Uzun bir süre sonra tekrar bölüm. Telefonum sürekli donuyordu o yüzden bölüm yazamıyordum. Neyse bölüme geçelim iyi okumalarrrr.
Aysima hasbahçede dolanıyordu. Yanında Melike onun koluna girmiş, birşey olmaması için beraber yürüyorlardı.
"bu kadarı kâfi Melike, içeri girelim artık."
"tabi sultanım"
Aysima içeri girdiğin de önüne çıkan eğiliyor bir ihtiyacının olup olmadığını soruyordu.
Odasına girince hemen üstünde ki rahatsız elbiseyi çıkarıp rahat beyaz bir elbise giyip oturdu. Yavaşça karnını pkçamaya başladı.
"sen benim minik huzurumsun Ahmedim."
Ağaların mühürlenmiş tepsi içinde getirdiği, hekimin bizzat hazırlattığı yemeği yiyip dolabında ki vitamini içip yatağa girdi.
***
Aysima yavaşça hözlerimi açtı. Hava zifiri karanlıktı. Elini alnına götürüp yavaşça silmeye çalıştı. Alnı sırılsıklam terdi. Yatağın yanında ki adadan bir tas su alıp içti. Yavaşça ayağa kalktı. Başı dönünce yatağın başlığı tutup gözlerini ovuşturdu. Yavaş adımlarla terasa çıkıp hava almaya başladı. Korkulukları tutuyor, aya bakıyor ve derin nefes alıyordu. Gözü hasodanın terasında kayınca Murad'ın dikkatli bir şekilde kendini izlediğini gördü. Ona gülümsemeye çalıştı lakin ellerinin kotkuluktan kayması ile gözlerinin kararması bir oldu.
***
"nasıl olur bu silahtar!?"
Murad öfke işe ay yüzlü hatunun başında dolanıyordu. Biricik eşi, doğacak çocuğunun validesi zehirlenmişti.
"h-hünlarım aramalarımıza göre illet sultanımızın vitanimindeymiş."
"O soysuzu derhal bulun!"
"emriniz olur sultanım."
Murad tekrar Aysima'ya baktı. Dişlerini sıkarak inliyor ve kusmaya çalışıyordu. Zehir vücuduna işlemişti ve çıkması çok zor olacaktı.
Valide sultan haberi alıt almaz köle Victoria'yı yanına çağırmıştı elbette ki biliyordu, herşey o cadının elinden çıkmıştı. Kapı çalınca içeri Nergis kalfa girdi.
''sultanım hatunu getirdik."
"hatun deme şuna! Hep sizin yüz vermenizle bu hale geldi. Çağır çabuk girsin içeri."
Nergis eğilerek odadan çıkıp Victoria' yı soktu. Victoria'nın gözlerinden belli oluyordu korkusu.
"b-beni emretmişsiniz sultanım."
Valide Hanzade Sultan anında kızın yanına yaklaşıp suratına sert bir tokat attı.
"bilmemezlikten gelme. Sen mi zehirlendim kızımı!?"
"h-haşa sultanım benim ne haddime"
"sus! Edepsiz edepsiz hareket etme!"
Kapının çalması ile Hanzade Sultan kapıya döndü. Gelen Gül ağaydı. Eğilip konuşmaya başladı.
"sultanım ha-kölenin odasını aradık çok kuvvetli bir zehir kutusu çıktı.''
Elini katlarca bez ile sardığı kutuyu gösterdi.
"atın bunu derhal zindana! Ne yemek gidecek ne su. Kimse de girmeyecek."
"emriniz olur sultanım"
***
"sultanımız zehri attı hünkarım"
Bu bölüm bu kadarlık. En son ne yazdığımı unutup, onu okuyup bölüm yazdım.
Hoşçakalın ballımilklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY YÜZLÜM (ASKIDA)
Historical FictionSultan Murat Han, rüyalarında gördüğü kıza aşık olmuştu. Ay yüzlü kadını bulamayacağını sanıyordu lakin kadın çok yakınındaydı. *Gerçek değildir, kurgudur.* #1tarihikurgu #1tarih