Akira, arkasındaki iki görevliyle hücreye sinirli bir şekilde ilerledi. Ölü insanların leşleri ortadan kaldırılmıştı ve yaralılar toplanıyordu. Hücre içindeki mahkumlar bağırıyor ve isyan ediyorlardı, diğer polisler onları durdurmak için uğraşıyordu. Artık jopların işe yaramadığını farkedip şok cihazı kullanmaya başlamışlardı. Akira, açık hücre kapısından içeri girdi. Sinirle yatağı tekmeledi ve devirdi. Sonunda, küçük tahta masanın üzerindeki kağıdı gördü. Dağınık bir el yazısıyla yazılmış cümleleri gözlerinden alev saçarak okudu.
Umarım arkadaş olabiliriz, Akira-san. Ama sizinle bir daha görüşmek istediğime emin değilim. Beni aramaya çalışmayın, çünkü her zaman bir adım önünüzde olacağım. Sizi öldürmeyi düşündüm ama bir kaç aylık kızınız olduğunu öğrendim. Üzgünüm, bence ailenizin yanından çok ayrılmayın ve beni takibi bırakın. Güvenliğiniz çok üst düzey değilmiş. Bence biraz geliştirmeniz lazım.
Elindeki kağıdı parçaladı.
-Bulun onu, hemen! İnui'ye de haber verin!
İki adam ters yöne doğru koşmaya başlarken Akira ona saldırmaya çalışan bir suçluyu tek yumrukla bayılttı.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Accifuyu ve Alhina, Alışveriş merkezinin önünde dikiliyorlardı.
-Girmeden önce şu oyuncak şeyini oynayalım mı?
+Olur, gel hadi!
Koşup oyuncak makinesinin önünde durdular. Camına yapıştılar ve içinden oyuncak seçmeye çalıştılar. Accifuyu cebinden bir bozukluk çıkarttı ve oyuncağı almaya çalıştı ama başarısız oldu.
-Hileli bu, kıralım.
+Bence bunu yapmamalıyız-
Accifuyu çoktan tekmesini makinenin camından içeri sokmuştu ve ayağını çıkarmaya çalışıyordu.
-Ne dedin?
+Yok bişey!
Makineyi devirdiler ve insanların onlara bakışlarını zerre umursamadan oyuncakları karıştırmaya başladılar. Bir ıslık duyana kadar yüzlerinde gülümseme vardı. İkisi de kafasını kaldırdı ve sesin geldiği yere döndüler. Hagremichi, üzerinde siyah bir takım elbiseyle ve siyah güneş gözlükleriyleydi. Duvara yaslanmıştı, elindeki alçı çıkmıştı ama sargılıydı. Sigarasından son bir nefes çekti ve başındaki fötr şapkasını düzeltti. Kızlara doğru yürürken sigarasını bir kenara attı. Accifuyu yavaşça ayağa kalktı.
-Hapishaneden çıkmışsın?
+Uzun süre kaldığımı düşündüm, yetti de arttı.
Alhina da ayağa kalktı.
-Eline ne oldu?
+Bu mu? Küçük bir kırık sadece, napıyonuz burda?
-Oyuncak alıyoruz.
Hagremichi birden sütunun arkasına koştu.
+POLİS!
Alhina ve Accifuyu arkasını döndüğünde bir polisin üstlerine yürüdüğünü gördü. Alhina cebinden polis kartını çıkartıp gösterdi.
-Amiriniz oyuncak makinelerini boşaltmamızı istedi, arama yapıyoruz.
Polis karta yakından baktı ve omuz silkti.
-Diğer girişin önünde de var, isterseniz onu da boşaltabilirsiniz.
+Tabii, teşekkürler.
Polis dönüp uzaklaşırken Hagremichi sütunun arkasından hiçbir şey olmamış gibi tekrar yanlarına geldi.
-Demek kaçtın ve aranıyorsun?
+Göründüğü gibi-
-O zaman polisi tekrar çağıralım.
+Buraya sorun çıkarmaya gelmedim, biraz sizinle eğlenmeme izin verin ha? Sonuçta bir daha eğlenemeyeceğiz.
Accifuyu bir şey söylemek için tam ağzını açmıştı ki Hagremichi eğilip yerdeki bir oyuncağı aldı. Peluşu elinde evirip çevirirken Alhina atıldı.
-Onu arıyordum!
+Ne bu?
-Koala peluşu.
+Güzelmiş.
Hagremichi birden oyuncağın kafasını kopardı ve Alhina'ya fırlattı.
+Tüh, biraz parçalandı sanırım. Al senin olsun.
Alhina ağlamaklı bir yüz ifadesiyle parçalanmış koalaya bakarken Accifuyu dönüp kapıya doğru yürümeye başladı.
-Ben filme gidiyorum.
+Bende geliyorum!
Hagremichi çoktan koşmuşken Alhina da elindeki oyuncağı fırlatıp peşlerinden koştu.
-Beni de bekleyin!
Sinema salonuna daldılar. Salonda onlardan başka kimse yoktu.
+Bu kadar boktan ne filmi seçtiniz?
-Bir animasyon.
+Ciddi olamazsınız...
Hagremichi birden koştu ve Accifuyu'nun elindeki patlamış mısırı kaptı. Accifuyu başta şaşırdı ama hemen toparlayıp peşinden koştu. Hagremichi, ekranın önünde yakalandı ve küçük bir savaş oldu. Accifuyu sonunda Hagremichi'nin sargılı eline vurdu ve Hagremichi acıyla mısır pakedini bıraktı.
-ELİM!
+Yanlış kişiye çattın hain.
Hagremichi bu sefer Alhina'ya koştu ve patlamış mısırını kaptı.
-Hey!
Hagremichi mısırları hızlı hızlı yerken ağzı dolu bir şekilde Accifuyu'ya döndü.
-Ne hainliğimi gördün?
Accifuyu offlayarak elini alnına koydu.
+Ah, boşversene. Film başlıyor.
Geçip yerlerine oturdular. Film başlayalı henüz bir kaç dakika olmuştu ki Hagremichi boş mısır paketini yere attı ve derin bir nefes aldı.
-Bir şey soracağım.
+Film izliyoruz.
-Doraken nerede?
Accifuyu ona döndü.
+Bilmiyoruz.
-Yalan söyleme.
+Ne yapacaksın?
-Sadece konuşmam gerekiyor. Günlerdir onu arıyorum.
+Bilmiyorum dedim ya.
Hagremichi gülümsedi ve ayağa kalktı.
-Bana eziyet etmeyi çok seviyorsun değil mi? Sorun değil, kendim bulurum.
Dönüp çıkışa doğru yürürken Accifuyu birden seslendi.
+Hemen gidiyor musun?
Hagremichi şaşkınlıkla döndü.
-Gitmemi istemiyor musun?
+Hayır... Yani... Biraz daha kalsan iyi olurdu. Film daha yeni başlıyordu.
-Buraya film için gelmemiştim ve bilirsin, Alikey sinirlendiğinde biraz ürkütücü oluyor. Geç kalmayayım. Bütün şu şeyler bittikten sonra, seninle sinemaya gelirim.
Accifuyu bakışlarını filme çevirdi ve bir süre cevap vermedi.
+Söz mü?
-Söz.
Hagremichi çıktı. Şapkasını ve gözlüğünü tekrar taktı. Telefonu çıkardı ve mesajlara girdi.Bağlanabildin mi?
Bilinmeyen numara
Evet, her şey hazır. Şifreyi atıyorum.Güzel.
Hagremichi yollanan şifreyi girdi ve telefon bilgilerini silip, Accifuyu'nun bilgilerini indirdi. Kişilerden Doraken'i buldu ve mesajı attı. Alışveriş merkezinden çıkıp otoparka yürürken Doraken mesajına karşılık verdi. Bir kaç saniye sonra, konumu elindeydi. Boynunu kütletti ve neşeyle motoruna doğru yürüdü.