Siyahın Kurtuluşu

111 13 2
                                    

Sözüne güvenip dünleri attım. Siyah beyaz fotoğraflarım renklendi...

''Ne zamandan beri biliyorsun?''Bankta oturmuş parmaklarımla oynarken denizin sesi ile sakinleşmeye çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


''Ne zamandan beri biliyorsun?''
Bankta oturmuş parmaklarımla oynarken denizin sesi ile sakinleşmeye çalışıyordum.
Az önce geride bıraktığım ağlama krizi neredeyse yeniden nüksetmeye başlayacakken derin nefesler alıp ağlama dürtümü geri gönderiyordum.
Uzun bir süre Adar konuşmadı,ben de üstüne gitmedim. Nasıl,ne şekilde haberi vardı bilmiyordum ama bunu bilmesi beni çok kötü etkilemişti. Ne de olsa sevdiğim adamın nişanına gelebilmek için bir başka adamı kullanmıştım. Elbette ki öyle olsun istememiştim fakat aniden gelişen olayların önüne geçebilmek ne mümkün!
''Dikkatli biriyimdir Liya.''
Adar konuşmaya başladığında ona doğru döndüm.
''Sana yemin ederim bazen bu kadar dikkatli olduğum ve her şeyi anlayabildiğim için kendimden nefret ediyorum. Bu dikkatim bana çok acı çektirdi.'' Yüzüne kırılgan bir gülümseme yerleşti. Gözlerini denizden çekip bana çevirince ilk defa onu bu halde gördüğümü farkettim. Evet çok uzun zamandır tanışmıyoruz fakat bu benim alışık olduğum ,sürekli gülen Adar Deniz değil.
''Bu gece son Adar. Bugünden itibaren artık hayatımda öyle biri olmayacak.''
Kendime defalarca tekrarladığım bu cümleyi sesli bir şekilde söylemek garip bir şekilde güzel hissettirmişti.
''Gerçekten bir gecede bitecek mi Liya?''
''Onu içimde uzun süredir öldürmeye çalışıyordum ama bu gece bu salonda ben onu gömdüm Adar ve inan bana bu hiç kolay olmadı.''
Adar'ın yüzüne tarif edemediğim bir ifade yerleşti. Hafifçe tebessüm etti. Az önceki gibi kırılgan değildi bu gülümseme.
''Senin hep yanında olacağım Liya. Ağladığında yanında olacak bir omuz,belki de sevincini paylaşabileceğin bir arkadaş. İstediğin gibi anlamlandır fakat sen de istersen içinde yaşadığın o enkazı kaldırmana yardım etmek istiyorum. Yaralanan o kızın yaralarını sarmak istiyorum. Ben hayatımda ilk defa birini iyileştirmek istiyorum.''
Elimle ağzımı kapatıp dolu gözlerle Adar'a baktım. Allah'ım ben nasıl bir şey yaptım da karşıma böyle güzel bir insan çıkardın?
''Ben ne diyeceğimi,duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.''
''Konuşmana gerek yok,bana kendini anlatmana gerek yok.''
Sağ elinin serçe parmağını bana doğru uzattı.
''Her duygu kelimelerle anlatılabilseydi hissettiklerimizin ne anlamı  olurdu ki? Şimdi sen de bana uzat işaret parmağını. Bu artık aramızda sözsüz bir anlaşma olsun.''
Ben de serçe parmağımı kaldırıp onun serçe parmağına doladım.
''O zaman anlamı da iyi ki varsın olsun olur mu?''
Adar bakışlarını elimden çekip gözlerime çevirdi. O an Adar'ın gözlerinin dolduğuna ve neredeyse ağlamak üzere olduğuna şahit oldum. Yüzünde gururlu bir gülümseme ile gözlerimin en derin yerlerini işgal etmişti. Bugün bu gece ışıl ışıl yanan kız kulesine karşı kendime söz verdim. Bu adamın en derinine sakladığı bu acılara ben de ilaç olacaktım. Çünkü biliyordum bu  bu güzel gülüşlerin ardında yatan acılar çok büyüktü.
''Olsun.''dedi fısıldayarak.

Bir süre öylece durup birbirimize sessizce söz verdik. Elini ilk çeken ben oldum. Hava soğuktu ve Adar sadece ince bir gömlekle duruyordu. ''Üşümüş olmalısın al şu ceketi.''dedim üstümdeki ceketini ona uzatırken.
Kaşlarını çatıp beni durdurdu. ''Sakın bir daha böyle bir şeye kalkışma.'' Tekrar itiraz etmek üzereyken ''Liya,lütfen sakın bir daha böyle bir şey söyleme. Tekrar etmeyeceğim.'' dedi.
Başımı sallayıp onu onayladım.
''Biraz yürüyelim mi?'' Adar üşümemiş olabilirdi ama üstümde ceket olmasına rağmen bacaklarım neredeyse buz kesmek üzereydi.
''Yürüyelim tabi.''

Sevmekten BaşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin