Hello millet,Çok uzun bir ara verdiğimi biliyorum ama hikayenin gidişatı için biraz düşünmem gerekiyordu. Bu bölüm çok az olaylara girdik. Kaos yakın...
Ayrıca iki bölümlük yeni bir hikaye paylaştım. Fantastik ve değişik bir şeyler okumak isterseniz The Future'a bekliyorummm
Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.
Keyifli okumalar 💞💞💞💞
***
Nefes nefese koşuyordum. Bacaklarımda derman kalmamıştı ama pes etmeden, durmadan, soluklanmadan koşmaya devam ediyordum. Nereye koştuğumu bile tam olarak kestiremiyordum. Sarı saçlarım alnımdan geriye doğru savruluyordu. Gözlerim yaşarmış, ince dudaklarım bir damla nefes için aralamıştı.
Ayaklarımı serçe yere basıyor ve beklemeden koşuyordum. Nihayet bomboş bir arazinin ortasında duran terk edilmiş bir fabrikaya ulaştığımda durdum. Kapıya koşup yumruklamaya başladım. Bir yandan da boğazımı delercesine bağırıyordum.
"Taehyung, Taehyung!!"
İçerideydi. Taehyung'umu almışlardı. İçeride olduğunu biliyordum ve zarar görmemiş olmasını ummaktan başka bir şey yapamıyordum. Onlar kimdi? Bizden ne istiyorlardı, bilmiyordum. Tek bildiğim kalbimin yarısının burada olduğuydu.
Ben hâlâ kapıyı yumruklarken kapı kendiliğinden açıldı. Şaşırsam da sorgulamadım ve içeri girdim. Depo ilk bakışta boş görünüyordu. Bir kaç adım attım ve deponun ortasında duran camdan fanusu ve içinde öylece yatan Taehyung'u gördüm. Güzelim kıvırcık saçları yerlere dağılmış ve gözleri kapalı öylece yerde yatıyordu.
Kim yapmıştı bunu? Onu kim buraya getirmişti? Neden baygındı? Güzel yüzü neden solmuştu? Öpmeye doyamadığım kırmızı dudakları neden renksizdi?
Cam fanusa doğru koştum ve, "Taehyung!" Diye haykırdım. Ellerimi camın üstüne koydum. Gözlerimden taşan yaşlarla seslenmeye başladım. Beni duymuyordu. Uyanmıyordu. Güzel gözlerini açıpta bana masum bakışlarıyla bakmıyordu.
Nefes alıyordu. Aldığını biliyordum çünkü göğsü hafifçe inip kalkıyordu. Sadece baygındı. Bayıltmışlardı.
Taehyung'a seslenmeye devam ederken arkamdan gelen bir ses duydum. Fabrikanın eski ve demir kapısı gıcırtıyla açılmıştı. O anda içim korkuyla doldu. Yavaşça arkama döndüm. Maskeli biri vardı.
Maske sadece gözlerini açıkta bırakıyordu. Siyah gözleri beni hatırla içine çekmek istiyor gibiydi. Çok ürkütücü görünüyordu. Bir anlığına titredim. Bana doğru adım atmaya başladı. Adım sesleri boş fabrikada yankılanıyordu. Bir onu adım sesleri bir de benim nefes seslerim duyuluyordu.
Bana iyice yaklaştı ve iki üç adımlık mesafede durdu. "Onu kurtarmayacaksın." Dedi mekanik bir sesle. "Tıpkı daha önce olduğu gibi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Driftwood | Taekook
Fanfiction"Sen bende eksiktin..." Ceo Jungkook Sekreter Taehyung Driftwood: Suların sürüklediği ağaç dalları. ~22.06.2021