15: ''ÖLÜME GİDEN YOL''

5 0 0
                                    

UYARI: BÖLÜM, HİKAYE AKIŞININ DEĞİŞMESİ NEDENİYLE YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR. LÜTFEN YENİDEN OKUYUNUZ.

_*_Bölüm şarkıları bölüm içerisindedir_*_

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN...

-Neyse bak Kaan. Sana da patlatıyorum bir tane. İngilizler kendi kıllarına ne der?

-Bilmem, ne der?

-Michael.

-...

-...

-...

-Hani İngilizce me ben demek ya. Michael nasıl okunuyor? May-kıl. Yani benim kılım.

-Şey, benim bir yere uğramam lazım. Hoşça kalın.

Kaan koşar adım yanımızdan uzaklaştı.

-Oğlum seni var ya. O ne biçim espri lan? Senin beni böyle ucuz esprilerle rahatsız etme hastalığın mı var?

Volkan, Mert'in boğazına yapışmıştı.

-Hığğk. İmd..aa..tt. A.. lev. Ya..rdım ... et!

-Bunu hak ettin Mert.

Mert'i Volkan'ın onu parçalayabilmesi için tek başına bıraktım. Karşı kaldırıma geçtim. Sokaktaki teyzeler vahşi köpek görmüş gibi bakıyordu onlara.

Kulaklığımı taktım, müziğe ritim tutarak eve doğru yol aldım.

YENİ BÖLÜM

1 hafta sonra...

''Hığaaa!''

Şu an mutfakta havada uçan mikseri yakalamaya çalışıyordum. Gerizekalı kuzenim onu havadayken çalıştırmıştı. Ve şu an deli gibi volta atıyordu. Evet, sizin bilmediğiniz, piç mi piç bir kuzenim vardı. Kendisi 6 yaşında ve bir amipin bile ondan daha fazla beyin hücresi var. Bir hafta önce hiç mi hiç sevmediğim yengem, yengemin benden bir yaş büyük oğlu, çok sevdiğim Mahmut amcam ve bir hücreli amip kuzenim memleketten gelmişti. Ve sömestr boyunca da gitmeye niyetleri yok gibiydi. Aslında hepsiyle iyi anlaşıyorum. Tabi yengem ve onun gibi şeytan kızı hariç. Keşke onlar gitse de Mahmut amcamla oğlu kalsa. Mahmut amcamı öyle böyle sevmiyordum, bayağı seviyordum. Babamla bile daha az vakit geçirmişliğim vardı. Zaten istesem de geçiremezdim. Babam ben ilkokula başladığım gün, beni bıraktıktan sonra, öğretmenimin ısrarıyla eve dönmek için yola çıktığında trafik kazası geçirdi. Ve vefat etti. Zaten o gün bugündür bir daha arabamız olmadı.

Havada perendeler atan mikseri sonunda yakalayıp kapatmış, beyin yoksunu kuzenimi de dışarı çıkarmıştım.

-Çık mutfaktan! Her şeyi batırdın!

-Haha, tabi. Hepsi benim yüzümden oldu zaten!

Kapıyı arkasından kilitledim. Yarın akşama olan hazırlığımı batıramazdı. Ya da, zaten batırmıştı. Kek hamuru her yere bulaşmış, mutfak savaş alanı gibi olmuştu. Yarın Mahmut amcam ile annemin doğum günüydü. İkisi de 28 Ocak doğumluydu. Onlara iki katlı bir pasta yapmaya niyet etmiştim. Tabi öglena kuzenim kek tabanı hamurunu her yere saçmadan önce öyle bir niyetim vardı.

Yeniden kek harcı hazırlayıp fırına verdim. Şimdi mutfağı temizlemem gerekiyordu.

---

Yaklaşık 45 dakika süren temizliğime rağmen mutfak hâlâ kirliydi. Ve o an aklıma parlak bir fikir gelmişti. Burayı batıran kimse o temizlesin, di mi?

Ölüme Giden Yol (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin