşılık verdim. Nefessiz kalınca geri çekildik. Gözlerime baktı "Bana bu da yeter" dedi. Dediği şey içimi sızlatmıştı. Sanırım bugün yumuşak kalpliligim tutmuştu. Kendimi tutamadım hırsla dudaklarına yapıştım...

DOKUNMA BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin