Bölümü beğenirsiniz umarım :)
Elimdeki kalın boğazlı kazağı da valize koyup valizimi gözden geçirdim. Eksik bir şey yok gibi görünüyordu. Gerekli her şeyi koyduğuma inanarak valizi kapatıp yere indirdim. Yarım saat sonra Giray beni almaya gelecekti.
Bej rengi boğazlı kazağımı giyip altına düz bir siyah kot geçirdim.Postallarımı giyip bağcıklarımı bağladım sıkıca. Makyaj masamın önüne geçip rimelimi sürdüm. Başka bir şey sürmeye gerek duymadan parfümümü sıkıp çantama attım. Şarj aletimi ve kulaklığımı bilgisayar çantasının içine atıp bilgisayar çantasını valizin üzerine bıraktım. Telefonuma gelen mesajla hızlıca telefonuma ilerledim.
Kimden: Giray
"Aşağıdayım fıstık."
Belirttiği saatten 15 dakika önce gelmişti ama ben hazırdım. Bekletmemek için hızlıca mesaj yazdım.
"İniyorum."
Telefon bir kez daha titrediğinde mesaja baktım.
Kimden: Giray
"Yardım lazım mı?"
Yeşim teyze oğlunun bu halini görse oturup ağlar sanırım.
"Yok canım, sağ ol."
Valizimi sürükleyerek kapının önüne getirdim. Kapıyı açtığımda asansörün duvarına yaslanan Giray'ı gördüm. Yorgun görünüyordu. İşleri halledebilmek için iki gündür fazla çalıştığını biliyordum. İki gün boyunca beni de görmemişti çünkü.
Kapının ağzında durmayı bırakıp ona doğru yürüdüm. Kollarını benim için açtığında hemen kollarına girdim.
"İhmal ettim seni," diye mırıldandı.
"Sergi zamanı ben de seni ihmal ederim ödeşiriz," derken sırıtıyordum. Göğsünün inip kalkmasından onun da güldüğünü gördüm.
"Yukarı çıkmana gerek yoktu," dedim valizi kapının dışına alırken. Hemen yerimi alıp bir hamlede valizi yanına çekti. Ben kapıyı kilitlerken o asansörü çağırıyordu.
"Gelmen daha uzun sürer diye düşünmüştüm."
"Ben seni o kadar bekletiyorum yani," dedim tek kaşım havaya kalkarken.
"Kızım iki dakikada trip atacak bir şey buluyorsun ya, helal olsun valla sana."
Ciddi söylediğini bilsem üç hafta trip atacağım cümleye sadece gülmekle yetindim.
"Çok yorgun görünüyorsun," dedim asansörden inerken.
"Yorgunum," diyerek onayladı beni.
"Pazar gününe kadar işin yok sanırım?"
"Yok fıstık. Neden?"
"Pazar gününe kadar dinlenmeni istiyorum çünkü."
"Ben cumartesi gezeriz diye düşünmüştüm ama?"
"Daha sonra yine gezeriz. İyi dinlenmeni istiyorum."
Sıcacık bir gülümsemeyle baktı bana. Aynı şekilde karşılık verdiğimde çoktan arabaya yerleşmiştik bile. Hava alanına gidene kadar konuşmadık. Kontrolden geçip uçağa bindiğimizde alayla konuşmaya başladım;
"Özel uçağınla gideriz diyordum. Bak şaşırttın şimdi beni."
Gülerek kulağıma eğildi. "Kabul et hadi, uçağımı kıskanıyorsun." Söylediği şeye küçük bir kahkaha atarak tepki verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EHVENİŞER +18
Genç KurguBazen kalbin söylediğini akıl dinlemez. Bazense aklın söylediğini kalp dinlemez. Yanlış olacağını, tehlikeli olacağını bile bile yapmak istersin. Ani bir kararla yataktan kalkıp odadan çıktım. Yan odanın kapısını çaldım. Çok geçmeden gelen ayak sesl...