Ruh İkizim

10.9K 330 79
                                    

Genç kız yemeğini alıp her zamanki gibi kimsenin olmadığı masaya oturmayı tercih etti. Elindeki tepsiyi masaya bıraktı ve oturup gecikmeden yemeğini yemeye başladı.

Çalıştığı yer büyük bir holdingdi. O inşaat departmanında çalışıyordu. Kendisi başarılı bir mimardı. Bu holdinge girmek için yemeden içmeden çalışıp uğraşmıştı ve tırnaklarıyla kazıya kazıya bu konuma kadar ulaşmıştı. Şimdi ise kariyerinde daha iyi yerlere gelmekti hedefi. Mesela depertman müdürü ya da genel müdürü olabilirdi. Başını iki yana salladı genç kadın şu an geleceği düşünmeyi değil yapacakları rezidansta çok farklı ve işe yarayacak, müşterinin cazibesine kapılıp daha yapılmadan kapış kapış alınacağını garantileyen bir fikir bulması gerekiyordu.

Yanına koyulan tepsilerle düşüncelerinden çıkan kız yanına oturan isimlerini hatırlamadığı ancak birkaç kez gördüğü iki genç kadının yanına oturmasıyla kaşlarını çatmamak için zor tuttu kendini. Pek sosyal bir insan olmadığı için bu kadınların burada ne işi olduğunu anlayamadı.

"Afiyet olsun canım."

Zorla gülümseyen kız kırmızı rujlu omuzlarına kadar kesilmiş siyah saçlı kadının ona neden selam verdiğini 'canım' dediğini anlamlandıramasa da önüne dönüp çok umursamadan "Afiyet olsun." Dedi sakince.

Geldiklerini umursamayan kıza göz devirdi kadın. Öyle bir egosu vardı ki sinir olduğu kızın yanındaki arkadaşıyla kendini tanımadığına emindi. Zaten her şeyde başarılı olması kadını ayrıca sinirlendiriyordu. Bir insan iş hayatında nasıl olur da hem asosyal hem başarılı olabilirdi?

Sahte bir şekilde gülümsedi genç kadın yanındaki kıza ve fısıldayarak bir sır veriyormuş gibi konuşmaya başladı. "Şu karşıdaki adamı görüyor musun?"

Kız yanındaki kadından rahatsız olsa da ses etmeyip başını kaldırdı ve karşısındaki sarışın adama baktı. Daha sonra gözlerini indirip yemek yemeye devam etti.

"Bugün genel müdür konuşurken duydum. Ya seni ya da onu taşraya göndereceklermiş." Kadının fısıldayarak konuşması genç kızın dikkatini çekmişti. Kızın mavi harelerinden belli olan merakla ona bakmasıyla zaferle gülümseyen kadın anlatmaya devam etti. "Seni severim." Kesinlikle sevmiyordu. "Senin yerine onun gitmesi için sahte bir belge hazırladım. Bunu ona verirsen gitmek için işlem yaptıracak ve onun gönüllü gitmek istediğini düşünecekler."

Kadının samimiyetsizliğini fark eden kız yine de eline hazırlanan belge ve kağıtları aldı. O kariyer yapmak istiyordu ancak taşraya giderse bunun zor olacağını biliyordu. Eğer bu kadının dedikleri doğruysa oraya gitmemek için her şeyi yapardı. Her ne kadar yaptığı dürüstlük ilkesine aykırı olsa da yapardı ancak bu kadının neden kendisine yardım ettiğini anlayamamıştı. Karşısındaki adamdan intikam almak mıydı amacı? Her neyse onu ilgilendirmezdi.

"Odası neresi?"

"Bence odasına gidersen bir şekilde anlar. Ancak şu an verirsen direk müdürün yanına gider. Müdür gönüllü olduğunu düşünür."

Eline aldığı belgelerle kalkan kızın hızlanarak gitmesiyle gülümsedi kadın.

"Niye böyle bir şey yaptın?" Diyen yanındaki arkadaşına gülümseyip yemeğini yemeye başlamadan önce cevap verdi.

"Gıcık oluyorum bu kadına."

Ona hayretle baktı kadın. Uzun kahverengi maşalı saçlarını geriye atıp az önce masadan kalkan kadının adamın yanında oturduğunu gördü. "Farkında mısın? O kız kovulabilir."

Yüzünde sinsi bir gülüş çıktı. "Farkındayım. Hak etti."

"Neyi hak etti? Kendi halinde işini yapan bir kız."

RastgeleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin