Büyük bir hevesle taksiden inerken etrafa kısaca göz gezdirdi genç kız. Özlem duyduğu manzaraya baktı ve derince nefes aldı ardından buruk tebessüm oturdu yüzüne. Buralarda arkadaşlarıyla çok oynar. Kaz çobanlığı yapardı yine oynadığı arkadaşlarıyla.
"Hoşgeldin!" Diyerek gelen anne babasına ve kardeşlerine onların neşesiyle "Hoşbuldum!" Diyerek karşılık verdi. Neşeyle içeri giren aile kahvaltı yaptı. 22 saat otobüs yolculuğu çeken İclal fazla dayanamayıp annesinin hazırladığı yatağa gitti ve derin bir uyku çekti.
‐---------------------------
Öğleden sonra üç olduğunda kalkmıştı İclal. Kız kardeşi Hilal'e köyünü gezmek istediğini söylemiş. Kardeşi başta kabul etmeyip zorlansa da sonunda ablasını kıramamış kabul etmişti.Muhabbet ederek giden ikilinin okulun yakınındaki nehir son durakları olmuştu. Nehrin kenarına oturup çevresine baktı. "Çok özlemişim!" diye derin iç çekti.
Hilal'in dudakları duyduklarıyla alayla kıvrıldı. "Hayatta şu köyü özlemem, diyen birileri vardı."
Aklına gelen anılarla güldü. "Büyük konuşmuşum." O sırada gelen sese dikkat kesildiler. Atlı geldiği belliydi. Oturmaya devam ettiler. Çünkü biliyorlardı ki köyden biriydi gelen.
İclal başta kızıl ata dikkatle baktı ardından üzerindeki esmer tenli adama baktı. At yavaş adımlarla ilerlerken gözleri koyu kahve gözlerinde takılı kaldı. Sanki manyetik alana girmiş tanecik gibi çekiyordu içine kendisini. Karşısındaki de gözlerini çekmemişti. At yanından ayrılırken ancak ayırabildi gözlerini lakin sorgulamadı bunun ne olduğunu sadece koyu kahve gözlerinde kaldı aklında. Fark edemedi kalbinin onunla gittiğini. Statüye önem veren kızın değişimlerinin başladığının fark edemedi.
--------------
Saçlarını havalandırıp siyah boru paça kumaş pantolonu, beyaz bluz ve siyah trençkotununun uyumuna son kez aynadan baktı. Kendinden memnun bir şekilde aynanın karşısından ayrılıp hazırlanan kardeşine döndü. Krem havuç pantolonu, siyah bluzu ve siyah ceketini giyen kardeşine gözlerini devirerek baktı. " Giy canım hiç çekinme!" dedi iğnelercesine. Ancak kardeşi onu takmadan "Ablamın kıyafetlerini giyerken neden çekineceğim ki?" diye sarıya çalan kahve gözlerini belerterek şirinlik yapmıştı kendince. Başarılı da olmuştu. İclal gülmüş ve başını hafifçe sallamıştı. " Hadi çıkalım. Annem bağırır şimdi." demeye kalmadan anneleri de onları çağırmıştı.Geldiğinin ikinci gecesiydi. Annesi ve kardeşleriyle düğüne gidip takı takacaklardı. Babası pek hazetmezdi düğünlerden. O yüzden erkek kardeşiyle gönderirdi onları erkek kardeşi 17 yaşındaydı ve şimdiden başlamıştı abilik yapmaya her yaş arttığında da bunu daha çok hissetiriyordu. Zira kendisi çok kıskançdı. Kız kardeşi ise 20 yaşındaydı. O da hemşirelik bölümü 2. Sınıfı okuyordu. Onun aksine kardeşi yakın şehirde olduğu için sık sık gelirdi evine.
Düğün evine geldiklerinde onun yanına gelen ilk kişi çocukluk arkadaşı Seherdi. Seher kızıl saçlı mavi gözlü güzel bir kızdı. Okumak istememiş zaten babasını erken yaşta kaybettiği için de okuyamamıştı. Küçüklüğünden beri kendisinden bir yaş büyük olan Musa ile sevgililerdi. İclal son durumu bilmiyordu ancak üniversiteye gitmeden önce böyleydi.
Seher arkadaşına gülerek bakıp "Öğretmen hanım unutmadın de mi bizi?" diye sordu. Bu kızın bu samimi halleri çok hoşuna giderdi İclal'in.
"Olur mu öyle şey Seher ne unutması. Siz benim çocukluğumsunuz nasıl unuturum?"
Seher kızın koluna girip onu annesi ve kızından uzaklaştırdı. "Gelmen iyi oldu. Nikah şahidim olacaksın. Gel hadi bir azeri oynayalım. Özlemişsindir hem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele
Short StoryTek bölümlük romantik hikayeler. Yetişkin içerik içerir! 29.11.2021 tarihinde başlanmıştır.