öncelikle bu kadar beklediğiniz için üzgünüm ama genel anlamda aylar sürecek bir temponun içerisindeyim ve uyum sağlamaya çalışıyorum. elimden geldiğince buraya yazıyordum ve sonunda beklediğinize değeceğine inandığım 3,6k kelimelik bölüm sizler için hazır oku oku bitmez yani yaşadınız😼
bu arada lütfen yorum yapmayı es geçmeyin çünkü bu uzunca bölümü yazmamın ardından sizden karşılık beklemenin hakkım olduğunu düşünüyorum😔
iyi okumalar <3
+
"Az bir miktarı bile sana yasakladığım halde kullandığın, üstüne üstlük iki doz enjekte ettiğin bastırıcılara uyum sağlayamayan kurdunu hissetmediğini söylüyorsun ve benden sakin olmamı mı bekliyorsun Taehyung?!"
En sonunda sesini yükselterek sahi tepkisini ortaya döken özel doktorum ve aynı zamanda yakın arkadaşım olan Seojun'un, yorgunluğumdan ötürü zorlukla doğrulduğum yatağımın ucuna oturup bana dönüşünü izledim. İki gündür, ruhunu bilinmeyen sokaklardan birinde unutmuş da bomboş bedeniyle sokak sokak ruhunu arayan bir ceset gibi hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi. Halsizdim ve yer yer sancılarım vardı.
En önemlisi ise, kurdumu hissedemiyor oluşumdu.
"Taehyung diyorum!" Seojun'un tekrardan yükselen sesine odaklandığımda başımı yavaşça ona doğru çevirip yorgun bakışlarımı üzerine diktim. "Taehyung benim uyarılarım sana gizinden şehvet akan cezalar gibi mi görünüyor? Anlayamıyorum, vurguladığım her uyarının seni cezbedercesine uygulamaya koyulmanı ya da mazeretlerin olsa dahi bir şekilde yapmış olmanı anlayamıyorum."
Sesi öylesine yakınır ve sabır dilercesine çıkıyordu ki, korkumun üzerimde kurduğu baskı nedeniyle almış olsam dahi, o bastırıcıları almamayı diledim bir süreliğine. Hatta ve hatta, bana verilen bir dilek hakkı olsaydı, travmamın temellerini atan o günün kolonlarınını yıkabilmeyi dilerdim. Ne yazık ki bir dilek hakkım yoktu ancak ben yine de bir enkazın diplerinde toz yutmakla meşguldüm.
"Özür dilerim." diyerek nihayet çıkardığım zayıf sesimin üzerine bir söz söyleyemediğinde bakışlarımı, kucağımda birleştirdiğim parmaklarıma eğdim. "Zorundaydım."
Kot pantolonunun yatak örtüme sürtünüşüyle çıkan hışırtı sırasında bana dönerek yavaşça başını eğdi. "Taehyung." dedi. Sıralayacağı sözleri ezberimdeydi ve bu içimde bir öfkenin uyanmasına neden oldu. Sözleri aynıydı. Travmamı atlatabileceğime dair dizeceği cümlelerin her biri, birbirinin aynısıydı. Her bir sözcük birbirinin aynasıydı. Aynı sözcüklerin aynası, öfkemin etkisiyle paramparça olurken aynanın her bir parçası canıma battı. Canım yandı ve bu, aniden sesimi yükseltmeme neden oldu.
Onunla aynı anda, "Bunu atlatabilirsin, başarabilirsin." dediğimizde, omzuma koymak üzere olduğu elini geri çekti yavaşça. Sözlerinin ezberimde olduğunu fark etmek, onu şaşırtmışa benziyordu. Başımı hızla kaldırıp, öfkemden dolayı dolmaya başlayan gözlerimi gözlerine sabitledim ve asla çekmedim üzerinden. Hafiften şaşkın ve endişeli bir ifade ile bana bakarken yuttuğum hıçkırığımın göğüs boşluğumda yarattığı basınçtan aldığım kuvvetle sesimi yükselttim. "Atlatamam bunu, başaramayacağım çünkü!"
Göğsümde dağlanmaya başlayan ağır hissiyat burun direğime bağlıymışçasına gözlerimi doldurmaya devam ederken kesikçe verdim nefesimi. "Taehyung, anlıyorum bak-"
"Anlayamazsın!" diye bağırdığımda sesin titreşimine aldanan dolu gözlerim bir damla bıraktılar ellerime. Gözlerimi silmeden, ayağa kalkıp omuzlarımdan beni tutmak için önüme doğru adımlarken beni sakinleştirmek için sözler sıralayan Seojun'un ellerini ittirdim ve ne vakit ayağa kalktığımı bilmediğim yatağıma bıraktım kendimi. Zorlukla aldığım nefesi, kelimelerimle beraber havaya bıraktığımda acı, bir bulut gibi çöktü üzerime. Acı yağmuru yağdı üzerime. Ruhumun her bir zerresini yakarken sustum. Yağmurda yalnızca ben ıslanıyordum. "Sen hiçbir zaman, en yakın dostun tarafından mühürlenmedin."
![](https://img.wattpad.com/cover/273983237-288-k980785.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
danger
ФанфикKehribarlar vanilyalara karıştığında ve olgunlaşmış narlar asılı oldukları dallarda patladığında, bastırıcılarına mahkum omega, radarına girdiği ve yıldızlarını bir türlü barıştıramadığı dominant alfanın kutsal ellerinin hükmünde, onun ismini inledi...