'' İzin var hayatımda.''
Saatler günleri,günler haftaları kovalamıştı acımasızca. Sınav haftasını zor da olsa geride bırakmayı başarmış,sadece bir dersten kalmıştım. Hiç çalışmadığım göz önüne alınırsa bu gerçekten iyiye yakındı.
Peki bu günler içinde hayatımda ne gibi değişiklikler olmuştu?
Artık kafeye gitmiyordum. Her ne kadar gitmek için can atsam dahi gitmiyordum.
Sınavlardan sonra derslerimi günü gününe tekrar ediyor, bir daha geride kalmak istemiyordum.
Kütüphaneye geri dönmüştüm. Resmî olarak değil ama boş vakitlerimde gidip yardım ediyor,vakit geçiriyordum. Hayatım neredeyse iyiye gidiyordu.Ah hadi ama kimi kandırıyordum ki?
Çok eksik hissediyordum. Evet,her şeyi bir şekilde yoluna koymayı başarmış olabilirdim fakat hayatımın yolunda gittiği falan yoktu. Adar'ı artık neredeyse sınıf dışında başka bir yerde göremiyordum bile. O son yaşanan fular olayından sonra tedirgin olup hızla uzaklaşmıştım yanından. O günden sonra o da artık bana adım atmamıştı. Fuları çıkaracağını düşünmüştüm ama her gördüğümde yanında oluyordu. Ya bileğinde,yada çantasının bir köşesinde. Her seferinde kendimi gülümsüyorken buluyordum.
Bazı zamanlar kütüphanede olduğumda gözlerim kapıya takılıyor,geleceği anı gözlüyordum ama hiç gelmemişti. Adar ile tanışmamız ilk defa kütüphanede olmuştu ve bu yüzden kütüphanelerin benim için her zaman ayrı bir yeri olacaktı.Bugün de o günlerden biriydi. Kütüphanede olduğum ve Adar'ı beklediğim günlerden biri. Burda çalıştığımı bildiğinden haberi var mı yok mu onu bile bilmiyordum ama bekliyordum işte.
Kulaklığımdan kulağıma doğru yükselen şarkının ritmine uyarak rafların arasında gezindim ve elimdeki son kitapları olmaları gereken raflara yerleştirdim.''Yarayı kapatan aşk,yardan da derin.''
Şarkı sözünün güzelliği karşısında duraksarken gözümü kapattım ve şarkıyı hissederek dinlemeye başladım. Kalbimden tüm vucüduma doğru bir sızı yayılırken gözlerimi açtım ve kendime geldim. Bir kahve almak için mutfak olarak kullandığımız odaya ilerledim. Sıcak ve sert bir kahvenin iyi gelmediği bir şey yoktur. Kahvemin demlenmesini beklerken kütüphane sorumlusu Derya hanımın bize seslendiğini duydum. Kupamı hemen kavrayıp danışma masasına doğru ilerledim. Diğer çalışanlar da Derya hanımın etrafını çevrelemiş,onu pür dikkat dinliyorlardı..
''Herkes geldiğine göre sizi birileri ile tanıştıracağım. Dönem sonuna az kaldı,normalde böyle bir olayın yaşanmaması gerekirdi ama azalan çalışan sayımızla beraber yönetim ile ortak bi karar aldık ve iki arkadaşımızı daha bünyemiz dahil ettik.''
Kahvemden bir yudum aldım ve diğer herkes gibi gelecek olan diğer iki kişiyi beklemeye başladım.''Suna,Deniz gelin çocuklar.''
Zorlukla yutkunurken danışma odasından çıkan Suna aklımdan geçenleri doğruladı. Suna ile anlaşabilir miydik bilmiyordum ama muhattap olmamaya çalışacağım aşikardı.
Deniz isimli çocuğun gelmesini beklerken odadan Adar'ın çıkması öksürmeme sebep oldu. Herkes bana dönerken birilerinin sırtıma vurduğunu hissettim. Bir rezil olmadığım kalmıştı.
''İyi misin Liya?''
Yanımda durup sırtımı sıvazlayan çocuğu başımla onayladım. Yanlış hatırlamıyorsam adı Cihan olmalıydı. Dönem başından beri burda çalışıyordu. Ama şu an Cihan'dan daha önemi konular vardı. Cihan'ın belimdeki eline bakan Adar gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmekten Başka
Teen FictionBazı yaşamlar sonsuza kadar sevgi ile mühürlenir.. Söylesene sende kaç gezegen saklı...