3: ''112 ACİL ÇAĞRI MERKEZİ''

13 2 0
                                    

Fıykkk...

Araç ani bir fren yapmıştı. Kafamı karşımdaki koltuğa çarpmamak için zor tuttum. Volkan kafasını cama vurmuş, hareketsiz bir biçimde duruyordu. Etrafıma bakınca benden hariç birkaç kişi daha hareket ediyordu. Şoför abimize -biz ona Salih Abi diyoruz- seslenmeme rağmen herhangi bir tepki vermedi. Servisten indim. Anlaşılan servisimiz bir kamyonete çarpmıştı. Kamyonetin yanına gittiğimde kimseyi göremedim.

Bu kasıtlı yapılan bir şey miydi?

Yok ya, korkup kaçmış olabilir.

Susar mısın içimdeki hödük ses?

Tmm.

Hmm, kaza yokuş bir alanda olmuş.

Canım senin şeyi araman gerekmiyor mu, ambulansı?

Aaa... Doğru! Ben bunu niye akıl edemedim ya?

Aptalsın da ondan.

Telefonumu çıkart-. B-bir dakika, çantam nerde? Ne çantam ne de telefonum üzerimde değildi. Olayları hatırlamaya çalıştım. Belki bu sayede telefonumun yerini hatırlayabilirdim. Servise binip benim şirin aptalımın - anlamayanlar için Volkan- yanına oturmak için yanaştım. Gıcıklığına çantasını oturmam gereken yerden çekmemişti. Çantasına oturduğumu görünce beni kaldırıp çantasını kucağına almıştı. Tabi, hafif olduğum için kolaylıkla kaldırılabiliyordum. Ardından bizim çete Doğruluk-Cesaret oynamış, ardından kafama cam şişe indirmişlerdi. Canım arkadaşlarım, canımı ne kadar önemsiyorlar (!). Sonra aniden kaza yaptık.

Sonuç itibariyle telefonuma veya çantama dair hiçbir şey hatırlamıyordum.

Gerizekalısın yaa!

Ne var hödük?

Almanca çalışıyordun ya hani en son telefonla.

Aaa, doğru!

Hızla servis aracına bindim. Koltukta telefonumu aradım, yerlere bakt-.

O-o ne?! Koltuğumun altında kan vardı! Ama bu nasıl olabilirdi? Kafamı kaldırdığımda Volkan'ın cama vurmuş kafasından kan aktığını gördüm. Kafasında cam parçaları vardı. Kafasını tutup kendime çevirdiğimde kafasındaki kanın büyük bir alanı kapladığını gördüm. Servis ani bir fren yaparsa kafa öne doğru eğilir. Gerizekalı Volkan kafasını solundaki cama sokmayı nasıl başardı, inanın bilmiyorum. Bu büyük bir yetenek gerektirir. Ne saçmalıyordum ben? Telefonumu ararken bir bildirim sesi geldi. Bu benim kullandığım bildirim sesiydi. Telefondan yükselen sesin geldiği yere doğru ilerledim. Telefonum en arkadaki koltuğun altına kaçmıştı. Kısa bir uğraş sonucu telefonumu elime aldım. Ah, reklam bildirimleri! İlk kez işe yaradınız, tebrikler!

Saatin 08:29 olduğunu gördüm. Okula 19 dakika geç kalmıştık.Türk Telekom'dan gelen sms'i, Hepsiburada'dan gelen e-maili önemsemeden telefon rehberini açtım. Bu sırada nefes alabilmek için dışarı çıktım. Servisin içi dumanla doluyordu. Hemen 112'yi tuşladım.

-İstanbul 112 Acil Çağrı Merkezi. Güvenliğiniz için görüşmeniz kaydedilmektedir. Görevliye bağlıyorum.

Boş yere söylenen ve çoğu kişinin dinlemediği ses kaydı sona erdi ve arkada bekleme müziği çaldı.

Hadi ama, acil serviste neden müzik eşliğinde bağlanmayı bekleyelim ki? Müzik sona ermişti, sonunda görevliye bağlanacaktım ama bu esnada boynumdan tüm vücuduma dağılan acı ağrıyı hissettim.

...

DEVAM EDECEK...

-----

Selamm! Sizlere alışık olmadığınız uzun bir bölümle geldim. Okurken kısa gelebilir ama yazması inanın o kadar kolay olmuyor. vuzun bir aradır yoktum. Liseye yerleştim, dersler yoğunlaştı falan filan... Tüm işleri rayına koydum ve gün belirledim.

Her salı yeni bölümlerle karşınızda olacağım!

İyi geceler, efenim.

Yazarcığınız...





Ölüme Giden Yol (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin