9. Bölüm: "Gözleri Haliçte Bir Piyale"

4.7K 367 215
                                    

Beyler ve Beybiler👀

Çok özledim, büssürü özledim, ölümüne özledim... Uzatmıyorum...

İyi okumalar dilerim✨

9. Bölüm: "Gözleri Haliç'te Bir Piyale"

Bir silahın şarjörü, bir insanın dilidir; silahı kurşun, dili kelimeler doldurur. Ve kurşun eti, kemiği sıyırabilir fakat dil hiçbir zaman hedefi ıskalamaz.

Kemiksiz bir dile karşı hedef tahtası olduğum, delik deşik edildiğim bir andaydım. Koca avucu iki göğsümün arasını içine hapsetmiş, en büyük düşmanımın yerini sobelerken bastığı yaramın acısı bağrımda tuzlardan ibaret oldu.

"Ben seni tam burada tutarsam," dediğinde iki göğsümün arasından kaburgalarımın arasına doğru kaydı. "...sadece babanı değil, içindeki seni öldürürüm ama yine de benden gidemezsin."

En büyük düşman, iki kaburga kemiğinin arasındaki düşmandır.

Bana, eğer düşmanı olursam ondan kurtulamayacağımı söylüyordu. Babamı... Babamı öldürsem bile, o benden çıkmadan benim ondan çıkamayacağımı ima ediyordu.

Babam ölmüştü; ki düşmanı bendim, düşmanım oydu. Şimdi avuçları arasında tuttuğu kaburgalarımın arasında o varken, içim o iken, arasına dalıp içimdekini öldürmeye cesareti olacak mıydı?

Tüm kemiklerimin kalem gibi kırıldığını hissettim. Kirpik diplerimde bir yanma peydah oldu fakat sebebi, tenimde esen kasırga değil, o kasırganın ellerinin uzandığı ölüydü.

Aynadan bir ay gibi birbirine tutulan gözlerimiz, birbirimizi yakmak isteyen yangınları doğururken, "Durdurulamaz sanıyorsun kendini," dediğimde kül hareleri bir volkan gibi dudaklarıma döküldü. "Bugüne kadar kimse karşı koyamamış değil, karşı koymak istememiş diye her yerde esebileceğini sanıyorsun." Boşlukta duran elim, boğazıma sarılan gevşek elinie tutunduğunda parmaklarını bir bir açtım. "O yüzden senden gitmeyeceğimi değil, gidemeyeceğimi zannediyorsun."

Evran Pasin Manas, sönmüş bir volkandı.

Küllerinden doğup yeniden harlandı.

"Bir gün benden gidecek misin Solin?"

Boğazıma sarılan parmaklarını çözdüğümde elleri boşluğa savruldu. O boşluk beni yellendiğim yönüme savurdu ve bedenimi ona döndürdüm. Gözlerime ilk değen şey, boynundaki siyah cevşen oldu. Çıplak göğsünün üzerinde parlarken, "Böylesi suça meyilliyken hep savunmanı yapması gereken birine ihtiyaç duyacaksın," diye mırıldandım.

"Sen de ihtiyacımı," dediğinde çenemi kavrayan eli kafamı dikleştirdi ve göz göze gelmemizi sağladı. Kaşları havalanırken dili keskinleşti. "..ihtiyaçlarımı karşılayacaksın."

İhtizaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin