Herkese Merhaba bebeklerim...
Ben geldim. 👋👋Bölümü geciktirmemeye çalıştım. Bitirir bitirmez saldım. Diğer bölümde çok tatlış bir Driftwood Taekook görmeye de hazır olun.
Umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olur.
Sizleri cookk seviyorum. Muahh 😘❤❤
********
Tanrım... Beni Onsuz Uyandırma...
******
Yattığım yerden çok az doğruldum ve komodinin üzerinde duran saate baktım.
04.12
Dirseğimi yatağa yasladım ve yanımda huzursuzca uyuyan bedene uzandım. Çok huzursuzdu. Uykusunda bile acı çekiyordu. Sürekli acı içinde sayıklıyor ve sürekli uykusunda sıçrıyordu. Bir ara uyurken ağlamaya başlamıştı. Gözyaşları kapalı göz kapaklarının arasından usulca şakaklarına akıyordu.
Onu böyle görmek kalbimi paramparça ediyordu. Onu ağlarken görünce ben de ağlamaya başlamıştım. Ne olmuştu yıldızıma? Ne yapmışlardı ona?
Hiçbir şeyi anlatmıyor olması işleri daha da zorlaştırıyordu. Öğrenirsen hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demişti. Anlamıyordum. Ben kaza geçirdikten sonra neler olmuştu? Peki ya öncesinde?
Taehyung'un benden kaçışları, ağlayarak yanıma gelmesi, sonrasında ortadan kaybolması... Parçaları birleştiremiyordum. Hastane odasında gözlerimi onsuzluğa açmıştım. Yoktu. Yanımda yoktu. Benim tek bildiğim buydu.
Yıllarca hasretinden kahrolurken ondan nefret etmeye çalışmıştım. Beni bıraktı, gitti diyerek kin tutmuştum. Fakat şimdi... Şimdi Taehyung'un acılar içinde kıvranan yüzüne bakmak bile pişmanlığımı artırmaktan başka bir işe yaramıyordu.
İçim gidiyordu. Onu bu hâlde görmek canımı yakıyordu. Üzerine eğildim ve burnumu mis kokulu kıvırcık saçlarına yasladım. Taehyung ağzından anlamsız mırıltılar çıkarıyor ve kafasını iki yana sallıyordu.
Burnumu saçlarından çektim ve hafif yerli alnından öptüm. Dudaklarımı alnından çekmeden öylece durdum. Benim güzelim her gece böyle acılar içinde mi uyuyordu? Her an acı mı çekiyordu? Nasıl dayanıyordu? Onun zayıf ve narin bedeni bu kadar acıya nasıl dayanıyordu?
Bana anlatsa... Gerçekleri bir anlatsa, acılarını benimle paylaşsa. Sarıp sarmalayabilsem minicik bedenini. Anlatmıyordu. Anlatmayacaktı da. Biliyorum, anlatmayacak. Her ne olduysa öyle bir korkuyordu ki öğrenmemden gece uykularını bile zehir ediyordu.
Dudaklarımı alnından çektim ve elimi nemli saçlarına çıkardım. Usul usul okşamaya başladım kıvırcık tutamları. Bu geceyi bir an önce atlatmak istiyordum. Taehyung hiç iyi değildi. Başına neler geldiyse hâlâ atlatamamıştı. Hâlâ aynı şekilde korkuyordu. Hâlâ canı yanıyordu.
Ben Taehyung'a dalıp gitmişken Taehyung yine sayıklamaya başladı. Biraz daha yaklaştım yüzüne ve ne dediğini anlamaya çalıştım. Uykusunda bile öyle kısık sesle, korkarak konuşuyordu ki duymak çok zordu. "Anne... Annem..." Gözyaşları yine kapalı gözlerinden akarken anne dediğini duyabilmiştim.
Şaşırmıştım çünkü sürekli benim adımı sayıklıyordu. Şimdi anne diye sayıklaması aklımda çok farklı senaryolar oluşturmuştu. Annesine ne olmuştu? Neredeydi? Ya babası? Bilmiyordum. Ben Taehyung'um hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Ona yardım bile edemiyordum. Edememiştim. İşe yaramazın tekiydim. Sadece onun acılar içinde kıvranışını izliyordum. Ona iyi gelemiyordum. Oysaki o varlığıyla bile beni iyileştiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Driftwood | Taekook
Fanfiction"Sen bende eksiktin..." Ceo Jungkook Sekreter Taehyung Driftwood: Suların sürüklediği ağaç dalları. ~22.06.2021