Kırmızı Duygular

125 12 19
                                    


Yanarken şimdi sokaklar,ben alevlere meydan okudum.

''Sen tam bir delisin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


''Sen tam bir delisin.''
Arkasına saklandığımız koca taşın arkasından çıkmış ablama sitem ederken ablam kollarımdan tutup beni tekrar saklandığım yere çekti. ''Kızım deli misin sen? Yakalanacağız yapma böyle şeyler.'' Bulunduğumuz durum beni neredeyse ağlatacaktı. Resmen yeni tanıdığım bir çocuğu takip ediyordum. Hayır hayır tamamen psikolojik problemleri olan ablam takip ediyordu. Peki benim günahım sadece bu delinin kardeşi olmak mı?
''Allah aşkına gidelim abla rezil olacağız,baksana giden gelen bakıyor.'' Bize ters ters bakan yaşlı teyzeyi görmezden gelmek imkansızdı. ''Sus Liya,duymaya çalışıyorum. Hem sen orda çene çalacağına gelip izlesene. Bak bir şeyler konuşuyorlar ama net anlayamıyorum.'' Büyük bir of çekip ablamın yanına iliştim ve gizlice Adar'ı izlemeye başladık. Allah'ım söyleyince bile sinirlerim bozuluyordu. Bize ne çocuğun özelinden bize ne? Bunu bir kez daha ablama anlatmaya çalışmadım çünkü beyin algılarını tamamen bana karşı kapatmıştı.

Kafamı Adar Deniz'i görecek şekilde ileriye uzattım. Hala bir apartman kapısının önünde oturmuş,küçük bir kız çocuğu ile konuşuyordu. Yüzlerindeki gülümsemeyi görmek içimi bir hoş etmişti. Adar,elini kızın sarı saçları arasından geçirdi. Birkaç kez okşadıktan sonra kulağının arkasına sıkıştırdı bir tutam saçını.
Bir süre sonra apartmandan altı yedi yaşlarında küçük bir erkek çocuğu çıkıp Adar'ın sırtına yasladı. Adar gelen kişiyi tanıyor olacak ki hiç yabancılık çekmeden çocuğu sırtlandı ve birkaç tur döndürdü. Üçünün kahkahaları sokakta yankılanırken gülümsemeden edemedim. Adar,küçük çocuğu yere bırakırken kızın ''Yusuf,hadi gidelim artık.''dediğini duydum.
Yusuf  otobüste Adar'ın bahsettiği kişi olmalıydı. Muhtemel olasılıkla kardeşiydi. Küçük kız ve oğlan el ele tutuşup ilerlerken Adar arkalarından onlara bakıyordu. Ardından apartmandan bir ses yükseldi.
''Adar,Adar nerdesin oğlum?'' Adar birkaç adım geriye gidip üçüncü kat balkonundan ona seslenen beyaz tülbentli neredeyse ellili yaşlarının ortalarındaki kadına baktı.
''Burdayım anne,ne oldu?''
Adar Deniz'in anne demesi ile bakışlarım tekrar balkondaki kadına kaydı. Yüzümdeki tebessüm büyük bir gülümsemeye dönerken onları izlemeye devam ettim.
''Oğlum bakkaldan üç ekmek al da eve çık. Furkan içerde açlıktan bayılmış herhal sesi soluğu çıkmıyor.'' Adar'ın surat ifadesini net olarak göremiyordum fakat gülümsemiyordu. ''Numara yapıyor o kurnaz anne yine. Bekle ben alıp geliyorum.'' Adar bize doğru dönmek üzereyken annesi tekrar seslendi. ''Oğlum parayı almayı unuttun.'' Ardından mandalla tutturulmuş bir miktar para attı aşağıya. Parayı yerden alıp bakışlarını tekrar yukarıya çeviren Adar ''Anne yine mi ya? Bende var diyorum yapma bir daha böyle.''diye sitem etti.
''Sus,öğrencisin sen öğrenci. Dırdır etme de ekmeği alıp yukarı gel.Kalan para ile de kendine çikolata al olur mu yavrum?''

Adar bakışlarını indirdi ve gülümsediğini gördüm. Ardından bakışlarını tam karşıya çevirdi ve yüzündeki gülümseme soldu. Bilin bakalım neden? Çünkü tam karşısında durmuş bize bakıyordu!
Adar,gözlerimin içine şaşkınlıkla bakarken ben ne yapacağımı bilemez halde duvarın arkasına saklandım. Telaşla deminden beri susan ablama baktım. O benim aksime daha soğukkanlı bir biçimde dikleşti. ''Toparlan Liya,yakalanmadık biz. Sadece burdan geçiyorduk. Ayrıca böyle hortlak görmüş gibi durmayı kes,korkunç görünüyorsun.''
Ellerim buz kesmiş bir biçimde dikleşmeye çalıştım fakat atan kalbimin sesini uzaklarda aramaya gerek yoktu çünkü kendileri ağzımın içinde atıyordu.

Sevmekten BaşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin