Annemler gitmişti. Şans bak ki hizmetçi de izinliydi. Tek kolla yemek yapamadım bu yüzden dışarıdan sipariş verdim. Kapı çaldı cüzdanımı alıp kapıya yöneldim. Açtım bir yandan da cüzdanımı karıştırıyordum. "Ne kadar beyefendi" dedim. "Ne ne kadar" dedi bir ses. Kafamı kaldırdım. Ohaa bu ciddi olamaz. Kyuhyun-ssi burdaydı. "Şey yemek sipariş etmiştim de. Biliyorsun kolum..."dedim. " Anladım" dedi. "B-bu buyur içeri geç " dedim. Geçti salona ilerledik koltuklara oturdu. "Ne içersin" dedim. "Kahve" dedi. Mutfağa geçtim beş dakika içind kahveleri alıp geri döndüm. "Salak mısın? Kolun kırık o kolla bardak mı tutulur" dedi kalktı. Bardağı elimden aldı. Oturduk kahvesinden bir yudum aldı. "Senle konuşacaklarım var kurallarım var ve sen bunu bilmelisin" dedi. "Evleniriz ama benden bir şey bekleme. Ben f (x) den sulli ile çıkıyorum. Ve onu çok seviyorum durumumuzu ona da anlattım. Anlayışla karşıladı. Sen sadece yanımda olması gerektiği zamanlarda olacaksın" dedi. "Ben özür dilerim yemin ederim bilmiyordum bilsem asla izin vermezdim. Lütfen özrümü kabul et " dedim. O sırada kapı çaldı. Kalktım kapıyı açtım. Pizzam gelmişti. Aldım salona geçtim. Pizzayı masaya koydum. "Bekle kola ve tabak getireyim" dedim. "Dur bende yardım edeyim" dedi. "Peki" dedim. "Şey dolapta kola ve kafanın üstündeki dolapta bardaklar var" dedim. "Anladım" dedi. Mutfaktan çıktık salona geçtik. Yemeklerimizi yedik. O yemek yiyordu bense gözlerimle onu... Dayanamadı ve bağırdı 'yeter bakma şöyle' dedi. Gözlerim doldu ve bakışlarımı kaçırdım. Günün geri kalanında tektim. Çünkü bana bağırdıktan sonra gitmişti. Yaşamak bazen anlamsızdı. Ve sevdiğiniz adam başkasına aşıkken daha da anlamsızdı. İçtim... içtimm... Acımı durdurmak için içtim ama aşk acısına hiç bir şey iyi gelmiyordu. Sesi kokusu bakışları hepsi benden iğrenirken onu sevmek çok ağırdı. Elimdeki kadehi kırılana kadar sıktım. Bir erkek sesi duydum ama kafamı çeviremeden karanlık beni güvenli kollarına aldı...
