Bölüm 18

3.7K 187 33
                                    

Medya: Aysima Sultan

Olayın üstünden birkaç hafta geçmiş, doğuma az bir zaman kalmıştı. Bu süre zarfında devlet işleri olmadığı süreçte Murad Aysima'nın yanındaydı. Şimdi ise bir divan toplantısı için Murad gitmiş, Aysima ise odasında Melike ile sohbet ediyordu.

"acaba sarayın mutfağına mı insek Melike."

Melike hemen ayağa kalkmış, göbeği yüzünden zar zor hareket eden Sultanının yanına gitmişti.

"siz istediğiniz söyleyin ben getittireğim sultanım."

"gerek yok Melike beraber gidelim."

Aysima Melike'ye sonsözünü söylemiş, birlikte odadan çıkmışlardı.

İkisi cariyelerin arasından taşlıktan geçerken daha haseki sultan bile olmadan tüm cariyeler eğilmiş saygılarını beyan etmişlerdi. Aysima tek el hareketi ile onlara izin vermiş, işlerine dönmelerini sağlamıştı.

Mutfakhaneye girdiklerini çeşnici başı hemen ona dönmüştü. Adını duymuştu ama yüz olarak görmediği için kim olduğunu bilmiyordu.

"buyur bacım ne istemiştin?"

Göbekli ama tatlı bir emmiydi çeşnicibaşı.

Aysima masaya baktı ve gördüğü şeyle ağzı sulandı. Hemen parmağıyla gösterdi.

"ondan bir tabak alabilir miyim?"

Çeşnicibaşı hemen ne istediğine bakmış sonra reddetmişti.

"O bizzat hünkarımızın tatlısı katiyen olmaz."

Hemen Melike sesini yükselterek araya girdi.

"kendisi hünkarımızın çocuğunu taşıyor, akıbeti daha doğmadan dillere destan olan Şehzade Ahmed'in annesi."

Çeşnicibaşı hemen ardı ardına özürler saymaya başladı.

"mühim değil ağam birkaç dilim tatlı verseniz yeter."

Hemen bir tabağa birkaç dilim tatlı konulmuş, verilmişti. O sırada içeri hünkarın bizzat yediği yemekleri götüren ağa gelmişti.

"aman aman tepsi de eksiklik var ne deriz hünkarımıza?"

"benim istediğimi söyleyin birşey olmaz."

Ağa yemek tesisini mühürelyip götürünce Aysima çıktı. Yavaş adımlarla odasına gidiyor bir yandanda baklavasını yiyordu. Odası girip yavaşça yatağına oturdu. Buna rağmen tatlısını elinden bırakmadı. Çalan kapı ile kapının açılması söyledi. İçeri giren Nergis kalfa konuşmaya başladı.

"hünkarımız sizi çağırmamızı istediler."

Aysima hemen başı ile onaylayıp odadan çıktı. Hızlı hızlı gidiyor, Melike ise ona birşey olmasın diye kolunu tutuyordu.

Haspdanın önüne geldikleri ağanın kapıyı açmasıyla içeri girdi. Murad ona gülümseyerek bakıyordu. Hemen gidip yanağını öptü ve yanına oturdu. Hâlâ elinde tuttuğu tabağın içinden baklava dilimini alıp yemeğe başladı. Murad ise şaşkındı, onu ilk defa böyle görüyordu.

"afiyet olsun dilerim, ayışığı, güzelyüzlüm."

Aysima başını kaldırıp gülümsedi ama bir anda karnına giren sancı ile yüzü buruştu. Tekrar daha şiddetli gelen sancı ile çığlık attı. Altında ki ıslaklık ile bağırdı.

"oğlum, oğlum geliyoooo!"

"ağalar!? Derhal hekim çağırın!"

***

Aysima'nın verdiği uzun ıkınmalar ve çığlıklar sonucu ağlama sesi geldi.

"maşallah sultanım. Nurtopu gibi bir şehzade iz oldu."

Murad, Valide Sultan ve Mahinev Sultan içeri girdi. Üçüde doğan şehzadeye büyülenmişcesine bakıyordu. Murad yavaşça bebeği kucağına alıp kulağına ezan okudu.

"senin adın Ahmed, senin adın Ahmed, senin adın Ahmed"

Bir bölümün daha sonuna geldik. Ahmed sonunda doğdu. Umarım beğenmişsinizdir yorum ve oylarınızı bekliyorum.

AY YÜZLÜM (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin