Bu intihar uçurumunun kıyısında,tek istediğim olmandı yanımda...
''Geçsene kızım çekinme. Elif,kızım misafirimize terlik versene.''
Deminden beri heyecandan dolayı arşa çıkan tırnak yeme dürtümü geri yollamaya çalışırken Adar'ın annesinin benim üstümdeki özel ilgisi bu durumu daha da zor kılıyordu. Adının Nurcan olduğunu öğrendiğim sıcakkanlı,sevecen kadın daha önce de söylediğim gibi tam bir Anadolu kadınıydı. Yüzünden eksik olmayan tebessümü,içime işleyen sıcaklığı,beyaz tülbenti ve çiçek desenli beyaz elbisesi ile beni kendine hayran bırakmıştı. Ne kadar da eskilerin güzel kokusu yayılıyordu üzerimize doğru. Takribi ellili yaşlarının başındaydı fakat eskilerin o güzel yaşam tarzından hiç kopmamıştı. Nurcan teyzenin Elif diye seslendiği kız önüme bir çift terlik koydu. Yaklaşık on yedi-on sekiz yaşlarında görünüyordu. Adar'ın ve annesin
aksine gözleri koyu kahverengiydi. Dolgun pembe dudakları ve kumral bir teni vardı. Başörtülü olmalı ki evin içinde yazma takmıştı.
''Hoşgeldiniz,buyurun lütfen.''dedi Elif aynı samimiyetle. Terlikleri giyip birkaç adım attım ve arkamı dönüp Adar'ı kontrol ettim. O da ayakkabılarını çıkarmış yerine bir çift siyah terlik giymişti.
Bakışları bana kilitlenmişti. Hem şaşkın hem de mutlu ve huzurlu görünüyordu. Açıkçası böyle bir durumun içine ben de aniden düştüğüm için oldukça şaşkın görünüyordum.
''Ben ellerimi yıkayabilir miyim acaba?''
Elif beni başı ile onaylarken. ''Tabi beni takip edin banyoyu göstereyim.''dedi.
Onu onaylayıp peşine takıldım. Dışarının soğukluğunun aksine bu ev sıcacıktı. Duvarlarda ailenin her bir ferdinin fotoğrafları asılıydı. ''Burası banyo. Ben burda bekliyorum sizi gayet rahat olabilirsiniz.'' Bakışlarımı duvarlardan çekip Elif'e çevirdim. Elimi omuzuna yerleştirip gülümsedim.
''Sizli bizli konuşmayı bıraksak nasıl olur? Bana sadece Liya demen yeterli.''
Elif'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. ''Liya mı?''diye sorunca başımı salladım.
''Evet,Liya. Bir problem yoktur umarım.'' Bu tepkisi beni ister istemez tedirgin etmişti.
''Hayır hayır,sadece ismin çok güzel. Daha önce kimsede duymamıştım,bayıldım.'' Gülümsemem yüzümde büyürken 'Teşekkür ederim Elif,senin de ismin en az senin kadar güzel.''dedim.
''Teşekkür ederim Liya.''
Ben banyoya grip işlerimi hallettikten sonra çıkarken Elif kapının önünde beni bekliyordu. Onu takip edip içeriye geçerken karşımda yemeklerle donatılmış bir masa bulmayı açıkçası beklemiyordum.
Gözlerim Adar'ı aradı. Bulamayınca bir an tedirgin oldum fakat elinde iki tabakla mutfak olduğunu düşündüğüm yerden çıkınca rahatladım. Elindeki tabakları masaya özenle yerleştirdi ve ardından gözleri beni buldu.
Ona doğru ilerledim. ''Ben de yardım edeyim,böyle çok tuhaf hissediyorum.''
Adar'ın eli kolumu buldu. Bakışlarım ellerine kaydı. Ardından Adar elini usulca çekti ve az önceki sıcaklığın yerini bir boşluk aldı.
''Rahat ol Liya,lütfen. Hem zaten işlerimiz bitti.''
Başımı sallayıp onu onaylayınca birkaç ses duymam ile arkama döndüm.
''Sana kaç defa daha söyleyeceğim yemek vaktine yakın uyunmaz diye? Bir gün beni sinirden öldüreceksin Furkan.''
''Ne yapayım anne biraz daha yemeği bekleseydim açlıktan bayılacaktım.''
Bakışlarım hemen arkamdaki Nurcan teyze ve adının Furkan olduğunu öğrendiğim adama döndü. Adar ve Elif tüm bu olanları büyük bir keyifle izliyordu.
''Uyumadan beş dakika önce yemek yedin Furkan. Yakında bizi de yiyeceksin diye ödüm kopuyor. ''
''Seni yemek benim için büyük bir zevk Nurcan sultan.''
Furkan'ın bakışları bir anlığına bize döndü ve beni görünce afalladı. Bakışları evdeki tüm üyelerde gezindi ve en son annesinin üzerinde durdu.
''Anne neden misafir olduğunu söylemedin? Rezil ettin beni anne,tüm karizmam şu an yerle bir olmuş durumda. Ben bu acı ile nasıl yaşarım?''
Nurcan teyzenin bakışları bana döndü ve mahçupça gülümsedi.
''Sen insanda akıl mı bırakırsın be oğul? Liya,Adar'ın sınıf arkadaşı.''
Furkan'a doğru gülümseyip ''Memnun oldum.''dedim.
Furkan'ın bakışları ben ve Adar üzerinde gidip gelirken gülümsemesi kocaman oldu ve yanıma yaklaşıp elini uzattı.
''Memnun oldum Liya. Ben Furkan.Adar'ın biricik abisi.''
Uzattığı elini sıkarken bakışlarım Adar'ın gözlerini devirmesine takıldı. Bu beni daha da keyiflendirirken Nurcan teyzenin ''Artık yemeğe geçelim çocuklar.''demesi ile herkes masadaki yerini aldı. Baş köşelerden birine Nurcan teyze geçerken Adar ve Furkan yan yana oturdu. Diğer baş köşeye de Yusuf otururken ben ve Elif yan yana oturduk. Nurcan teyze yemek servislerini yaptıktan sonra başta yemeğe çok düşkün olduğunu tahmin ettiğim Furkan abi başladı. Furkan abi daha çok Elif'i anımsatıyordu bana. Adar,Yusuf ve Nurcan teyze neredeyse beyaz tenli ve renkli gözlü iken Elif ve Furkan abi kumral tenli ve kahverengi gözlüydü. Furkan abi,Adar ile neredeyse aynı boydaydı. Takribi bir doksan olmalıydı. Simsiyah dalgalı saçları yeni uyandığı için karışmıştı. Adar'ın aksine kirli sakalı yüzündeki ifadeyi sertleştiriyordu. Biçimli burnunun çoğu kızı kıskandırdığına yemin edebilirdim.
Önümdeki yaprak sarmadan bir ısırık aldım. Neredeyse anneminkiler kadar lezzetliydi. Evet,ben de çoğu insan gibi asla annemin yemeklerinin üstüne yemek tanımazdım.
''Harika olmuş her şey Nurcan Teyze,ellerine sağlık.''
Nurcan teyze ışıldayan gözler bana bakıp ''Afiyet olsun kızım,bol bol ye.'' Başımı sallayıp yemeye devam ettim. Yükselen çatal kaşık seslerini neşeli bir ses bozdu.
''Biliyor musunuz ben Liya ile evleneceğim.''
Masadaki herkesin bakışları Yusuf'a dönerken ben dudaklarımdan kaçan kıkırtıyı engelleyemedim.
Adar'ın yediği lokma boğazında kalmış olmalı ki öksürmeye başladı. Annesi birkaç defa Adar'ın sırtına vurdu ve su uzattı. Adar toparlanırken bakışları beni buldu. Furkan abi büyük bir kahkaha atmış,Nurcan teyze ve Elif oldukça şaşırmıştı.
Adar'ın bakışları benden Yusuf'a döndü. Yusuf minik elleri ile çatalını sarmaya saplamış keyifle yiyordu.
''Senin yaşın kaç başın kaç ufaklık? Nerden öğreniyorsun böyle şeyleri?''
''Senden öğreniyorum abi. Yağmur sürekli seninle evleneceğini söylüyor,sen de kabul ediyorsun.''
Yusuf'un büyümüşte küçülmüş tavırları beni keyiflendirirken bir kaşımı kaldırıp Adar'a döndüm.
Herkes Adar Deniz'in ne cevap vereceğini beklerken Furkan abi ortamı kızıştırmak isteyen seyirci rolünü çoktan kapmış 'ooo'nidalarını eksik etmiyordu.
Adar'ın bakışları benim üzerimde çok fazla gezinmedi.
''Ben onları Yağmur üzülmesin diye söylüyorum. Ben Yağmur'dan çok çok büyüğüm ve onun abisiyim. Abiler ve kardeşler evlenemez.''
Yusuf'un kaşları bir anlığına çatıldı. Ardından bana bakıp ''Ama Liya benim ablam değil ki. Öyle değilsin değil mi Liya?''dedi. Ben cevap vermek için ağzımı açacakken Adar Deniz söze atladı.
''Elbette ki ablan Yusuf. Senden çokça yaş büyük değil mi? Biz sana böyle öğretmemiştik diye hatırlıyorum.''
Yusuf'un omuzları üzüntü ile çöktü.
''Tamam abi öyle olsun. Evlenmem ben de Liya abla ile,al sen evlen.''
Gözlerim şaşkınlıkla açılırken yüzümün yandığını hissettim. Furkan abi bile 'ooo' nidaları atmayı bıraktı. Adar'a baktığımda o da en az benim kadar şaşkındı. Bakışlarımı hızla kaçırıp bir bardak su içtim. Nurcan teyze keyifle bizi izlerken ona bakmaya da utandım. Burası bir anda neden bu kadar ısınmıştı ki?
Bir müddet herkes sessizce yemeğini yerken hala Yusuf'un söylediği şeyin etkisindeydim. Acilen kafamızı dağıtacak bir konu bulmalıydım.
Nurcan teyzenin sesini duymam ile ona döndüm.
'' Eee kızım anlat bakalım biraz . Annen,baban nasıl? Sıhhatleri nasıl?''
''İyiler çok şükür hepsi.''
''Kaç kardeşsiniz siz yavrum?''
Ağzımdaki lokmayı yutup konuşmaya devam ettim.
''İki kardeşiz biz. Bir de ablam var.''
Nurcan teze başını aşağı yukarı sallamaya devam etti.
Nurcan teyzenin ortamdaki tuhaf enerjiyi kaldırmasına minnet duyarken yemeğimi yemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmekten Başka
Ficção AdolescenteBazı yaşamlar sonsuza kadar sevgi ile mühürlenir.. Söylesene sende kaç gezegen saklı...