8; Kutsal ellerin hükmü.

9.8K 975 1.3K
                                    



ARKADAŞLAR MERHABA
çok uzun olmasa da biraz uzun bir aradan sonra hoşgeldiniz buraya sonunda yazabildim bölümü
🤙🤙🤙🤙
aslında başta 4,6klık yazıp sonradan hepsini silerek tekrar yazdım asla tatmin olmuyorum bir türlü hoşuma gidemedi yazımım ama en sonda bu 6,3klık uzunca bölüm içime sindi yani ins beğenirsiniz
🙆🙆🙆🙆

bu bölümü attıktan sonra birkaç haftalık ara vermem gerekecek malesef birkaç güne tatilim bitecek ve okula başlayacağım İKİ HAFTA SONRA DA ANAOKULUNA STAJ YAPMAYA GİDİCEM ŞAKA MI
☠️☠️☠️☠️☠️☠️
veletlerle artık danger konuşur size yeni bölümü o şekilde yazarız herhalde
onlarla başka ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok ve çok komik bir durum bu şu an

NEYSE
hadi çabuk bölüme geçelim ve ve bakın
BU BÖLÜMDE SİZDEN BOLCA YORUM İSTİYORUM HAYALET OKUYUCU OLUP KALBİMİ KIRMAYIN BU BÖLÜM ÇOK FENA ŞEYLER OLACAK TEPKİLERİNİZİ MERAK EDİYORUM SPOİLER VEREMEM ANLIYO MUSUNUZ

öhöm
iyi okumalar
😋😋😋😋

+

Parmaklarım arasından çıkan kuvvetle kadehler parçalayarak içlerindeki kehribar rengi sıvıyı midemle değil, duvarlarla ve yerlerle buluşturmak isteyeceğim şiddette bir karmaşaydı, bir haftadır beni yiyip bitiren. Kadehleri devirme deyimindeki devirme sözcüğünün benim için o kadehleri kırıp dökmekten başka bir anlam taşımamasını istiyordum. Ancak bu istek, düşüncelerimi bastırmak adına mideme kadeh devirirken geçerliliğini yitiriyordu delicesine.
Özellikle de, bastırmaya çalıştığım karmaşık duygularımın sahibiyle aynı ortamda, geldiğimden beri gözlerimi üzerinden çekmeye zorlandığım bir durumun içerisindeysem, tamamiyle yitiyordu bu geçerlilik. Zira bir haftadır kafamda kazılı olan yalnızca bir kelime vardı.

Hatırlamıyordu.

Eklem yüzüklerimle süslediğim parmaklarım arasında tuttuğum kadeh bile kaçıncı Jack'ini devirdiğinden emin değilken boğazımın alıştığı bu tadın damağımı uyuşturduğunu hissedecek kadar uzun bir süredir izlediğim Jeon Jungkook, beni yerle bir ettiği geceye dair en ufak bir şey hatırlamıyordu. Gözlerinden, tavırlarından, feromonlarından ve sezgilerimden net olarak kavradığım bu gerçek, beni bozguna uğratıyordu zira o hiçbir şey hatırlamazken ben, o geceyi en ince detayına kadar hatırlıyordum.

Gecenin bir vakti karşı karşıya kalmam üzerine ürken beni güvende hissettirip sakinleştiren ve o heybetli duruşuna tezat, küçük bir yavruymuşçasına bana yanaşan tavırlara sahip kurdu, eminim ki hatırlıyordu bunca olanları. Eminim ki, eski mührümü hissederek acı çektiği ve sonrasında göğsüme uluyarak kurdumu uyandırdığı, bana oldukça kırılgan bir varlıkmışım gibi nazik davrandığı o anları kesinlikle unutmamıştı.

Lakin Jeon unutmuştu. Kurdunun kontrolünü ele geçirip, görmekte olduğu kabus nedeniyle kapalı bir bilinçle yere öylece yığıldıktan sonra başını kucağıma dikkatlice koyup saçlarını okşadığımı, onu sakinleştirmek adına yıllar sonra ilk defa bir alfa için feromonlarımı nazikçe salgıladığımı unutmuştu. Kabusu süresince dudakları arasından çıkan tek kelimenin "Omega, Omega'm" olduğunu ve bu sözcüklerle tam olarak bana hitap ettiğini unutmuştu.

Jeon, bir devrin sonunu getirmek üzere bambaşka bir devir yaratmıştı farkında olmadan.

Kurdumu uyandırışının ardından tertemiz güdülerle omegamı hisseden alfası, boydan boya tedirgin olmama neden olmuştu zira Jeon, omegamı hissetmiş bir alfa olarak, sakladığım sırrımla sonumu getirebilirdi. Lakin her şeyi, kabusta olduğundan ve bilinci sahiden yerinde olmadığından ötürü unutmuştu. Bu içime sular serpmesi gereken bir durum olması gerekirken içten içe kırgın hissediyor ve böyle hissettiğim için kendimden nefret ediyordum. Hiçbir şeyi hatırlamayıp bu yükü üzerime bırakışından da, kurdunun bana böylesine nazik oluşundan ötürü aklımdan onu bir türlü atamıyor oluşumdan da, kurdumu uyandırdığından ötürü kurdumun özellikle dikkatini çekişinden de nefret ediyordum. Jeon, karmakarışık düşüncelerimin yegane sahibiydi ve şu an, bakışlarımın merkezinde bulunuyordu.

dangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin