-2-

11.4K 862 1K
                                    

 

Oy atıp, yorumlarınızı bırakmayı unutmayınız.
Hepinize Keyifli Okumalar.
🌿

&&

Ayağımla ritim tutarak ballı ekmeğimi ağzıma tıkıp dalgınca boş duvarı izlerken uykumdan tam anlamı ile arınamamıştım üstelik kafam almak bullaktı.

Burnumdan keskin, sıkı bir nefes soluduktan sonra sabahın köründe çok sevdiğim ballı ekmeğin tadı bana yavan geliyordu. Her yutkunuşumda lokmalar boğazıma diziliyordu.

Kafamı iki yana sallayarak israf olmasın diye ballı ekmeğin geri kalanını ağzıma atarak oturduğum koltuktan kalktım ve sehpanın üzerinde ki bitirdiğim süt bardağıma uzandım.

Sabah olmuş, rutin gerçekten boktan bir güne daha uyanmıştım.

Biraz klişe olacaktı ama hayatım sıradandı. Sıradanın yanı sıra boktanda.

Her günüm aynı geçiyordu. Her sabah aynı güne gözlerime açıp, boşa yaşadığımı hissediyordum.

Boşa yaşamak istemiyordum ama klişeleşmiş düzenide bozamıyordum.

Kararan içimle birlikte elimde ki bardakla salondan ayrılıp mutfağa geçtim. Bardağı çalkaladıktan sonra tezgahın üzerine bırakıp mutfağımın köşede ki küçük penceresine ilerledim.

Pencerenin önüne vardığımda beni ilk önce dışarda ki soğuk rüzgarların sesi karşılaşmıştı.

Aralık ayına yeni girmiştik ve hava buz gibiydi. Gerçi Ankara'nın ayazını bilmeyen yoktu ya.

Dilimle dudaklarımı ıslatıp dışarıda ki ağaç yapacaklarının uçuşuna kısa bir bakış attım. Bugün diğer günlerden daha soğuk olacaktı anlaşılan. Yağmur yağacak gibi duruyordu.

Yağmuru sevdiğim falan yoktu. Güneşli havayıda sevmiyordum. Sanırım biraz garip biriydim.

Bakışlarımı dışarıdan alıp bileğimde ki saatimi gözümün önüne getirdiğimde evden çıkma saatimin geldiğini anlamıştım.

Okula yetişmem gerekiyordu.

Tabii biz sizinle tanışmıyorduk ama birbirimizi anlayacak en iyi insanlar oluyorduk.

Üzgünüm ki bir klişe olacak yataktan kalktığım an alarmım çalıp, ben bile isteye kurduğum alarma sövmemiş size kendimi öyle tanışmaya başlamamıştım.

Kendimi öyle tanıtmaya başlasam fazla klişe olurdu ya.
Bence biz samimi olmalıydık.
Klişe olmamalıydık.

Pencerenin yanından ayrılarak mutfaktan çıktığımda kapının yanında ki askılına astığım Blazer ceketimi üzerime geçirip kapının hemen yan tarafında ki boy aynasının karşısına geçtim ve defalarca olduğu gibi kendimle göz göze geldim.

Yeşil gözlerim, küçük gözlerimin içinde oldukça solgun duruyor haddinden fazla küçük yüzümle uyum sağlıyordu.
Sarı, çarşamba cadısı gibi olan kıvırcık, uzun ve oldukça gür saçlarım dağınık bir şekilde omuzlarıma düşüyor tenime uyum sağlıyordu.

Güzel olduğumu biliyordum ama bu güzelliğim hiçbir işe yaramıyordu.

Kim olduğuma gelirsek...
Ben kıyıda köşede unutulmuş, kayıp bulunmayı bekleyen ama bulunmak istemeyen biri kız, Serinaydım.

O Sirena desede adım Serinaydı.

Aklıma yine şu gizemli, takıntılı şahıs gelince onu düşünmemeyi kendime defalarca öğütlediğimden ötürü elimin tersi ile düşünceleri itekledim.

Sirena| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin