Gözyaşına değmez

366 42 6
                                    

Ağlamak özellikle de Min'e (Sungmin'e) sarılıp ağlamak iyi gelmişti. Kyuhyun'un yaptığı çok büyük bir şeydi. Sevgilisinin yanında beni aşağılamıştı üstelik ona muhtaçken... Kolum bu kadar işe yaramazken... Ruhen bu kadar çökmüşken... Bir tokatta ondan gelmişti ve bu kalbimi çok kırmıştı. Sanırım kalbimin çatırtıları tüm dünyada duyulabilirdi. Sungmin bana daha da sıkı sarıldı. Ona ihtiyacım vardı aslında ona değil de beni böyle teselli edecek birinr ihtiyacım vardı. Oda bunun için gönüllü olmuştu. Ben böyle ağlarken o bana ninni söylüyordu bir süre sonra uykunun tatlı sıcaklığı beni kavramıştı.
SABAH

Uyandığımda daha doğrusu uyandırıldığımda saat 10.30 du. Kim bu saatte kalkardı ki derken dün gece SJ'in burda kaldığı aklıma geldi. Çocuklar erken kalkmaya alışıktı. Galiba çatal-bıçak seslerine uyandığım için birden utandım çocuklara kahvaltı hazırlamak gerekti. Ama ben uyuyakalmıştım aahh kahretsin... Sabahlığım giydim ve aşağı indim. Ryewook-ssi ve Min bir şeyler pişirmeye çalışıyordu. Onları mutfaktan kovdum. Sakat kolumla yapabileceğim en güzel şeyleri yaptım. Masaya portakal suyunu koymak için dönmüştüm ki birden her şey karardı...

Yesung kendine geliyor diye seslendi. "Ne oldu bana böyle" dedim. "Mutfakta düşüp bayıldın. Bu yüzden şimdi uzan ve dinlen ben geliyorum" dedi Yesung.
Doktor ve Super Junior arasında geçen konuşma...

Leeteuk heyecanla sordu. "Neyi var doktor" dedi. Doktor şöyle " Yaklaşık üç gündür doğru dürüst bir şeyler yememiş ve çok üzülmüş. Yüzü çöküntüye uğramış çocuklar. Bence ona iyi bakmazsanız hastalığı tekrardan ortaya çıkabilir" dedi. Sungmin ve Kyuhyun aynı anda "Ne hastalığı ne tekrarlaması ne oluyo doktor ?" diye sordu. Doktor da "Size söylemedi mi ? Kan kanseriydi atlattı bir yıl önce ama şimdi vücudu çöküyor yani kendine çok iyi bakmıyor bu yüzden tekrar kanser olabilir ve bu sefer atlatması için çok acılı süreçler onu bekliyor olacak" dedi. Ryewook "Aman tanrım So Ra ölüyor mu yani " dedi. Doktor da "Henüz bunu söyleyebilmek için erken sadece vücudunun direnç kaybettiğini söyledim ona iyi bakarsanız toparlanır" dedi. Kyuhyun-ssi "Hah bir bebek bakıcılığımız eksik kalmıştı o da oldu tamam oldu" dedi. Ryewook " Bak Kyu So Ra'yı sevmiyor ve ondan nefret ediyor olabilirsin ama böyle demeye hakkın yok. O da bir insan ve o şu an yaşadıklarını hakketmedi yani canı sıkılan taraf sadece sen değilsin" dedi. Sungmin "Dünya senin etrafında dönmüyor evil maknae. Senin canın sıkılıyor olabilir ama madur sadece sen değilsin. O da senin babanın kurbanı. Ayrıca hastalık geçirmiş saygı duymalısın. Hem geçen onun defilesinden sonra bana gelipte çok ilgi çekici hoş kız diyen kimdi ? Yapma Kyu insanları üzmekten vazgeç"dedi. Kyuhyun da "O bir anlık salakça bir şeydi Sulli'nin yerini kimse tutamaz ayırca ölse umrumda değil" dedi.
So Ra'nın bakış açısıyla...

Bütün o konuşmaları duymuştum. Nedense aglamıyor hiç bir şey hissetmiyordum çünkü Kyuhyun'un sözleri beni uyuşturmuştu. Yavaşça mutfağa gittim yere dökülen meyve suyunu sildim. Ve tekrar portakal suyu sıktım. Kahveleri de doldurup masaya geçtim ben kahvaltıma başlamıştım. Grup geldi ve masaya oturdu.Leeteuk "Min kahvemizi dolduruver"dedi. Sungmin'in kalmasına izin vermeden kalktım kahveleri ve meyve sularını doldurdum. Yerime oturdum ve sakince kahvaltıma devam ettim. Herkes birbiriyle konuşuyordu. Bende sessizce kalktım ve çizim odama gittim. Kyuhyun'un portresini çizmiştim. Öylece çöpe attım onu. Erkek kıyafeti tasarlamaya başladım. SJ için tasarım yapıyordum. Yeni şarkıları this is love şarkısının kıyafet tasarımı bana verilmişti çünkü. Kapı pat diye açıldı ve içeri biri girdi kim olduğuna dikkat etmedim. Çizimlerime devam ettim. Tam su içmek için kalkarken elinde kendi portresiyle Kyuhyun-ssiyi bana bakıyordu. "Bu ne ?" diye sordu. Bende umursamaz tavırla "Sana hediye etmek için yapmıştım"dedim. O da "Peki o zaman neden çöpte" dedi. Bende "Dün gece beni arkadaşına pazarlayan birine böyle bir şey yapmamam gerektiğini düşünüyorum" dedim. Kyu da " Sen ne saçmalıyosun ya ne pazarlaması" dedi. Bende küçük bir kahkaha attım ve şöyle " Ağzınla içmeyi bilmiyormuşsun. Min-ssi ye dedin ki al bunu yukarda çok boş oda var. Kenidini tatmin et. Parası benden. Hem o kendini pazarlamayı sever dedin" dedim. "Yalan söylüyorsun"dedi. Min de odaya gelmişti "Doğru söylüyor kyu yalan falan değil" dedi. Teşekkür ederim Min-ssi bir de ona dert anlatmaktan kurtardın beni" dedim. Kyu'ya döndüm ve şimdi "Çıkar mısın ? Dikkatimi toplamam lazım klibinizde çirkin kıyafet istemezsin dimi ?? Ayrıca elindeki kağıtta sende kalabilir benim için bir değeri yok" dedim. Odadan çıktı. Düşmemek için masaya tutundum. Min de "Seviyorsun onu değil mi" dedi. Bende "Bir değeri yok" dedim. Min de "Bilemiyorum" dedim. Bende "Ben biliyorum" dedim. Biliyordum benden ölesiye nefret eden bir adamı seviyorum. Bu hayattaki en büyük haksızlıkdı. Mutsuzluk bana özellikle yapışmıştı galiba.

DOKUNMA BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin