Kehribarlar vanilyalara karıştığında ve olgunlaşmış narlar asılı oldukları dallarda patladığında, bastırıcılarına mahkum omega, radarına girdiği ve yıldızlarını bir türlü barıştıramadığı dominant alfanın kutsal ellerinin hükmünde, onun ismini inledi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
meraba arkadaslar bolum atmayi geciktirdigim icin anami daha fazla sikmeyin diye bolum attim nasilim😽😽
bu arada halloween zamaninda yazmaya baslamistim ama ben yazana kadar neredeyse yilbasina giricez aq
neyse wednesday izledikten sonra icime bi yazma istegi dogdu dark aura seven taraflarim guclendi ve bolumu guzelce yazabildim oyle yani
ben bu bolum hakkinda en ufak bir sey soylemek istemiyorum ben bu bolumun anasini sikim yuruyun okuyun ayni seyi dusuneceksiniz bence hadi iyi okumalar☠️☠️☠️☠️☠️☠️
+++
Canını, bu açgözlü dünyanın pençelerine bırakan insanlar için bir festival varken, ruhunu, hayattayken kaybetmiş ve aramaktan yorulmuş insanlar için neden ağıtlar yakılmıyordu?
Fersahlar kadar uzakta aranan mutluluk, neden ilk elden gözyaşlarımızla dolan ceplerimize serpilmiyordu?
Hayat adil değildi, bu bir gerçekti. Kader ve hayat, aynı anda doğmuş iki insan gibiydiler. Biri, diğerinden habersiz kendini yangına attığında, diğeri ne olduğunu anlamadan kül olmaya başlardı. Bir zihni kül haline getirmek için, düşüncelerin merkezindeki o evsiz yabancının, kafatasını ateşe vermesi gerekirdi.