Kızıl saçlı bir çocuk, her zaman yüzünden eksiltmediği gülümsemesiyle karanlık sokakta sallanarak ilerledi. Mutluydu ve gözleri parlıyordu, her şey istediği gibi olmuştu. Bir kaç yerden döndü, ara sokaklara girdi. Sonunda istediği yere geldiğinde emrettiği gibi orada topanmış küçük topluluğa baktı. Onun geldiğini farkettikleri anda eğildiler ve dizlerinin üstüne çöktüler. Bu görüntü karşısında daha büyük gülümsedi.
-İyi oynadınız, aferin.
Yüzü dağılmış küçük bir çocuğun yanına gitti. Elini kafasına koyup saçlarını karıştırdı.
-Özellikle sen, yediğin yumrukların karşılığını çokça alacaksın.
Küçük çocuk çarpık bir gülümsemeyle karşılık verdi. O sırada başka biri konuşmaya başladı.
+Hagremichi-sama, üniformanız.
Hagremichi ona uzatılan kırmızı üniformayı aldı. Üstünü değiştirirken konuşmaya devam etti.
-Hapisten çıktığına sevindim, demek ki bir sorun çıkmamış.
Eski Tenjiku yardımcı lideri ejderha desenli bıçağı Hagremichi'ye uzattı.
+Hapishane içinde küçük sorunlar yaşadık ama, çıkmak çok zor olmadı.
-Güzel, güvenimi boşa çıkarmadın.
Yakın zamanda Toman'la bir savaşımız olacak. Herhangi bir şey kullanmayın, sadece bütün gücünüzle savaşın ve yolumu açın. Diğer adamları da bugün gidip topla.
+Emredersiniz.
Bıçağı elinde biraz çevirdi. Bir sokak lambasına doğru kaldırıp kısık gözlerle gümüşün her santimini inceledi ve parlamasını izledi.
-Ben kullanacağım.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kısa bir zaman sonra.
Doraken, bir dizinin üstüne çökmüştü, elindeki eski bir bez parçasıyla motorunun gövdesini siliyordu. Dışarıdaki Toman'ın antrenman seslerini ve sohbetleri dinliyordu. Kışın yaklaşmasına rağmen tepede duran güneş, motorları koydukları eski evin kırılıp yarım kalmış camından sırtına yansıyor ve içini ısıtıyordu. Keyifle bir şarkı mırıldanıyordu. Alikey bir süre önce motoruyla bir yere gitmişti ve çeteyi ona bırakmıştı. Birden, dışarıdaki seslerin kesildiğini farketti. Şarkıyı mırıldanmayı bıraktı ve dışarıyı dinledi ama duyduğu tek şey kendi nefes sesiydi, çıt çıkmıyordu. Elindeki bezi motorun üstüne atıp dışarı çıktı. Toman üyeleri toplanmıştı, hepsi aynı yere bakıyordu. Doraken kalabalığı açarak en öne geçtiğinde, karşılaştığı manzara karşısında şaşırıp kaldı. Ukala bakışlarları ve sinir bozucu gülümsemesiyle şeytan bozuntusu karşısında dikiliyordu. Kızıl üniforması, kızıl saçları ve kızıl gözleriyle epey uyum sağlamıştı. Arkasında ise Toman'ın iki katı sayıda adam duruyordu. Ne olup bittiği rahatça anlaşılıyordu, ama kabullenmek istemedi. Tam bir şey demek için ağzını açmıştı ki Hagremichi lafa girdi.
-Bendeniz Hagremichi, Tenjiku'nun gerçek lideriyim.
+Gerçek lidermiş. Toman Tenjiku'yu daha önce yendi, yine yenecek.
Hagremichi gülümsemesinden daha da rahatsız edici bir şekilde kahkaha attı.
-Sizin yendiğiniz sözde lider, en gereksiz adamlarımdandı. Benden önceki lideri öldürdüm.
Doraken'in yüzü sinirle kasıldı.
+Ne istiyonuz? Savaş bugün için kararlaştırılmadı.
-Ah, ne yazık. Sanırım günleri karıştırmışım. Bir şeyi kesinleştirmem gerekiyor da... Kimsenin canı yanmadan teslim mi olursunuz? Yoksa birbirimize giriyor muyuz?
+Orospu çocuğu.
-Pekala. Tenjiku...
Hagremichi arkasını dönüp çetesini süzdü, sonra geri Toman'a doğru döndü. Hiçbir şey söylemedi, sadece elini ileriye doğru uzattı ve Tenjiku savaş naraları atarak saldırdı. Yanından dövüşe koşanların arasında hiç kıpırdamadan dikildi ve ona ulaşmaya çalışıp itilerek daha da uzaklaşan Doraken'e kısık gözlerle baktı. Doraken ise gözlerinden alevler saçıyordu, adamları ittirip yol açmaya çalışıyordu ama sanki hepsi sadece onun üstüne çullanmıştı. "Çok fazlalar" diye düşündü. Hagremichi kalabalığın içinde kaybolup gitti. "Siktir!". Bir adama yumruk atıp yere serdi ve tanıdık bir yüz görmeye çalıştı.
-MİTSUYA! ALİKEY'E ULAŞ!
Mitsuya onu gördü ve anladığını belli eden bir işaret yaptı. Doraken üstüne atlayan bir adamı iki kişinin üstüne fırlattıktan sonra Hagremichi'ye bakınmaya devam etti. Sonunda onu gördü, Tenjiku tarafında kalabalıktan uzakta umursamazca dikilmiş ve gözlerini kapatmıştı. Kafasını hafif havaya kaldırmıştı, yüzü huzurluydu. Doraken o kadar sinirlendi ki sıcaktan eriyeceğini düşündü. Önüne çıkan herkesi yıkarak hızlıca ona ilerledi. Delirmiş bir şekilde Hagremichi'nin üstüne atıldı. Ama Hagremichi, gözleri kapalı olmasına rağmen aniden yana kaydı ve Doraken boşluğa düştü. Dengesini son anda toparlayıp soluk soluğa dikildi.
-Ne oldu Doraken-kun? Sinirli gözüküyorsun.
+SENİ PİÇ!
Doraken öfkeyle bir yumruk salladı. Hagremichi yine yana kaçtı, yorulmuş birinden kaçmak kolaydı.
-Bu ne öfke, beni öldürmeyi mi düşünüyorsun? Yapma ama, ne de olsa ben senin dostunum ve Toman'ın sadık bir üyesiyim.
Doraken öfkeden kudurarak tekrar saldırdı. Hagremichi bu sefer kaçmadı, yumruk karnına indi. Acıyla kasıldı ve karnını tutarak eğildi. Doraken bir kez daha vurmak için yanına gitti. Birden bire, Hagremichi hamle yaptı. Dorakenin karnına bir acı saplandı. Kafasını aşağı çevirdiğinde bir bıçağın saplandığını gördü. Bıçağı tutan eli takip ettiğinde, Hagremichi'nin parlayan gözleriyle karşılaştı. Hagremichi bıçağı sertçe çekti, Doraken geriye doğru yalpalarken elini yaranın üstüne koydu ve elindeki kana baktı. Güçsüzce titreyen dizlerinin üstüne çöktü.
-Bilir misin bilmem Doraken, sinirden gözü dönmüş birini yenmek, yürümek kadar kolaydır.
Hagremichi elindeki yere kan damlatan bıçağa düz bir ifadeyle ve ciddiyetle baktı.
-Yazık oldu...
Dorakenin düştüğünü gören Toman, kavgayı bıraktı. Tenjiku ise sevinçle yumruklarını kaldırıp galibiyetlerini kutladılar. Hagremichi elini kaldırıp hepsini susturdu. Bir motor sesi duyuluyordu. Bu sefer ise Doraken güldü.
+Bu... Alikey'in Cb250t'si.
Doraken yüz üstü devrildi. Alikey, toprağı savurarak ve büyük bir toz bulutu kaldırarak duran motordan indi. Önce Doraken'e, sonra Hagremichi'ye, sonra ise elindeki kanlı bıçağa baktı. Hagremichi önce Hawk'ın tozlu gövdesine göz gezdirdi, sonra Alikey'e dönüp gülümsedi.
-Alikey... Bende ne zaman geleceksin diyordum.
+Sen...
Hagremichi, yeni bir yapıtı sergileyen bir sanatçı gibi kollarını iki yana açtı ve bağırdı.
-EVET! BEN TENJİKU LİDERİYİM!
Alikey sert ama yavaş adımlarla, duygudan yoksun yüzüyle Hagremichi'ye doğru ilerlerken, çetede en ufak kıpırtı olmadı. Herkes gelecek bir emri bekliyordu. Kimseden çıt çıkmayınca olacakları izlemek için beklediler. Alikey yürümeye devam ederken sakince konuştu.
+Abimi öldürdün.
-Hmm, öyle mi yapmışım? Abin kimdi? O kadar çok çöp parçasını öldürdüm ki hangisi olduğunu bilmiyorum.
+Shinchiro'yu sen öldürdün.. Şimdi de Doraken'i mi? En güvendiğim adamımsın demiştim.
-Sevdiğin herkesi öldüreceğim Alikey. Bir tane bile yakının kalmayacak.
Alikey Hagremichi'nin tamamen dibine geldiğinde, tek bir tekmeyle elindeki bıçağı uzağa fırlattı.
+Seni geberteceğim.
Hagremichi ilk tekmeyi engelledi ama Alikey'in füze gibi tekmesine karşılık ayakta zor durdu. Diğer tekmeden geriye doğru zıplayarak kaçtı, Alikey en ufak heyecan ve öfke göstermedi. Aynı sakinlikle yavaşça Hagremichi'ye yürüdü. Hagremichi yüzüne atılan yumruğu da engelledi ve dönüp tekme atmaya çalıştı. Alikey fırsatı bulup ayağını ondan önce kaldırdı ve tekmeyi Hagremichi'ye indirdi. Hagremichi karşılık vermek bir yana, kendini savunacak bir vakit bulamadı. Hagremichi dizlerinin üstünde otururken, tepesinde dikilen Alikey'e baktı. Alikey hala ifadesizdi. "İşe yaramadı, eğer sinirlenseydi..." diye düşündü ve bu sefer Hagremichi panikledi. Ayağa kalkmadan geriye doğru sürünmeye başladı. Alikey ondan gözünü ayırmadan bağırdı.
+TOMAN! KAVGA BİTMİŞTİR, DAĞILIN!
Hagremichi Alikey'den yeterince uzaklaşmıştı. Gülerek karşılık verdi.
-Buna sen karar veremezsin piç!
Alikey birden koştu, Hagremichi onun hareketini tahmin edebiliyordu. Gelen süper güçlü yumruğu yine engellemişti ama bu seferki çok güçlüydü. Geriye doğru uçtu ve yerde yuvarlanarak durdu.
+Siktir...
Alikey onu hareketsiz bırakmak için göğsüne oturdu ve suratına art arda yumruklar atmaya başladı. Tenjiku panikle dağıldı, Toman çoktan dağılmıştı. Hagremichi yüzünü savunmayı bıraktı ve düşündü. Bilincini yitirirken, gerçekçi gelen halüsinasyonlar görmeye başladı. "Ölüyorum sanırım" diye düşünürken hayal meyal bir ses duydu. Çok tanıdık bir sesti.
-Alikey yeter! Polisler geliyor.
Alikey durmadı, etrafı duyduğundan da emin değildi.
-ALİKEY!
Alikey birden yumruk atmayı bıraktı. Birisi, yumruk attığı elini tutmuştu. O an olayların farkına vardı. Hemen bakışlarını Doraken'e çevirdi ve ambulansın onu içeri aldıklarını gördü. Ayağa kalktı ve Hagremichi'ye son bir tekme attı. Motora atladı ve giden ambulansın peşine düştü. Hagremichi acıyla yana doğru döndü ve titreyerek ayağa kalkmaya çalıştı. Polislere yakalanmaya niyeti yoktu. Sendeleyerek ayağa kalktı ama dizleri titriyordu. Yana doğru devrilirken birden birine yaslandı. Bir gözü şişip kapanmıştı, diğeri ise çok az görüyordu. Kolunu onun omzuna attı ve yavaş yavaş yürümeye başladılar.
-Accifuyu... Ne zamandır burdasın?
+Konuşup gücünü harcama. Soracaklarım var.
Hagremichi öksürdü ve konuşmayı bıraktı. Kırmızı tuğlalı duvarları olan iki evin arasına saklandılar, yeşil bir çöp kutusunun üstündeki kediler onları görünce hızla borulardan çatıya kaçtılar. Accifuyu Hagremichiyi yavaşça yere oturttu ve kendi de karşı duvara yaslanıp soluk soluğa oturdu.
-Neden kurtardın beni?
+Ölmene izin mi verseydim?
-Katilim ne de olsa.
Bir süre sessizlik oldu. Hagremichi öksürdü ve sarsıldığı için acıyla dişlerini sıktı.
+Adil yargılanman için.
Hagremichi istemsizce güldü.
-Öyle olsa bırakırdın beni orda.
Hagremichi acıyla bağırıp kafasını tuttu. Accifuyu yavaşça doğruldu.
+En azından hastaneye gidelim.
-Dayak yemeye alışığım, bilirsin. Böyle şeyler etkilemez beni.
+Ne zamandan beri? Nasıl bu kadar değiştin?
-Sen Tenjiku'dan ayrıldıktan sonra.
+İzana'yı neden öldürdün?
-Başka çarem varmış gibi...
Yine sessizlik.
+Shinchiro'yu?
-Bilmen gerekmez.
+Doraken'i?
-Ölmeyecek.
Accifuyu gözünden süzülen yaşlarla cevap verdi, sesinde en ufak titreme yoktu.
+Seni asla affetmeyeceğim. Buna dönüşeceğini bilseydim seni kurtarmazdım.
-Ama kurtardın.
+Bu sondu.
Polislerin siren sesleri uzaklaşırken, karşılıklı oturmaya devam ettiler.