19| "Benim Geleceğim Senin Gözlerin"

1.1K 86 185
                                    

Selamlar, ne kadar erken geldim gördünüz mü? 

Kaostan önce soft ve duygusal bir bölümle geldim. Bu anların tadını çıkarın çünkü bir sonraki bölümde yine bol bol ağlatacağım. 

Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.

Keyifli okumalar

Sizi seviyoruuum 

(O verin, yorum yapın, muckk)





Güne gözlerimi telefonuma gelen mesaj sesiyle açmıştım. Hafifçe yerimden doğrulup Taehyung'un başının altında kalan kolumu bebeğimi rahatsız etmeden yavaşça çektim ve uyuyan gözlerine birer küçük öpücük kondurdum.

Taehyung uyumaya devam ederken komodinin üstünde duran telefonumu açtım. Mesaj Yugyeom'dandı. Onu babamı takip etmesi için görevlendirmiştim. Ne yaptığından ve nerelere gittiğinden haberim olmalıydı. Çünkü sıra ona da gelecekti.

Mesajda babamın yakın bir tarihte bir iş için yurtdışına gideceğini yazmıştı. Ancak neresi olduğunu bilmediğini de belirtmişti. Kaçacaktı. O iki adama yaptıklarımı öğrendiğime emindim. Öğrenmişti ve şimdi de tam bir korkak gibi kaçmayı planlıyordu. Biliyordu çünkü, onu öylece bırakmayacağımı çok iyi biliyordu. Peşine adam taktığımdan haberi yoktu.

Onun kaçmasına engel olmam lazımdı. Aklımdaki plana göre onun gözümün önünde olması gerekliydi. Namjoon hyungun da yardımıyla önce yaptığı pislikleri ortaya dökecek sonra da nefesini kesecektim. O adam bize yaptıklarından sonra yaşamayı gram hak etmiyordu. Onun gibi insanlar parasıyla her şeyi yapabileceğini sanırdı ama bu sefer parası onu kurtarmaya yetmeyecekti. Herkes gerçek yüzünü görecekti.

Yugyeom'a nereye gideceğini öğrenmesini istediğim bir mesaj attıktan sonra telefonumu tekrar aynı yere bıraktığımda Taehyung'a döndüm. Dirseğimi yatağa koydum ve yüzüne eğildim. Uyurken bile o kadar güzeldi ki. Kıvırcık saçlarını alnından geriye çektim ve alnına, saç diplerine öpücükler bıraktım. Kaşlarını çatıp hafifçe kıpırdandı ama uyanmadı.

Taehyung uyumaya devam ederken yataktan kalktım ve üstüme ince beyaz bir tişört geçirdim. Yeni uyandığım için savsak adımlarla banyoya ilerledim. Suyu açıp yüzüme çarptım.

Aynalı dolabı açıp içinden diş fırçamı alırken benimkinin yanında duran Taehyung'un fırçasına bakarak gülümsedim. Eşyaları benim eşyalarımın yanındaydı ve bu evli bir çiftmişiz gibi hissettiriyordu. Miniğimin varlığını evimizin her köşesinde hissediyordum. 

Dişlerimi fırçaladım ve mutfağa indim. Taehyung uyanmadan önce onun için güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. O dün akşam benim için uğraşmış ve yemekler hazırlamıştı. Şimdi sıra bendeydi. İkimizde birbirimiz için bir şeyler yapmaya bayılıyorduk.

Yaklaşık yarım saatin sonunda Taehyung'um için güzel bir kahvaltı hazırlamış ve bir de ballı süt hazırlamıştım. Taehyung hâlâ uyanmadığı için odamıza çıktım ve kafasını benim yastığıma koymuş huzurla uyuyan bedene baktım.

Yüzümde bir tebessüm oluşurken yanına yaklaştım. Yatağın önünde dizlerim üstünde oturup bir elimi saçlarına çıkardım ve okşamaya başladım. Öyle güzel uyuyordu ki uyandırmaya kıyamıyordum. Artık ilk zamanlarda olduğu gibi sayıklamıyordu ya da korkuyla çığlık atarak uyanmıyordu. Gerçekleri anlattıktan sonra biraz olsun düzelmişti. En azından uykusu bölünmeden, acı çekmeden uyuyabiliyordu.

Diğer elimle bir elini tuttum ve parmaklarını hep yaptığım gibi teker teker öptüm. O sırada gözleri kısık bir şekilde açılmıştı. "Günaydın uykucu bebeğim." Dedim eğlenerek. Uyanır uyanmaz, "Jungkook..." Demişti boğuk sesiyle.

Driftwood | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin