Bu kadar emek veriyorum oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin bebeklerim.
Bir de Taner cafe&restoran konseptinde bir yer işletiyor.
Ve son olarak keyifli okumalar.
***
Elindeki kağıtla kendine tarif edilen restorana baktı dikkatlice. Ailesiyle buraya göçeli yaklaşık 3 yıl olmuştu. Bu zamanda yemek yapmayı aynı zamanda kahve kurslarına gidip baristalık yapmayı öğrenmişti. Ortanca ağabeyinin önerisiyle de arkadaşının restoranına iş görüşmesine gelmişti.Önünde durduğu taş yapılı restoranın çelik kapısından sakin adımlarla kapıda duran genç bir çocuğun "Hoş geldiniz." dileğine karşılık verip içeri girdi. Birkaç müşteriye hizmet eden genç bir kadın garson dışında kimseyi görememişti. Yavaş adımlarla ağabeyinin tarif ettiği gibi üst kata çıktı. Ahşap merdivenleri bitiminde sol tarafa dönüp kısa koridorun sonundaki odanın kahverengi boya ile boyanmış ahşap kapısına usulca vurdu. Tok bir sesin girmesini söyleyen emriyle adımlarını içeri attı genç kadın.
Başı eğik olan adam karşısında dururken önündeki kağıda bir şeyler karalıyordu. Kendisine bakmayan adamı inceleyen Gülşah'ın dikkatini önce adamın uzun ve biçimli parmakları çekti. O eller sıradan bir insanın eli olamayacak kadar kusursuz ve güzel gelmişti kızın gözüne. Bakışları uzun kollarından yukarı çıkıp geniş omuzlarda gezindi. Dirseklere kadar katlanmış beyaz gömlek herhalde sadece bu adamda bu kadar güzel durabilirdi.
Taner oluşan sessizlikten dolayı başını kaldırmış karşısında kendine şaşkın bakışlar atan kadını görmüştü. Anlamazca kadına bakan adam gülümsedi. "Merhaba,"
Kız adamın kendisine bakmasıyla daha fazla afalladı. Adamın gözleri yeşildi ve teni kumraldı. Nasıl oluyordu bilmiyordu ancak adamın gözlerinin rengi tenine çok yakışmıştı. Kemikli burnu, geriye doğru taranmış kısa saçlarıyla gördüğü diğer adamlardan çok farklı bir güzellikteydi adam. Üstelik sesi de güzeldi adamın. Tü tü tü tü maşallah Allah özene bezene yaratmış, diye düşünen kız hala adamın etkisinden çıkamamıştı.
Kendine hala aynı bakışları atan kıza büyük bir sabırla bakan adam sesini biraz yükselterek kızın şaşkınlıktan sıyırmak istedi. "Buyurun, bir isteğiniz mi vardı?"
Gülşah adamın sesini yükselmesiyle kendine gelip utançla bakışını kaçırdı. Ne diye adama daha önce hiç insan görmemiş gibi gözlerini dikip bakıyordu? Boğazını temizleyen kız geliş amacını hatırlayıp konuşabilmişti.
"Merhaba, ben Gülşah." Yutkundu kız normalde bu kadar heyecanlı bir yapısı yoktu. Birden boğazının kuruması normal miydi? "Beni buraya Mert Kaya gönderdi. Sanırım yemek ve kahve yapacak birini arıyormuşsunuz." Konuşması bitince rahat bir nefes vermemek için kendini zor tuttu.
Gözleri kısılan adamın yeni aklına gelmişti. "Ah, evet. Siz Mert'in kardeşi olmalısınız. Lütfen oturun." Eliyle masanın önündeki sandalyeyi işaret eden adama baktı sonra önündeki tahta sandalyeye baktı ve yavaş adımlarla sandalyeye doğru ilerledi ve oturdu.
"Hoş geldiniz. İsminiz Gülşah'tı değil mi yanlış hatırlamıyorum." Dişlerini göstererek kendine gülen adama iç çekmeden bakmamak için kendini zor tutmuştu kız. Bu adamın neden her şeyi bu kadar güzeldi ki? Hayır dışarıdaki adamlara haksızlık değil miydi bu adamın bu kadar güzel olması?
Düşüncelerinden ötürü kendinden utanan Gülşah aynı zamanda kendine kızıyordu da sanki hiç erkek görmemiş gibi davranıyordu şu an. Başını onaylarcasına salladı genç kız. "Evet öyle." Ağabeylerinin uzunluğundan şikayet ettiği dili neredeydi şimdi? Niye böyle anı kurtaran cevaplar veriyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele
Short StoryTek bölümlük romantik hikayeler. Yetişkin içerik içerir! 29.11.2021 tarihinde başlanmıştır.