Huzurun Portresi

80 12 0
                                    


Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni.
Doğarken ağladı insan ,bu son olsun bu son...

- Cem KARACA-

                                                  - Cem KARACA-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin bir nefes doldurdum ciğerlerime buram buram huzur kokan. İçinde bulunduğum durumu tarif etmem neredeyse imkansızdı. Sahi ne kadar uzun süre olmuştu bu denli huzurlu hissetmeyeli? Bu birkaç ayın güzelliğini hala aklım almıyordu.
Kazağımın kollarını avuç içlerime doğru çekiştirdim. Önümde duran ıhlamur dolu fincanı ellerim ile sararken gülümseyip mekanı incelemeye devam ettim. Buraya ikinci gelişimizdi ve ben hala büyüsünden çıkamamıştım.
''Bu kadar çok sevdiğini bilsem her gün gelirdik.''
Adar'a dönüp tebessüm ettim.
''Sevmekten öte,burayı fazlasıyla benimsedim. Burası huzurlu hissettiğim zamanın somut hali sanki. Sıcacık değil mi Adar Deniz?''
Başını omuzuna yaslayan Adar gözlerini kısarak bana baktı.
''Sen bana Adar Deniz deyince benim içim bir garip oluyor.''
''Garip mi oluyor? Neden ki?''
Bir yudum aldığım fincanımı yeniden masaya bıraktım. Bu sırada Adar tüm hareketlerimi dikkatle izliyordu.
''Adar ismine aşinayım ama Deniz'i çok sık duymam. Sen söyleyince ismimin güzel olduğunu düşünüyorum.''
Ben de başımı sağ omuzuma yatırıp ''İsmin zaten çok güzel Adar Deniz.''dedim.
''Ama yalnızca sen söyleyince.''

Bir müddet sessiz kalmış,ardından Adar'ın şiddetle önerdiği bir tatlıyı denemiştik. Bu esnada havadan sudan sohbetler etmiş,birbirimizin bilmediğimiz birçok özelliğini keşfetmiştik.
Mesela Adar pop müzikten nefret edermiş. Her şeyin çift sayı olması konusunda takıntılı olmasına rağmen uğurlu sayısının yedi olduğunu öğrendim. Bu beni sevindirmişti çünkü benim de uğurlu sayım yediydi.
''Adar.''dedim merakla. Uzun süredir merak ettiğim bir soruyu sormak için.
''Efendim Liya?''

''Doğum günün ne zaman?''
''2 Temmuz 1998,senin?''
''Gerçekten mi benim de 7 Temmuz. Harika ikimiz de Yengeç burcuyuz.''
Ses tonuma yansıyan neşe ve heyecan Adar'ı gülümsetmişti.
''Burçlardan pek anlamam ama sen Yengeç burcu isen kesin en güzel burç Yengeçtir.''
Başımı öne eğip önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına ittim. Bir insan nasıl olur da sürekli güzel cümleler kurabilirdi ki?

''Tamam kaldır başını haydi,utanma hemen.''
Bakışlarımı ona çevirip ''Utanmadım sadece sıcak oldu.''
''Şuna bak yanakların kıpkırmızı oldu. Sen her utandığımda böyle güzel olacaksan ben sana her zaman güzel şeyler söylerim ama.''
Gözlerimi irice açıp ''Adar yapma şunu artık.''dedim.
Ellerini teslim olurcasına havaya kaldıran Adar'a gülümsemekten başka verecek bir cevabım yoktu.

Kısa bir süre sonra kalktık. Sokaklar adımlarımıza şahitlik ederken aramızda güzel bir sohbet hüküm sürüyordu.
Adar'ın telefonunun zil sesi aramızdaki sohbeti bölerken Adar aramayı yanıtladı.

''Efendim anne.'' Elleri pantolonunun cebine giden Adar,dikkatle annesini dinliyordu.
''Yoldayım,gelirim birazdan.'' Bakışları bana dönen Adar hafifçe tebessüm etti. Ardından ani bir şekilde kaşları çatıldı. ''Abim yok mu evde?'' Annesi pek memnun olmadığı bir şey söylemiş olacak ki Adar gözlerini devirdi.
''Tamam anne tamam giderim. Başka bir ihtiyacınız var mı?''
Veda faslından sonra telefonu kapatan Adar bana döndü.
''Yusuf'u okuldan almam gerek. Seninle daha fazla vakit geçirmek isterdim ama abim de müsait değilmiş. Seni eve bıraktıktan sonra giderim onu almaya.''

Sevmekten BaşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin