danger

12; Ağrılı bir göğüs ve kırık kaburgalar.

meraba arkdslr bugün anamdan fırlayısımın resmı gunu ve duzenlemısken barı dogum gunumde atayım dedım COK TUHAF

biraz beklettim uzgunum, hayatımda hıcbır sey yolunda gıtmıyor yanı allah bana nıspet olsun dıye bana boyle bı kader secmıs galıba napıyon allahım alo

allahlı esprı yapmak cok korkunc cehennemde yanarız falan sımdı dıye dusundukten sonra oncekı bolumde allah gıbı smut yazdıgımı hatırladım

neyse arkadaslar sey dıyecektım BAKIN EN AZ 5K YAZIYORUM BOLUMLERE VE COK SIK OLMASA DA DUZENLI YB ATIYORUM LUTFEN HAYALET OKUYUCU OLMAYIN
hayalet okuyucuların hepsını takıp edıyorum oy ve yorum fırlatmazsanız öldunuz cıkın🔪🔪

VE ARKADASLAR COK TUHAF TEORILERINIZ VAR GERCEKTEN BAZEN FIKI DEGSITIRIP BOYLE MI YAZSAM DIYE DUSUNUYORUM NAPIYONUZ BAYILCAM

neyse gecın bakalım bolume hadı mars mars ıyı okumalar💜💜

+

Bir göğüs, kafesinin ağrısına ancak kalbin atışlarını hissederek dayanabilirdi. Bir kafes, yalnızca halsiz kaburgaların ağrısına yenik düşmemek için bir kalbi koruyabilirdi.

Bana artık bir can damarı mesafesi kadar yakın olan Alfa ise, kaburgalarımın kafesinden içeriye sızabilen tek histi.

Kabul etmeye yeltenmek üzere kendimi hazırladığım birtakım gerçekler silsilesi, ne mühür bölgemde, ne de vücudumun başka bir yerinde parıldayan herhangi bir sembol olmadığını fark ettiğim o an, üzeri örtülü sırlara dönmüştü tekrar. Kafesinden içeri sıkıştığını hissettiğim göğsüm, Jeon Jungkook'un kehribar sarısına dönerek bana bakan gözlerini taşıyamıyordu.

Gözlerimin yandığını hissetmiştim.

Göz pınarlarımdan sanki kan akıyorcasına canım yanarken göz rengim değişiyor, kurtlarımız bize bir gerçeği haykırıyordu. Okula geldiğim ilk günden yıldızlarımı uyuşturamadığım ve sürekli bir tartışma içerisinde bulunduğum Alfa'yla göz renklerimiz ve kurtlarımız buluşmuştu işte. İliklerime dek keskin bir his, ruh eşi olduğumuzu haykırdığında, Jungkook'la aramdaki bağlanma güdüsü arttıkça mühür bölgemdeki dayanılmaz acı da artmıştı.

Endişelenmişti, çok korkmuştu, çaresiz kalmıştı.

Her birini tek tek hissetmiştim.

Kaburgalarım ağrımaya başladığında, yalnızca mühür bölgemin dehşet acısıyla değil, göğüs kafesimdeki gümbürtüyle dolup taşırdığım Alfayla düştüğüm zor duruma da dökmüştüm göz yaşlarımı. Başımı boynuna yaslayarak acı nedeniyle bitkin düşene kadar ağlamış, sonrasını hatırlayamayacağım bir uykuya dalmıştım zorlukla. Düşümde, onunla zor bir durumda kalmadığım pek çok farklı evren görmüştüm. Onu, göğsümün ağrısıyla daha taze taze kabullenmeye başlamışken mühür bölgemde, onun aksine, bir sembol çıkmadığı ve kurtlarımız her bağlantı kurduğunda canımın yanmadığı düşüncesiyle onu kapalı kafesimden dışarıya iteklemeye çalışmadığım bir evren hayal etmiştim belki de.

Acıyla gülümsedim.

Jeon Jungkook'u, ağrısı kaburgalarımdan içeri sızarken bulduğum gibi, onu oradan kapı dışarı etmek zorunda hissettim kendimi.

İlk dokunuş, ilk görüş veya ilk duygular gibi bir çok durumda kendini gösteren ruh eşliliği durumu bizde, tam anlamıyla yaşadığımız ilk cinsel ilişkinin ardından çıkmıştı. O, mühür bölgesinden başlayıp boynunun o bölgesini boydan boya kaplayan vanilya figürlerine sahipken ben, kurtlarımız her bağlantıya geçtiğinde mühür bölgeme yayılan dehşet bir acıya sahiptim yalnızca.