İki notum var arkadaşlar biri bu hikaye ile ilgili.
Birincisi oy sınırı koyacağım bana kızmayın canlarım nedenini sonda açıkladım. Oy sınırı 250.
İkincisi İbrahim küçükken (4-5 yaşlarında) zorbalığa maruz kalmış bir çocuktur. Ailesi tarafından değil kendinden büyük çocuklar tarafından. Bu yüzden sinir problemi var. Ancak Hatice ile birlikte o problemi zamanla yeniyor. Bu konuyu çok işlemedim minik minik bahsettim hikayede.
Son olarak anlattığım yörede Çirtakoz: Deli demek bilginize. Unutulmuş bir kelimedir zaten. Biz canlandıralım. 😉
Bir de Kayıp Yazma'dan gelen arkadaşlarım bölüm yetişkin içerikli bilginiz olsun. 🤭
Keyifli okumalar...***
Akşam saatlerine yakın bir zamandı. Genç kız besiye koyduğu kazlarına su getirmek için çeşmeye doğru acele adımlarla yol almaya başlamıştı. Çeşmede bir tek Gülizar'ı görünce mutlu olup memnuniyetle salına salına Gülizar'ın yanına kadar gitmişti. "Selamünaleyküm.""Aleykümselam." Kadın diğer bidonu çeşmenin altındaki taşa yerleştirip daha bir hafta önce tanıştığı yan komşuları olan kıza baktı. "Kazlarını koydun besiye rahatsın tabii."
"Hiç sorma ya canım çıkıyordu. Yok kaz kayboldu. Yok kazı tilki götürdü. Yok kazları çaya götür dök. Bir de bizimkiler sürüntü aralarda sürünüp duruyorlar."
Güldü genç kadın. Elindeki bileziklerini kıza belli etmek için sallayıp sesini duyurdu. Bunu anlayan kız güldü. "Öyle olmadı Gülizar al onları minareye çık bağır bana kocam bilezik aldı, diye." Ona bozulan ve köye başka köyden gelen yeni gelin Gülizar Hatice'nin huyunu bilmemenin verdiği dezavantajla "Var ki gösteriyoruz. Sen benden büyükmüşsün öğrendim. Senin isteyenin yok herhalde." demişti.
"Köyde bana Çirtakoz Hatice derler Gülizar." Kadın gülerek konuştuğu için anlamayan Gülizar'da gülmüştü. "Ne deliliğini görmüşler." Hatice gözlerini kısıp sinirle Gülizar'ın üzerine doğru bir adım attı. "Senin gibi boş konuşanların dilini kesmekle ünlüyüm ben." Kızdan korkup bir adım geri atan Gülizar yutkundu. Hatice ondan daha uzun ve birazda yapılı olduğu için gözü korktu Gülizar'ın. Yutkunup ardındaki yarı dolu olan bidonu aldı.
"Ben gideyim anam bekler." Ardına bakmadan hızla giden kıza güldü Hatice. Lakabı böyle işlerde yarıyordu işte. Deli lakabı ona her işe karışmasından ve haksız insan gördüğünde susmamasından bir de hakkını bağıra çağıra da olsa almasından dolayı gelmişti ha bir de kavgadan dolayı bir hafta etmezse diğer hafta mutlaka birine kızar bağırırdı. Genelde insanların işine gelmeyecek şeyler söylediği içinde adı Deli Hatice'ye çıkmıştı.
"Hatice! Kız dallarım ağırıyor. Ben geçeyim de doldurayım az durda."
Hatice kadını beklemeden suyun altına bidonu koyup tasasız bir şekilde dönüp kadının sinirle ona bakmasına gülerek baktı. "He ya ağırıyordur. Geçen hafta düğünde hop hop oynarken dalların iyiydi. Şimdi mi ağrıyası tuttu?"
Yaşlı kadın memnuniyetsizce kıza baktı. "Sen kaynanada böyle yaparsın. Seni alan ev yandı. Böyle edepsiz kız mı olur? Kız dediğin büyüğünü sayar."
Elini salladı kız. "Hak edene saygımı da gösteririm sevgimi de. Sen sağda solda Çirtakoz aşağı Çirtakoz yukarı diye atarsan sana ancak dirsek gösteririm. Söylediğin kelimeleri yaşlılığına verip susuyorum sanmaki senden çekiniyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rastgele
Cerita PendekTek bölümlük romantik hikayeler. Yetişkin içerik içerir! 29.11.2021 tarihinde başlanmıştır.